Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1036 E. 2022/1034 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1036
KARAR NO: 2022/1034
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2016/1112 Esas – 2019/255 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin nakliye depolama lojistik sektöründe öncü ve bilinen firmaların başında geldiğini, davalı ile müvekkili firma arasında varılan anlaşma neticesinde, müvekkili müşterilerine ait ürünlerin nakliyesinin davalı tarafından yerine getirildiğini, anlaşma gereğince davalı tarafından teslim alınan ürünlerin tam ve eksiksiz bir şekilde belirtilen adreslere teslim etmesinin gerektiğini, davalının yaptığı bir takım taşımalarda zarar oluştuğunu, müvekkilinin bu zararları müşterilerine tazmin ettiğini, müvekkilinin davalı yana fatura ile bu ödemelerini yansıttığını, ayrıca müvekkilinin davalıya fiyat farkı faturası düzenlediğini, söz konusu faturalara dayalı alacak için girişilen takibe vaki itirazın haksız olduğunu, ticari defterler incelendiğinde müvekkilinin alacaklı ve alacağının muaccel olduğunun görüleceğini tüm bu nedenlerle itirazın iptali ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından başlatılan 12.029,01 TL tutarındaki asıl alacak üzerinden takibin devamını, takibe itiraz eden davalının takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatın mahkum edilmesini, faiz, masraflar ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının depolama ve yüklemesini yaptığı yüklerin davalı tarafından sözleşmelere göre taşındığını, malların taşıma sürecinde hasar görmesinin neredeyse imkansız olduğunu, müvekkilinin taşıtlarının kapalı olduğunu, içerik yükleme ve istiflemesinin dahi davacı tarafından yapıldığını, cari hesap kayıtlarına göre davacıdan müvekkilinin alacaklı olduğunu bu nedenlerle söz konusu davanın tümden reddini, davacının %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, “….taraflar arasında 18.02.2015 tarihli yük taşıma sözleşmesi akdedildiği (davalı …. Limited Şirketi iken yeni ünvanı … Limited Şirketi olmakla) ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlık taşıma sırasında oluştuğu iddia olunan zararlara ve sözleşmeye istinaden yansıtma fiyat farkı olarak düzenlenen ve takibe konu edilen 11 adet fatura alacağından davalının sorumlu olup olmadığı ile miktarı hususundadır.Davalı her ne kadar malların taşıma süresince hasar görmesinin mümkün olmadığını, araçların kapalı olduğunu, içerik yükleme ve istiflemesinin davacı tarafından yapıldığını ve cari hesap kayıtlarına göre kendilerinin davacıdan alacaklı olduklarını savunmuş ise de sözleşmenin 4. Maddesinde işverenler tarafından … A.Ş’ ye gelebilecek her türlü hasar tazminatı tedarikçiye fatura edilerek tahsil edileceği belirtilmektedir.Davacı tarafından düzenlenen faturalara davalı yanca itiraz edilmediği gibi faturaların her iki taraf kayıtlarına aynı şekilde işlendiği ve dfeterlerin usulüne uygun tutuldukları ve ticari defterlerin birbirini teyit ettiğinin 02.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilmesi ve de davalının ödeme iddiasında da bulunmaması karşısında davalının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile hüküm altına alınan asıl alacağın takip tarihinden itibaren (%10,50) değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına ve de muayyen olan 12.029,01 TL alacağın %20 si oranındaki 2.405,80TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, müvekkilinin davacıya tahsis edilen kapalı kasa frigo aracın yükleme yerine götürülmesi, davacı çalışanları tarafından ürünlerin yüklenmesi sonrasında müvekkilin ürünleri davacının kendisine bildirmiş olduğu adreslere teslim ve teslim alan tarafından gösterilecek olan yerlere ürünlerin istiflenesi ile neticelendiğini, müvekkilinin edimsel yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiğini ancak davacı çalışanları tarafından araçlara ürünlerin yüklenmesi ve istiflenmesi sırasında gerekli özenin gösterilmemesi sebebiyle ürünlerin bir kısmının zarar gördüğünü ve dava konusu faturaların haksız olarak keşide edildiğini, somut olayda davacının aktif husumetini ve zararını ispatlayamadığını, zararın varlığı kabul edilmemekle birlikte aksi durumda dahi ancak müşteriler tarafından alacağın temliki hükümlerine göre davacıya temlik işlemi yapılmışsa davacının söz konusu alacağı talep edebileceği, oysa ki dosyada böyle bir temlikname bulunmadığı, eğer dosyada mübrez 3. kişi konumundaki firmalar tarafından keşide edilen faturaların temlik sonucunu doğuracağı veya sözleşmenin 4. maddesine dayalı olarak alacağın talep edildiği iddia edilse dahi bahsi geçen fatura bedellerinin davacı yanca ödendiğini, söz konusu faturaların müvekkili tarafından taşınan ürünlerle irtibatlı olduğuna dair bir delil bulunmadığını, davacının dayanağının hukuki sebebini taraflar arasındaki rücu ilişkisinin oluşturduğunu, dolayısıyla davacının ancak müvekkilinden müvekkilinin sebebiyet verdiği zararları talep edebileceği, davacının müşterileri ile ilişkisinin bozulmaması gayesiyle fatura edilmiş fahiş bedellerini de itirazsız kabul ettiğini, dolayısıyla artık fazladan ödemiş olduğu bedelleri dava dilekçesinde öne sürülen sebeplerle müvekkilinden talep edemeyeceği, husumet itirazlarının kabul görülmemesi ve esasa geçilmesi halinde dahi talep edilen zararların taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacının yüklenmiş olduğu edimlerin kusurlu olarak yerine getirilmesi sebebiyle doğduğunun dikkate alınması gerektiğini, tedarikçi müvekkilinin aradaki yük taşıma sözleşmesi uyarınca edimsel yükümlülüklerini araçlarını ve şoförlerini davacının belirleyeceği yükleme yerlerine temiz ve bakımlı göndermek, davacının belirleyeceği bölgede ürünlerin dağıtımı, boşaltılması ve nihai alıcıların göstereceği yere ürünlerin istifi hususlarından ibaret olduğunu, dava konusu ürünlerin araca davacı çalışanları tarafından yüklenip istiflendiğini dosya içerisinde sabit bulunduğu, davacının dosyaya ibraz ettiği 18.03.2015 tarih … numaralı tutanak ve 25.02.2015 tarih … nolu faturada yazılı ibarelerden anlaşılacağı üzere söz konusu zarar varsa da davacının yükleme ve istifleme edimlerini usulüne uygun yerine getirmemesinden dolayı ortaya çıktığını, dava dilekçesindeki tutanaklardan anlaşılacağı üzere ürünlerin çocuğunun kolilerinin zarar gördüğünü, ürünlerin hasar sonrasında aynı veyahut çok yakın bir bedel üzerinden satışa sunulabileceğini, ilk derece mahkemesi dava konusu ürünlerin hasarlı fiyatlarının ne olacağı hususunda bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken davacı tarafından ürünlerin satış fiyatı üzerinden kesilmiş olan faturaların hükme esas alınmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, yine ürünlerin davacı yanın edindiği fiyatlar üzerinden zararın tespiti gerekirken nihai satıcılara satılacak fiyatlar üzerinden zarar tespitinin de hukuka aykırı olduğunu, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satıma dayalı ve faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesi davanın kabulüne karar verilmiş, bahsi geçen karara karşı davalı vekilince yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Lojistik, borçlunun … olduğu,12.029,01 TL asıl alacak ve işlemiş faizin takibe konu edildiği, takip sebebi olarak muhtelif sayıda faturanın gösterildiği, borçlunun icra dosyasına itirazında müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığından takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği anlaşılmıştır. Yük taşıma sözleşmesi isimli belgenin … Lojistik ve tedarikçi sıfatıyla davalı … nakliyat … arasında imzalandığı, sözleşme konusunun tedarikçinin … Aş’nin ve depolarından ve ayrıca belirteceği tesislerinden teslim alacağı malların yine … Aş’nin tanımlayacağı bölgeler içerisinde dağıtım, boşaltma ve istiflemesinin kararlaştırılan koşullarda yerine getirilmesi, Netlog’un da bu hizmetlerin bedelini bu sözleşmede belirlenen bedeller üzerinden ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince tarafların ticari defterlerinin HMK 222 .maddesi uyarınca ibrazı istenilerek yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; icra takibine konu edilen faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin mutabık olduğu, her iki yanın ticari defterlerinde davacının davalıdan12.029,01 – TL alacaklı olduğu tesbit edilmiştir.Davacının müşterilerine satmış olduğu ürünlerin davalıya ait araçlarla müşterilere ulaştırmak üzere taşındığını ancak müşterilere teslim edilen bazı ürünlerin taşıma sırasında hasarlandığı, davacının müşterilerinin zararlarını tazmin ederek ödemiş olduğu bedelin davalı adına fatura keşide etmek suretiyle yansıttığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda açıkça anlaşılacağı üzere ; davacı faturalarını itiraz etmeden ticari defterine kaydetmiş olan davalının, faturaların haksız olduğundan bahisle iade faturası düzenleyerek davacıya göndermiş olduğu yönünde bir savunması veya bu yönde bir delili mevcut değildir. Bahsi geçen sebeple bu noktada davalı vekilinin, davacının müşterilerine ait ürünlerin müvekkili tarafından taşınması sırasında herhangi bir hasar oluşmadığı, dolayısıyla davaya konu edilen yansıtma ve fiyat farkı faturaların esasen haksız ve dayanaksız olduğu yönündeki savunma sebeplerinin dinlenilmesi mümkün değildir. Takibe konu alacak faturalara dayalı olduğundan likit ve belirlenebilir olup, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için takipte itiraz edenin kötü niyetli olması şartı da bulunmamaktadır. Bu durumda davalının ticari defterlerinde kayıtlı borç miktarı yönünden itirazın iptaline, likit alacak yönünden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353(1)-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 205,42‬ TL harcın, alınması gerekli olan 821,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 616,28‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022