Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1034 E. 2022/1440 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1034
KARAR NO: 2022/1440
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2019
NUMARASI: 2014/509 Esas – 2019/866 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tarım ve hayvancılık sektöründe çalıştığını, davadan 4 ay önce Adana bölge sorumlusu olan Doç. Dr. …’in bir başka firmayı ziyareti esnasında davalı şirketin sektördeki tüm firmalara yazı göndererek; müvekkilinin yem katkı maddeleri sektöründe faaliyet gösteren bir firma olmasına rağmen sanki “veteriner ilaç” sektöründe faaliyet gösteriyormuş gibi ve … kimyada üretim yaptıran bir firmaymış gibi gösterilip, kötülendiğini öğrendiğini; derhal noter ihtarı çekerek İstanbul … Noterliğinin 20/07/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarla bu yazıların kendilerince yazılmışsa derhal düzeltilmesini aksi taktirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini ancak herhangi bir cevap verilmediğini belirterek; söz konusu yazıda bir listenin mevcut olduğunu, orada … Kimyaya üretim yaptırılan firmalar arasında 6. sırada davacının gösterildiğini; listenin altında da bu belgeler bakanlığımızın … Sayfasında ilgili firmaların web sayfalarından alınmıştır dendiğini; bu liste ile birlikte 3 sayfada yazının bulunduğu, yazıda … tarafından yapılan üretimin sakıncaları, mahsurları ve zararlarının anlatıldığını, kendilerininde bu şekilde suçlanarak haksız rekabet yaratıldığını belirterek; mahkememizden, haksız rekabetin tespitine ve haksız rekabet oluşturan eylem doğrultusunda 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL’de manevi olmak üzere toplam 100.000,00 TL’nin belirsiz alacak davası olarak maddi tazminata ilişkin fazlaya dair haklarını da saklı tutarak davalıdan eylem tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından hiç bir firmaya davacının iddia ettiği gibi bir yazının gönderilmediğini, davacının yazının aslını ibraz etmesi gerektiğini, davacı tarafından yazının aslı ibraz edilirse tahrifat olduğununda ortaya çıkacağını; kaldı ki, davacının dayandığı yazıda dahi … Kimyanın zehir ürettiği şeklinde bir sonucun çıkmadığı, yazıda davacının adı geçmediğini, … tarafından kendileri aleyhine zaten suç duyurusunda bulunulduğunu, bu hususta İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesinde 2003/105 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını; bu davanın sonucununda beklenmesi gerektiğini; davacının dayandığı yazıda dahi suçlananın … şirketi olduğunu, davacının vazife çıkarmak suretiyle iş bu davadaki iddialarını oluşturduğunu; müvekkili tarafından hiç bir firmaya bu şekilde yazı gönderilmediğini; sadece …’ın bir müşterisine GMP standartlarının önemini anlatmak üzere ve davacı şirketin GMP sertifikası için sağlık ve tarım bakanlığına vermiş bulunduğu dilekçeyi ekleyerek bir yazı gönderdiğini ancak bununda bir şahsa gönderildiği; firmalara gönderilen bir yazı olmadığını; özel bir yazı olduğunu ve matufiyet koşulunu gerçekleşmediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” Olayla ilgili olarak … Kimyanın davacımız olan şirket aleyhine yaptığı şikayet üzerine öncesi İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesinde başlayan ve yetkisizlikle İstanbul Anadolu 44. Asliye Ceza Mahkemesnie gelen dosyada davacımız hakkında verilen beraat kararının istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 2018/3597 Esas – 2019/6 karar sayılı dosyasında sanık …’ın internet ortamında gönderilen maillerden sorumlu tutulamayacağı, sanığın savunmasında bu mailleri göndermediğini bildirdiği nazara alınarak, savunmanın aksine herhangi bir delille kanıtlanamadığı, aksine bilirkişi raporlarına göre, sanık tarafından gönderilmediğinin de teknik olarak tespit edilmiş olduğu karşısında beraat hükmü düzeltilerek onanmış; karar kesin olarak verildiği için iş bu karar kesinleşmiştir. Davacı tarafa son celse sorulduğunda delillerini ibraz ettiklerini başkaca bir delile dayanmadıklarını, sunulan deliller çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini bildirmeleri karşısında; Haksız rekabetin gerçekleştiği hususunun davacı tarafından ispatı gerektiği; davacı tarafın dayandığı vakıanın bir davacı bölge sorumlusunun Adana’daki bir firmayı ziyareti esnasında bu firmaya gelen bir fax yazısından hareketle davalı aleyhine iş bu davanın ikamet edildiği ancak bu yazıdan, yazıyı davalının gönderdiğinin çıkarılamayacağı; davalının bundan dolayı sorumlu tutulamayacağı; davacının iddia ettiği gibi birçok firmaya bu yazının davalı tarafından gönderildiğinin ispat edilemediği karşısında artık haksız rekabetin gerçekleştiği, bundan dolayı davacının gördüğü maddi ve manevi tazminatın davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği kabul edilemeyeceği” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar istinaf başvuru dilekçesinde özetle:Müvekkili şirket ile davalı şirketin tüm müşteri kitlesi aynı firmalar olduğu , aynı sektörün aktörleri olarak her ikisi de hayvancılık sektörüne hitap ettiğini , tüm sektörün müvekkili firma ile iş yapmakta ve kendisinin … Şirketine üretim yaptırmakta olduğunu bildiğini,.müvekkili şirketin Adana Bölgesi sorumlusu Doç Dr. … bir müşteri ziyareti sırasında, müvekkil şirket müşterisi yetkilileri tarafından dava konusu yazı ve ekleri gösterildiği , yazı ve eklerin incelenmesinde davacı şirket adına diğer davalı imzası ile sektörde ki tüm aktörlere ki bunlar arasında müvekkili ticari bağı bulunan ve ticari ilişki kurması beklenen bir çok firma bulunduğunu, hiçbir dayanağı ve gerçekliği olmayan, müvekkil hakkında yanlış izlenim bırakan ve uzun seneler sonucunda edinmiş olduğu haklı ticari itibarını zedeleyen bir yazı gönderildiğini, yazıda müvekkil şirketin yem katkı maddeleri sektöründe faaliyet göstermesine rağmen sanki veteriner ilaç sektöründe faaliyet gösteren bir firmaymış gibi gösterdiği, en hafif tabiri ile ürünlerinde de üretiminde yasa ve usullere uymayan, yazıda geçen tabir ile zehir üreten … Kimyada üretim yaptıran bir firma gibi gösterildiği ,müvekkilinin müşterilerine ve tüm sektöre gönderilen, … Kimyada üretilen ürünlerin zehir olduğunu içeren yazı ve ekinde müvekkilinde … Kimyaya üretim yaptırdığının gösterilmesi açıkça müvekkilin zehir pazarlayan bir firma olarak akdedilmesine yol açmaya çalıştığını,söz konusu yazının farkına varılması üzerine davalı firmaya söz konusu yazının bilgileri dahilinde olup olmadığı, bilgileri dahilinde değil ve onaylamamakta iseler tarafımız nezdinde ve ilgili mercilerde tüm sektör temsilcilerine konu hakkında açıklama yapması, aksi takdirde yazının kendileri tarafından yazıldığının kabulü ile tüm yasal yollara başvurulacağı ilişkin noter aracığılıyla gönderilen ihtarın tebliği edilmesine rağmen davalı firma tarafından konu ile ilgili olarak herhangi bir açıklama ve beyanda bulunmayarak yazı içeriği zımnen kabul edildiği ,davalı tarafça yazıldığı ve tüm sektör temsilcilerine dağıtıldığı kabul edilen, halihazır durumu ile suç unsuru taşıyan gerçek dışı beyan ve iddiaları ile, müvekkil şirketin sektördeki haklı ününü ve ünvanını, ürünlerini ve ticari faaliyetlerini açıkça zedelediği ve bunun üzerinden kendisine ve ürünlerine menfaat sağlamaya yönelik eylemine karşı, TTK m.54 ve devamında düzenlenen Haksız Rekabet hükümleri gereğince davalının tazminat ödemesine karar verilmesi gerekirken davamızın reddedilmesi hukuka aykırılık teşkil ettiği belirtilerek istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme tarafından hukuka aykırı verilen kararının kaldırılması talep edilmiştir.
GEREKÇE: Dava haksız rekabetin tespiti ve haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur, HMK’nın 345. Maddesinde; “İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır. Birden fazla vekil ile takip edilen işlerde vekillerden birisine tebligat yapılması yeterlidir. Dava dosyasının incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin 05.07.2019 tarih ve 2014/509 Esas-2019/866 Karar sayılı kararının davacı vekili Av. …’na 16.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili Av. …’ın ise 01.10.2019 tarihli dilekçesiyle tebligatların kendisine yapılmasını talep etmesi üzerine gerekçeli kararın kendisine 08.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve 17.10.2019 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu, istinaf süresinin kararın ilk tebliğ tarihinin adli tatil içinde olması nedeniyle HMK’nın 104. Maddesi uyarınca 09.09.2019 tarihinde sona erdiği, ancak istinaf dilekçesinin yasal süresinden sonra, UYAP kayıtlarına göre 17.10.2019 sunulduğu görülmüştür. HMK’nın 343/3 fıkrasında ”İstinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 118. maddesi hükmü uygulanır.” hükmü, HMK’nın 118/1 maddesinde ise ”dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. ” hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 75. maddesinde; “(1)Dava için birden fazla vekil görevlendirilmiş ise vekillerden her biri, vekâletten kaynaklanan yetkileri, diğerinden bağımsız olarak kullanabilir. Aksi yöndeki sınırlamalar, karşı taraf bakımından geçersizdir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Tebligat Kanununun 11. Maddesinde ise ” Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır” düzenlemesi bulunmaktadır. O halde, yukarıda açıklanan durum ve yasal düzenleme gereğince, yapılan ilk tebligat geçerli olup, istinaf süresinin bu tebligattan itibaren hesaplanması gerekmektedir. Dosya kapsamından, davacı vekili davacı vekili Av. … 29.07.2019 tarihli dilekçesiyle vekaletname sunarak yapılacak tebligatların kendisine yapılmasını talep etmiş ise de davacı vekili Av. … tarafından sunulan vekillikten istifa dilekçesi veya davacı tarafça sunulan bir azilname olmadığı görülmüştür. Buna göre, dosyada vekaletnamesi olan ve karar başlığında da yer alan vekile yapılan ilk tebligatın geçerli bir tebligat olup diğer vekile yeniden gerekçeli kararın tebliğ edilmiş olması başlayan bu süreye kesme yada durdurma yönünde bir etkisi de bulunmadığından istinaf kanun yoluna başvuru süresinin bu vekile yapılan tebligat ile başlayacaktır. Bu durumda istinaf başvuru süresi 09.09.2019 tarihinde sona erecek olmasına göre , istinaf dilekçesinin yasal süresinden sonra, UYAP kayıtlarına göre 17.10.2019 sunulduğu istinaf süresinin geçmiş olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK ‘nın 346. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinin reddine karar kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca davacının istinaf dilekçesinin REDDİNE, 2-İstinaf yoluna başvuru sırasında alınan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 20/12/2022