Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1028 E. 2022/1055 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1028
KARAR NO: 2022/1055
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2019
NUMARASI: 2018/1171 Esas – 2019/712 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkilinincari hesap ekstrelerine göre 19.022,51TL alacağının ödenmemesi üzerine Büyükçekemece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu, davacının kumaş imalatı ve ticareti yaptığını, müvekkilinin ise davacı özel kumaşlar sipariş vererek aldığı kumaşları hazır giyim haline getirerek yurt dışındaki firmaya ihraç ettiğini, taraflar arasındaki ilişkide yurt dışı firmanın istediği kumaşların özellikleri ve sürelerinin davacıya bildirildiğini, süresinde müvekkilinin teslim etmemesi halinde iptal veya reklamasyon faturası düzenlendiğini, bu durumun davacı tarafından da bililindiğini, davalının yapmış olduğu teslimde gecikmeler ve ayıplar bulunması nedeniyle, yurt dışındaki müşterinin iptal ve reklamasyonları nedeniyle zarara uğradığını, bu hususta taraflar arasında çeşitli tarihlerde yazışmalar yapıldığını, tarafların mutabakatı üzerine 19/09/2018 tarihli 19.062,00TL tutarlı reklamasyon faturasının düzenlenerek, şirket yetkilisi …’a teslim edildiğini, bu kapsamda davacının alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasındaki satım sözleşmesinde davacının sözleşme konusu emtiayı davalıya teslim ettiği sabittir. Uyuşmazlık, davacının teslim ettiği emtiada ayıp bulunup bulunmadığı, gecikme olup olmadığı ve bu kapsamda davalı tarafça düzenlenen reklamasyon faturasına itibar edilip edilemeyeceği noktasındadır. Reklamasyon faturasının davalı tarafça davacı şirket çalışanına tebliğ edildiği ve faturanın iade edilmediği sabittir. Bir mal veya hizmet teslimine ilişkin olmayan reklamasyon faturasına süresinde itiraz edilmemiş olması faturanını içeriğinin kesinleştiği anlamına gelmez. Fatura içeriğinin doğruluğu davalı tarafça kanıtlanmalıdır. Davalı taraf yurt dışı müşterisi ile olan ticari ilişkisinde kaynaklı reklamasyon faturaları ile ürünlerin ayıplı olduğu ve teslimde gecikme bulunduğuna ilişkin taraflar arasındaki yazışmalara dayanmıştır. Gerçekten de dosyaya sunulan 13/09/2018 tarihinden itibaren yapılan yazışmalarda ürünlerin geç teslim edildiği, kalitelerinin yetersiz olduğu ve kısmen ayıplı bulunduğu konusunda yazışmalar yapılmıştır. Taraflar arasındaki tüm ticari ilişki birlikte değerlendirildiğinde teknik bilirkişi raporundaki denetime ve hüküm kurmaya el verişli açıklamalar dışında davalı tarafından düzenlenen reklamasyon faturasının yerinde olduğu ve fatura kapsamında davacının ayıp ve geç teslim nedeniyle davalının uğradığı zararlar karşısında bakiye alacağının bulunmadığı” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; reklamasyon faturalarına itiraz edilmemesinin içeriğinin kabul edildiği anlamına gelmediğini, bu nedenle hükme esas alınamayacağını, bilirkişi incelemesine konu edilen kumaşların inceleme esnasında müvekkili şirket yetkilisince müvekkili şirkete ait olmadığının belirtilmesine rağmen müvekkiline ait olup olmadığının davalı tarafça ispat edilemediğini, mahkemece de bu hususta gerekli ve yeterli araştırma yapılmadığını, ayıp, ayıp ihbarı ve geç teslim hususunda müvekkili şirket ile davalı şirket arasında gerçekleştiği iddia edilen mail ve yazışmaların gerçekleşip gerçekleşmediğinin davalı şirket tarafından ispat edilemediğini, bilgisayarlar üzerinde de inceleme yapılmadığını, müvekkilinden gönderilen e-mail de bulunmadığını ilerİ sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari(açık) hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının edimini ayıplı ve geç ifa etmesi nedeniyle davalının zarara uğrayıp uğramadığı, davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, cari hesap alacağına dayalı olarak 19.022,51 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 12.11.2018 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur.Davacı taraf, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf ürünlerin geç ve ayıplı teslim edilmesi nedeniyle uğranılan zararlar için reklamasyon faturası kesildiğini savunmuştur.Mahkemece bilirkişi incelemesine karar verilmiş, 03.04.3029 tarihli inceleme tutanağında davacı şirket yetkilisi ayıplı olduğu iddia edilen kumaş parça örneklerinin kendilerine ait olmadığını ileri sürmüştür.Davacı taraf, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davacının tekstil ürünü olan 158.017.10 TL’lik ficari emtia satış faturası düzenlenerek teslim edildiği, davalı tarafın toplam 138.994,59-TL’lik borçtan mahsup ile bakiye 19.022,51-TL alacağı kaldığını ileri sürmektedir. Davalı taraf ise, davacının satım bedelinden bakiye alacağının bulunmadığını, yurt dışı teslimde gecikmeler ve ayıplar bulunması nedeniyle, yurt dışındaki müşterinin iptal ve reklamasyonları nedeniyle zarara uğradığını savunmaktadır. Tarafların iddia ve savunmalarına göre, satım konusu kumaşların geç teslim edildiği tartışmasız olmakla birlikte geç teslim nedeniyle davalının uğradığı bir zarar olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece benimsenen teknik bilirkişi raporunda; davalı tarafça parça olarak gösterilen numuneler üzerinde yapılan incelemede, … (Jakarlı) model kumaş üretilmediği ve siparişin iptal edildiği, … Triko görünümlü kumaşın 1 ay gecikme ile 1853 adet geç sevk edildiği, kumaşta kalite yönünden hataların olduğu, 20398-719 Flamlı 2 iplik: makarna görünümlü kumaşın üç hafta geç sevk edildiği, kalite probleminden dolayı eksik yükleme ile yüklendiği açıklanmıştır. Bilirkişiler sundukları raporda, taraf defterlerin sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, dava konusu inceleme döneminde, davacı şirket tarafından, davalı şirkete toplam 158.017.10 TL’lik ficari emtia satış faturası düzenlenerek davalı şirketin 158.017,10-TL tutarında borçlandırıldığı, davacı şirket tarafından yapılan 158.017.10-TL’lik borçlandırmaya karşılık, toplam 138.994,59-TL’lik borçtan mahsup ile bakiye 19.022,51-TL tutarında davalı şirket aleyhine 19.022,51 TL borç bakiyesinin kayıt altına alındığını, belirtilmiştir. Zarar iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Davalı, oluşan zararını ispat noktasında e-posta yazışmaları, reklamasyon faturası ve numunelere dayanmış, başkaca ispat sunmamıştır. Sunulan deliller, davalının yurt dışındaki müşterisinin iptal ve reklamasyonları nedeniyle zarara uğramasının taraflar arasındaki anlaşmaya konu kumaşların davacı tarafından ayıplı olmasından kaynaklandığını ispata yeter değildir. Başka bir anlatımla davalının zarar uğraması ile ayıplı teslim arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı tüm dosya kapsamı ile sabit olup, ihtilafın davalının zarar iddiasına ilişkin bulunmasına ve zarar ile uygun illiyet bağı bulunmamasına, taraf ticari defterleri arasındaki uyumsuzluğu yol açan davalı tarafından düzenlenen reklamasyon faturasının düzenleme koşuları oluştuğu hususu dosya kapsamındaki dellilerle ispat edilememiş olması ve davacının satım bedelinden bakiye alacağı bulunduğunun taraflar arasında ihtilafsız olmasına göre ilk derece mahkemesince esas davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca, kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline ve davacı lehine koşulları oluşan icra inkar tazminatına karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,1-Davanın KABULÜNE, 2-Davalı takip borçlusunun Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, 19.022,51 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden değişen oranlarda işleyecek avans faizi uygulanması suretiyle devamına, 3-İtirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20′ si olan 3.804,50- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 1.299,43TL ilam harcından peşin alınan 229,75TL harcın mahsubu ile 1.069,67 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,5-Davacı tarafından yapılan 1.467,2 TL. posta masrafı ile (tebligat, posta, bilirkişi vs.)yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine, 7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 64,10 TL olmak üzere toplam 185,40 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04/10/2022