Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1023 E. 2022/1025 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1023
KARAR NO: 2022/1025
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2018/120 Esas – 2018/1221 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya gıda ürünleri sattığını, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinden alacaklı olmadığını, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin davacıya ve dava dışı … Ltd. Şti. İle sözleşme yapıp, sözleşme gereği 30.000,00 TL teminatı, … no’lu hesaba yatırdığını, daha sonra anlaşmanın sonlandığı için yatırmış olduğu teminatın iadesini ihtarname ile talep ettiğini, teminat iade edilmediğinden davacı ve dava dışı şirkete karşı Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’ün … sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını belirterek davacının davasının reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…davacı tarafından davalıya satılan gıda ürünlerine ilişkin olarak düzenlenen 8 adet faturaya istinaden takip başlatıldığı, takibe konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının faturaya dayalı olarak başlatmış olduğu takipte açılan itirazın iptali davasında ispat külfetinin fatura konusu malların davalıya teslim edilip edilmediği hususu olduğu, bu hususunda faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması, ki davalının da fatura konusu ürünleri almadığına ilişkin bir savunması bulunmadığı karşısında davalının takibe konu faturalardan dolayı davacıya ödeme yaptığı yönünde bir savunması da olmayıp, defterlerine kayıtlı faturalardan dolayı borçlu olduğunun sabit olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı dava dışı … Ltd. Şti firmasına göndermiş olduğu 30.000,00 TL teminat gereğince davacıdan alacaklı durumda olduğunu beyan etmiş ise de; davacı tarafça sunulan ve mahkememizce celbedilen sicil kayıtları ve diğer belgeler incelendiğinde, … Ltd. Şti ile davacı arasında organik bir bağ bulunmadığı, davacının 01/06/2017 tarihli fatura gereğince Milano …. Ltd. Şti’ne marka bedeli olarak ödeme yaptığı, nitekim ödeme yapılan hesabında … Ltd. Şti’ne ait ve cevap dilekçesinde davacının hesabı olduğu iddia edilen … no’lu hesap olduğu, bu nedenle dava dışı şirkete yapılan ödemenin davacı alacağından mahsup edilemeyeceği, bilirkişi raporunda davacının davalıyla olan hesap hareketini alacaklı ve borçlu olduğu her iki hesabı da incelemek suretiyle davacının davalıdan 16.231,70 TL alacağı olduğunu bildirmiş ise de; takibin faturaya dayalı olduğu, cari hesaba ilişkin olmadığı, bu nedenle yukarıda da açıklandığı üzere faturaya dayalı takipte davacının alacağına hak kazanabilmesi için fatura konusu mal ve hizmeti davalıya teslim ettiğini ispat etmesinin yeterli olduğu, bu ispat külfetinin de yerine getirildiği, takibin cari hesaba ilişkin olmadığı dikkate alındığında davacının takip konusu faturalardan dolayı davalıdan 22.495,52 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından…” davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket davacı … ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti.ile sözleşme yapmış ve söz konusu sözleşme gereği 30.000,00 TL TEMİNATI 26.12.2016 tarihinde … Bankası A.Ş. … hesap numarasına yatırıldığını, Daha sonra iş bu anlaşma sonlandırıldığı için müvekkili şirketin yatırmış olduğu teminatın iadesini talep ettiğini, söz konusu teminat müvekkili şirkete ödenmediği için bu hususta öncelikle davacıya söz konusu teminatı iade etmesi için ihtarname gönderildiğini, söz konusu ihtarnameye rağmen 30.000,00TL teminat müvekkili şirkete ödenmediği için icra takibi başlattıklarını, müvekkilinin 2017 yılına ait bilirkişice incelenen ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, müvekkilin davacıya 16.231,59 TL borçlu olduğu ayrıca borçludan da 30.000 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, ayrıca davacı … A.Ş. İle dava dışı … LTD. ŞTİ. arasındaki organik bağın hiç bir suretle araştırılmamış olup, bilirkişi tarafından buna ilişkin hiç bir tespitte bulunulmadığını, kararın istinaf mahkemesinde duruşmalı olarak yeniden görülmesi ve davanın reddine karar verilmesini, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava ticari satımdan kaynaklı faturalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı davalı hakkında 8 adet faturaya dayalı olarak başlattığı icra takibine davlanın itirazı üzerine eldeki davayı açmıştır. Tarafların ticari defterlerindeki kayıtlardan satışa konu malların davalıya teslim edildiği anlaşılmakta bu konuda bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Her iki tarafında usulüne uygun ve delil olma niteliğine sahip ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi tarafından verilen 6/8/2018 tarihli rapor incelendiğinde; davacının davalı ile olan ticari ilişkisini 120 alıcılara hesabı ve 320 satıcılar hesabı üzerinden takip ettiği belirlenmiştir. Bu hesaplar incelendiğinde alıcılar hesabına davaya dayanak faturaların kaydedildiği, hesap bakiyesinin 06/10/2017 tarihi itibarıyla 22.495,52 TL olduğu, 31/12/2017 tarihinde 320 satıcılar hesabı bakiyesi olan 6.263,82 TL’nin bu hesaba alacak kaydedilerek kapatıldığı ve gün sonu itibarıyla bakiyenin 16.231,70TL olduğu görülmektedir. Davacının davalıdan herhangi bir mal aldığına yönelik iddiası bulunmamaktadır. Satıcılar hesabına kaydedilen davalıdan yapılan tahsilatların tarihleri de davacının fatura tarihlerinden sonraki tarihleri içermektedir. Bu durumda davacı kayıtlarındaki satıcılar hesabına kaydedilen ödemelerin 120 alıcılar hesabına kaydedilmesi gerekirken sehven satıcılar hesabına kaydedildiği, 31/12/2017 tarihinde yapılan muhasebe mahsup fişi düzenlemesi ile de kaydın düzeltildiği anlaşılmaktadır. Bu tespite göre davacının kendi defterlerine göre davalıdan alacağı 16.231,70TL’dir. Davalının usulune uygun ve davaya konu faturalı ticari satışa ilişkin kayıtları ile davacının kayıtları bire bir örtüşmektedir. Davalı kayıtlarına göre ticari satıma konu mallar davalıya teslim edilmiş, davalının 320 satıcılar hesabında kayıtlar izlenmiş, ve davacıya yapılan ödemeler bu hesaba borç kaydedilerek bakiye 31/12/2017 tarihi itibarıyla 16.231,59 TL olarak kayıtlanmıştır. Bu durumda her iki tarafın ticari defterlerindeki kayıtlardan davalının davacıya 31/12/2017 tarihi itibarıyla 16.231,70 TL borcu olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu da sonuç itibarıyla davacının bu miktar alacağı olduğunu ortaya koymuştur. Davacı vekilince de bu yöndeki bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Davalının dava dışı … Ltd.Şti.ne verdiği teminatın davacı ile bu şirket arasında organik bağ olduğu gerekçesi ile davacıya borcu olmayıp bilakis alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Dosyaya sunulan davalı … ltd. Şti.’ne ait yevmiye defterinde verilen depozito ve teminat hesabında 30.000 TL depozito ve teminatın dava dışı …’e verildiği kaydı bulunmaktadır. Yine teminatın yatırıldığı hesap dava dışı … ltd.şti.ne aittir. Dosya kapsamındaki deliller ile davalı bu yöndeki savunmasını ispatlayamadığından dava dışı şirkete verilen teminatın davacı alacağından mahsup koşullarının oluşmadığının kabulü gerekmiştir. Bu durumda davanın 16.231,70 TL yönünden kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının itirazı haksız bulunmakla kabul edilen kısım üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına, reddedilen kısım yönünden ise davacının kötüniyeti ispat edilmediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekirken davanın tümden kabulüne karar verilmesi isabetli olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece … icra müdürlüğünün … Esas dosyasına yaptığı itirazın 16.231,70 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden %9.75 oranını geçmemek üzere 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, 2- Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, 3- İtirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan3.246,34 TL icra inkar tazminatının İİK 67 maddesi uyarınca davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalının yasal koşulları oluşmayan Kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 5-Başlangıçta peşin olarak alınan 384,17 TL harcın alınması gerekli olan 1.108.78TL harçtan mahsubu ile bakiye 724,61 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 384,17 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 6-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 35,90 TL, posta ve tebligat gideri 37,50 TL, bilirkişi ücreti 385,45 TL olmak üzere toplam 458,85 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı dikkate alınarak 330,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan … uyarınca 9.200,00TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 8-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A….T uyarınca 6.263,82-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine, 10-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL ile posta ve tebligat gideri 81 TL toplam 202,30 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022