Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1019 E. 2022/1080 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1019
KARAR NO: 2022/1080
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/04/2019
NUMARASI: 2018/921 Esas – 2019/484 Karar
DAVA: Tazminat (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin “…” isimli ticari işletme sahibi olduğunu, ancak müvekkilinin gerçekte ev hanımı olan ticari faaliyetten anlamadığını, bu işletme kurulurken gerekli sermayeyi tedarik edip işletmenin idaresini tamamen davalıya bıraktığını, kendisine Bakırköy … Noterliğinin 19/11/2012 tarihli … ve 12/03/2015 tarihli, … sayılı vekaletnameleri verdiğini, bu vekaletnamede bile işletmenin tek imzaya yetkili müdürünün davalı olduğunu, davalının müvekkilinin kızı ile aralarının bozulmuş ve boşanma davalarının devam ettiği sırada müvekkiline ait … plakalı aracı satarak kendisine … plakalı Jipi aldığını, müvekkilinin Bakırköy … Noterliğinin 10/11/2017 tarih … ve … yevmiye numaralı azilname ile vekalet akdinin sona erdiğini, davalının müvekkili ile vekalet ilişkisi devam ederken müvekkiline ait iş yerinin hemen yanında aynı sokakta aynı iş kolunda iş yeri açtığını, müvekkilinin tüm müşterilerini, sözleşmelerini ve işçilerin tamamını aldığını, işçiler tarafından Bakırköy 16. İş Mahkemesinde işçi alacakları için dava açtığını, işçilerin maaşlarının bordroda düşük gösterilmesi sebebiyle SGK primleri yatırılmadığından dolayı açılan bu dava nedeniyle davalının vekalet görevini kötüye kullandığını, müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, ayrıca müvekkili ile aralarında işçi işveren ilişkisi bulunduğunu, davalının müvekkili adına kayıtlı post cihazını boş çek yapraklarını iade etmediğini, stoktaki malı iade etmediğini, müvekkiline ait para ile kendine yeni iş yeri açtığını beyanla fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydıyla vekalet görevinin kötüye kullanılması sureti ile ve 2012-2017 yılları arası ticari faaliyetten elde edilip de ödenmeyen ticari kazanç, iade edilmeyen çek yaprakları ve pos cihazı sureti ile uğranılan zarar, stokta bulunması muhtemel olup da davalının kendi işyerine götürdüğü mal kabilinden şimdilik 1,00 TL’nin; rekabet yasağına aykırılık sebebi ile uğranılan ticari zarar kabilinden şimdilik 1,00 TL’nin; işçi davaları sebebi ile davalı vekilin özen borcuna aykırı davranışından dolayı uğranılan zarar için şimdilik 1,00 TL’nin ve tüm bu haksız davranışlar sebebi ile uğranılan manevi zararın tazmini bakımından 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kayınvalidesi olan davacı ve kayınvalidesinin babası … ‘nın teklifi üzerine “…” adlı firmada SGK’lı olarak çalışmaya başladığını, şirketin idaresinin davacıya ait olduğunu, çeklerin tamamının davacı tarafından imzalandığını, işçilerin maaş ödemelerinin …’un hesabından yapıldığını, davacının kızı ile evli olan davalının boşanma sürecinde müvekkilinin işten çıkartıldığını, çalışan işçilerin ücretlerini ödemeden iş yerini kapattığını, müvekkilinin yaş sebze meyve işi ile ilgili …- … adına açılan yeni firmanın davacının bilgisi ve onayı dahilinde açıldığını, davacının iş yerini kapatması sonucunda işçilerin müvekkilinin iş yerinde çalışmasının doğal bir durum olduğunu, belirsiz alacak davası açılması mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “SGK’ya yazılan müzekkere cevabında davalının …’un işten çıkışı olan 31/10/2012 tarihinde çalıştığı … iş yerine ait 2012 / 10 Ay, 4 aylık dönem bordrosu ile iş yeri tescili ile …’nun işten çıkış tarihinin 09/11/2017 olduğu, vergi dairesine yazılan müzekkere cevabında davalının 01/11/2017 tarihinde yaş sebze ve meyvelerin toptan satışını yapan aracılık faaliyetine başladığı, bu durumda davacının iş yerinde davalının çalıştığı süreç içerisinde yeni bir iş yeri açtığı anlaşıldığından ve davacının davalı olan işçisine vermiş olduğu Bakırköy … Noterliğinin 19/11/2012 tarihli … sayılı ve 12/03/2015 tarihli … sayılı vekaletnamelerinde verilen yetkilerin kötüye kullanıldığı ve davacıyı zarara uğrattığı iddiasının değerlendirilmesi, davacı ile davalı arasındaki vekalet akdinin işçi işveren ilişkisi sürecinde kurulmuş olduğu, bu nedenle ihtilafın iş hukuku çerçevesinde sonuçlanması gerektiği göz önüne alınarak mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy İş Mahkemesine gönderilmesine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının işçi değil işveren olduğunu, bu davada işçi-işveren sıfatının birleştiğini, işçi ve işveren sıfatının tek bir kişide toplanması halinde uyuşmazlığa “İş Kanunu”‘nun tatbik edilemeyeceğini, uyuşmazlığı “İş Mahkemeleri”‘nin göremeyeceğini, bu durumda tatbik edilecek kanunun “ticaret kanunu” ve uyuşmazlığa bakacak olan mahkeme “asliye ticaret mahkemeleri” olduğunu, yine müvekkili ile davalı arasında rekabet yasağına aykırılıktan doğan tazminat davalarının mutlak ticari iş niteliğinde olduğunu, bu konuda içtihatların yerleşmiş olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın hem davaların ayrılması hem de görevsizlik yönlerinden ayrı ayrı kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari nitelikteki vekaletnamenin kötüye kullanılması nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme noktasındadır. Davacı tarafça başta, fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydıyla vekalet görevinin kötüye kullanılması sureti ile ve 2012-2017 yılları arası ticari faaliyetten elde edilip de ödenmeyen ticari kazanç, iade edilmeyen çek yaprakları ve pos cihazı sureti ile uğranılan zarar, stokta bulunması muhtemel olup da davalının kendi işyerine götürdüğü mal kabilinden şimdilik 1,00 TL’nin; rekabet yasağına aykırılık sebebi ile uğranılan ticari zarar kabilinden şimdilik 1,00 TL’nin; işçi davaları sebebi ile davalı vekilin özen borcuna aykırı davranışından dolayı uğranılan zarar için şimdilik 1,00 TL’nin ve tüm bu haksız davranışlar sebebi ile uğranılan manevi zararın tazmini bakımından 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi dava edilmiş ve bu dava mahkemenin 2018/309 esasına kaydedilmiştir. Daha sonra yargılama sırasında anılan dava dosyasında 19/09/2019 tarihli celsede verilen ara karar ile, davacı dava dilekçesinde davalı aleyhine vekalet akdinin kötüye kullanılması ve rekabet yasağına ilişkin taleplerde bulunmuş olup, her iki talebinin delillerin değerlendirilmesi farklı nitelikte bulunduğundan birlikte açılması zorunlu dava olmadığından her iki dava yönünden ayırma işlemlerinin yapılmasına, dosyanın rekabet yasağı yönünden devamına karar verilmiştir. Bu halde, rekabet yasağı yönünden dava mahkemenin 2018/309 esasında görülmeye devam edilmiş ve tefrik edilen vekalet görevinin kötüye kullanılması sureti ile ve 2012-2017 yılları arası ticari faaliyetten elde edilip de ödenmeyen ticari kazanç, iade edilmeyen çek yaprakları ve pos cihazı sureti ile uğranılan zarar, stokta bulunması muhtemel olup da davalının kendi işyerine götürdüğü mal kabilinden olan zarar, işçi davaları sebebi ile davalı vekilin özen borcuna aykırı davranışından dolayı uğranılan zarar ve manevi zararın tazmini davaları mahkemenin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir. Davacı taraf, Bakırköy … Noterliği’nin 19.11.2012 tarihli … sayılı ve Bakırköy … Noterliği’nin 12.03.2015 tarihli … sayılı vekaletnameleri ile davalıyı vekil tayin etmiş, daha sonra Bakırköy … Noterliği’nin 10.11.2017 tarihli … yev. Numaralı ve yine Bakırköy …Noterliği’nin 10.11.2017 tarihli … yev. Numaralı azilnameleri ile davalıyı vekillikten azletmiştir. Davacı taraf, davacının ev hanımı olup işletme kurulurken gerekli sermayeyi tedarik ederek işletmenin idaresini tamamen damadı olan davalıya bıraktığını ve kendisine vekaletname vererek ticari bir vekalet akdi kurulduğunu iddia etmektedir. Davalı taraf da, işletmenin tamamen davacı …’un emir ve talimatları ile onun adına … tarafından yönetilmeye başlandığını beyan etmiştir. Bu kapsamda, mahkemece celbedilen kayıtlarda davalı sigortalı çalışan olsa da bu hususun davalının iddia olunan ticari vekil sıfatına bir etkisi bulunmamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 547/1 maddesinde, ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bunun yanında ticari vekilin tanımı, ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi verilmeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir, şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari davadır. Yine, TTK’nın 4.1.c maddesi uyarınca, ticari vekalet ilişkisinden doğan uyuşmazlıkla mutlak ticari davadır.TTK’nın 5. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu, 5/3. maddesinde de asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu durumda, davacının dava dilekçesindeki iddiaları ticari vekillik ilişkine dayalı olduğundan, davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine aittir. Hal böyleyken, mahkemece hatalı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmamıştır. Ayrıca, her ne kadar eldeki davalar, mahkemenin … esasında görülen rekabet yasağına aykırılığa ilişkin davadan tefrik edilmiş ise de, davalar aynı hukuki ilişkiden kaynaklanmakta olup, talepler bakımından asliye ticaret mahkemesinin görevli olması ve davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gözetilmeksizin tefrik kararı verilmesi de yerinde olmamıştır. Bu halde imkan bulunması halinde davaların birleştirilmesine karar verilmesi ve davaların birlikte görülmesi gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-3 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/10/2022