Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1018 E. 2022/1054 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1018
KARAR NO: 2022/1054
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2018/318 Esas – 2019/427 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafla mal satımı ve hizmeti yapıldığını, yapılan hizmete karşılık 08/05/2017 tarihli ve irsaliye tarihli, … irsaliye numaralı 127.600,00 TL bedelli fatura kesildiğini, davalı’nın bu borcu ödemediğini, söz konusu alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, icra takibine haksız itiraz itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, haksız ve kötü niyetli durdurulan icra takibinindeki asıl alacak olan 127.600,00 TL’ye itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere inkar tazminatı ödetilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap vermem suretiyle davayı inkar etmiş, bilahare vekili vasıtasıyla verdiği dilekçesiyle, uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığını, nisbi ticari dava bakımında ise davacının tacir olmasına rağmen müvekkili vakfın ticari işletme olmaması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “taraflar arasında mal alım-satımına ilişkin ticari ilişki olup satılan mallar sevk irsaliyeli fatura ile davalı tarafa teslim edilmiş takibe konu fatura ve cari hesap ilişkisinden davacının takip tarihi itibariyle 127.600,00 TL alacaklı olduğu, dosyaya sunulu mutabakat metninden de bu hususun tespit edildiği” gerekçeleriyle davanın kabulüne, asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça 01.07.2019 tarihli süre tutum dilekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurulacağı belirtilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemenin görevli olmadığını, bilirkişi incelemesinin eksik ve hatalı olduğunu, davalı defterlerinin incelenemediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:Dava, cari hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Buna göre, davalı taraf vakıf olmakla birlikte ticaret sicil kaydının bulunması nedeniyle TTK’nın 16/1 maddesi kapsamında tacir olduğu gözetildiğinde mahkeme görevlidir. Salt fatura düzenlenmesi ve bu faturanın davacı defterlerine kaydedilmesi fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispatı için yeterli olmayıp, bir alacağın varlığının başka delillerle alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Somut olayda, davacı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı taraf, adına 08.05.2017 tarihli … sıra numaralı 127.600,00 TL. bedelli fatura kestiği, faturanın ticari defterlere işlendiği, fatura içeriği malların, 08.05.2017 tarihli … sıra numaralı sevk irsaliyesi ile … isim ve imza karşılığı teslim edildiği, 30.12.2017 tarihli davacı tarafın davalı taraf adına göndermiş olduğu mutabakat mektubunda, davalı tarafın 30.12.2017 tarihinde 127.600,00 TL. borçlu olduğunu kaşe ve imza ile onayladığı, davacının Mayıs/2017 dönemine ait BS Bildirimi Mutabakat Formunda, davalı taraf 1 adet belge ile KDV Hariç 108.135,59 TL.’lik fatura aldığını kaşe ve imza ile onayladığı, bilirkişi raporunda davacının takip tarihi itibariyle 127.600,00 TL. alacaklı olduğunun belirlendiği görülmektedir. Davalı defterlerini sunamamış ise de dosyaya sunulan ve imzası davalı tarafça inkar edilmeyen mutabakat formundan davalının faturaya konu miktar kadar borçlu olduğunu beyan etmiş olup, bu haliyle davacı alacağının ispat etmiş olmakla mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafça başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 1.179,09 TL harcın, alınması gerekli olan 8.716,36 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.537,27 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04/10/2022