Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1010 E. 2022/1035 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1010
KARAR NO: 2022/1035
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2018/342 Esas – 2019/581 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı … Sigorta A.Ş vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … nolu Emtia Sigorta Poliçesi ile … Tic. A.Ş’yi nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, Sigortalı … A.Ş tarafından dava konusu emtianın Irak’ta yerleşik … adlı şirkete 23/08/2016 tarih ve … nolu fatura ile satıldığını, sigortalı şirketin dava konusu emtianın nakliyesi 5 adet tır ile yapıldığını bunlardan 4 adet nakliye aracının alıcı firmaya zamanında ulaştığını, ana şase/mikser/tartım grubunun istiflendiği aracın ise aynı sürede alıcı şirket ulaşmadığını, söz konusu aracın Irak’ta kaza yapması sonucunda, taşınan emtiaların hasarlandığını, meydana gelen hasar tutarının müvekkili şirket tarafından alınan eksper raporunda 264.892,54-TL olarak tespit edildiğini, hasarlı emtia üzerinde yapılan ekspertiz çalışmaları ve alınan rapor ile tespit edilen zarar nedeniyle sigortalılarına toplam 264.892,54-TL tazminat ödemesi yapıldığını, anılan ödeme ile müvekkili şirketin, TTK m. 1472 uyarınca sigortalısında dava ve talep haklarının halefi olduğunu, davalı … şirketinin sigortalı şirkete navlun faturasını düzenlediğini, üst taşıyıcı olarak nakliyeden sorumlu olduğunu, davalılardan … Taş. Şirketi ve … Taş. Şirketlerinin taşıma işini yapan alt taşıyıcılar olarak sorumlulukları olduğunu, bu nedenle davalıların tümünün meydana gelen hasardan dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu bulduklarını, davalılara gönderilen rücu yazılarına olumlu cevap verilmediğini, müvekkilçe ödenen tazminatın zarardan sorumlu olan davalılardan rücuen tazmini için işbu davanın açılması zorunlu olduğunu belirterek açıklanan sebeplerle müvekkilin sigortalısına ödenen 264.892,54-TL’nin ödeme tarihi olan 17/11/2016’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ….Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin taşıyan ile taşıtan arasındaki aracılığı ile sevkiyatın organize edilmesini sağladığını, taşıma esnasında meydana gelen hasarlarda sorumlu bulunmadığını, fiili taşımayı yapanın sorumlu tutulmaması gerektiğini, hiçbir şekilde hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla, söz konusu yüklerin taşınması 23/08/2016 tarihinde başladığını, davacının dava dilekçesinde zikrettiği nakliye emtia poliçesinin ise 09/09/2016 tarihinde düzenlendiğini, hasarın ne zaman, nerede ve nasıl meydana geldiğine ilişkin met bir kanıtı olmayan davacı tarafın, poliçeye istinaden ödediği bedelin rücuen talep etmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, sigorta ekspertiz raporunda hasar tarihi 28/08/2016 olarak belirtildiğini, … poliçeyi kapsar bir ödeme olmadığı izahtan vareste olduğunu, böyle bir durumda da dava konusu hasarın teminat kapsamında olmaması sebebiyle, davacı … şirketinin rücu hakkı bulunmayacağını, bu sebeple davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafından hasarın taşıma esnasında meydana geldiğine ilişkin bir delil sunmadığını, sunulan ekspertiz raporunun müvekkil şirketin sorumlu tutulması açısından yeterli olmadığını, davanın asıl taşıyıc … şirketi sigortacısı … Sigorta A.Ş’ye ihbarını talep ettiklerini, faiz yönünden itirazlarının bulunduğunu, CMR Konvansiyon madde 26 gereğince faizin ancak %5 hesap edileceğini, faizin başlama tarihinin ise ödeme isteğinin yazılı olarak, taşımacıya gönderildiği tarihten, böyle bir isteiğin olmaması halinde ise davanın açıldığı tarihten itibaren olacağını düzenlediğini, yetki itirazının kabulüyle, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini, aktif husumet yokluğu, esas yönünden incelemeye karar verilmesi halinde, müvekkil şirketin söz konusu zarardan sorumlu olmaması nedenleriyle esas yönünden reddini, davanın … Sigorta A.Ş’ye ihbarını, yarıglama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Taş. Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket … Ltd. Şti arasında ypaılan taşıma sözleşmesine göre söz konusu çimento silosu fabrika malzemesinin Kerkük giriş ve aktarma sahasına teslim edilecek ve bu aşamadan sonraki aktarma ve taşıma işlemlerinin … Ltd. Şti tarafından yapılacağını, müvekkili tarafından ilgili sözleşmeye göre sadece Ankara-Kerkük aktarma sahası kapsamında taşıması yapılan emtianın sorunsuz, ayıpsız ve hasarsız biçimde teslim yerine bırakıldığını, teslim yerinden sonra iddia edilen meydana gelen zararlardan firmalarının hiçbir sorumlulukları olmadığını, bu aşamadan sonra varsa yeni teslim alan taşıyıcı vs. Diğer firmaların sorumluluğuna gidebileceğini, Emtia poliçesi ekspertiz raporunda söz konusu hasarın Irak’ta yerel nakliyeci firma nezdinde meydana geldiğinin ifade edildiğini, yerel nakliyeci firmalar tarafından sözleşme, CMR poliçesi vs. Bir belgenin temin edilemediğinin açıklandığını, ekspertiz raporunda rücu edilebilecek firmaların görül olarak açıklanmış olduğunu, firmaların bir sorumluluğunun açıklanmadığını, taraflarınca yapılan sözleşme ve emtianın hasarsız teslimine ilişkin 5 adet CMR poliçesinin sunulacağını, söz konusu emtianın Irak’ta yerel nakliyeciler taşımasında iken zarar görmüş olabileceğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği …’ın ifadesine göre, … ünvanlı şirket tarafından gödnerilen hamulenin nakliyesini yaptığını, söz konusu beton santralinin kendisinden önce yüklü olduğu aracın devrildiğini hamulesi devrilmiş olan ilk aracın şoförü sarhoş olduğundan dolayı bölgenin polis merkezlerinden birinin nezarethanesinde gözaltında tutulduğunu, hamulesi devrilmiş nezarethanede tutulan sarhoş şoförün tespiti ile emtiaya zarar veren taşıyıcı firmanın tespit edilebileceğini, firma sorumluluğunun Kerkük aktarma sahası olduğu ve emtiaların hasarsız olarak teslim edildiğinin anlaşılacağını, belirterek izah edilen nedenlerle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hamilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Huzurdaki davada uyuşmazlığın; taşıma sözleşmesi kapsamında taşımaya konu emtiada meydana gelen hasar nedeniyle emtia nakliyat sigorta poliçesi kapsamında davacının dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ödeme olan 264.892,54-TL’nin davalı üst taşıyıcı ile alt taşıyıcılardan rücuen tahsili isteminin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda dava konusu taşımanın CMR hükümlerine tabi olduğu, taşıma sırasındaki kaza nedeni ile meydana gelmiş bulunan hasarın sigorta sözleşmesi teminatında olduğu, davacı … şirketinin sigortalısına ödemiş bulunduğu zarar tutarını halef sıfatı ile rücu etmesinin mümkün bulunduğunun tespit edildiği, davalıların üst ve alt taşıyıcı olmakla CMR’nin 17. maddesi kapsamında somut olayda meydana gelen zarar nedeni ile müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmış ve emtia satımının CIP hükümleri kapsamında kalmadığı sonucuna varılmıştır. CMR Konvansiyonu’nun 23. maddesi uyarınca taşıyıcı, yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, kural olarak bu tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanmaktadır. Bununla beraber taşıyıcının sorumluluğu, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 hesap birimini aşmayacaktır. Bu kapsamda uzman bilirkişi heyeti marifeti ile yapılan hesaplama kapsamında talep edilen rücuen tazminat miktarının tespit edilen üst sınırı aşmadığı görülmüştür. Bu gerekçeler ışığında davacının sigortalısına ödediği 264.892,54-TL’nin davalılardan rücuen tahsilinin gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca CMR Konvansiyonu’nun 27/1 maddesi uyarınca temerrüt faizinin ödeme isteğinin yazılı olarak taşımacıya gönderildiği tarihten itibaren başlayacak olması nedeni ile davacı tarafından davalılara yapılmış yazılı bildirim ve ihtarnameler incelenmiş ve bu kapsamda davalıların bildirimden haberdar oldukları tarihler esas alınarak faize hükmetmek gerekmiştir. Son olarak davacı … şirketinin alacağını Türk Lirası olarak talep ettiği ve TL cinsinden alacağına avans faizi istemini ileri sürdüğü görülmüştür. Bu durumda, taleple bağlı kalınarak ve tarafların tacir oldukları göz önünde bulundurulmak suretiyle hükmedilen alacağa (ticari) avans faizinin işletilmesinin gerektiği, ayrıca CMR Konvansiyonu’nun 27. maddesi gereğince talep edilebilecek %5’lik faiz oranının ancak tazminatın yabancı para üzerinden hüküm altına alındığı hallerde uygulanabilmesi nedeni ile yıllık %5 oranında faize somut olayda hükmedilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; hasarın varlığının davacı tarafça ispatlanamadığını, salt fotokopi şeklindeki ekspertiz raporuna dayanılarak karar verildiği, mahkemenin hasarın neden kaynaklandığı, hasar tarihi, hasarın taşıma esnasında oluşup oluşmadığı ve hasar oranı ve bedeli hususunda hiçbir araştırma yapmadığı, dosyada hiçbir resmi geçerliliği olmayan başka bir aracın şoförü olduğu iddia edilen kişinin alıcı ile birlikte tutanak altına aldığı ifadeden başka resmi bir belge bulunmadığını, ekspertiz raporunda hasar tarihinin 28.08.2016 tarihi olarak belirtildiği, şoför olduğu iddia edilen kişinin ifadesinden ise hasar tarihinin 29.08.2016 olarak beyan edildiği, davacının müvekkiline gönderdiği 09.12.2016 tarihli yazıda ise hasar tarihinin 16.09.2016 olarak görüleceğini, 23.08.2016 tarih ve 105 nolu CMR belgesinde hasara ilişkin itirazi kayıt olmadığından malın hasarsız olarak teslim alındığının sabit olduğunu, hasarlanan ürünlerin kullanılıp kullanılamayacağı, kullanılacaksa ne oranda kullanılacağı hususunun konusunda uzman kişilerce tespit edilmesi gerektiği, davacı her ne kadar sigortalısına ödeme yaptığını beyan etmiş olsa da, satıcı …’nın mal bedelinin tahsil edip edemediğini ispat etmesi gerektiği, aksi durumda mükerrer tahsilatın söz konusu olacağını, davacının dava dilekçesinde malın hasarlı şekilde alıcıya teslimine ilişkin ikrarının bulunduğu , dolayısıyla malın hasarlı piyasa bedelinin veya en azından koşullar gerektiyorsa hurda bedelinin tespit edilmesi gerektiğini, somut olayda CMR konvansiyonunun 30. maddesinde belirtilen şekilde alıcı firma tarafından fiili taşıyıcıya hasar bildiriminin yapılmadığını, davacının kendi sigortalısına yapmış olduğu ödemeye dayanak poliçenin 09.09.2016 tarihinde düzenlendiğini, dosyada mübrez sevk irsaliyesinin tarihinin 23.08.2016 olduğunu, dolayısıyla hasarın gerçekleştiği tarihte geçerli şekilde ayakta olan bir sigorta poliçesinin bulunmadığını, hadiseden yaklaşık dört ay sonra düzenlenen ekspertiz raporuna göre sonuca ulaşılamayacağını, müvekkilinin somut olaydaki en son fiili taşıyıcı olmadığını, müvekkilinin Ankara-Kerkük arası fiili taşıyıcı konumunda bulunduğunu ve söz konusu hasarın veya eksikliğin müvekkilin sorumluluğunda gerçekleşmediğini, müvekkilin taşıma işinin bir kısmını üstlendiğini, malın alıcıya teslimi ile ilgili bölümde yer almadığını, hasarın fiili taşıyıcı olan … şirketi nezdinde meydana gelmesi sebebiyle ve müvekkilinin bu şirket ile hiçbir akdi bağı olmadığından müvekkilinin sorumluğuna gidilemeyeceğini, bahsi konu şirketin işe gereği … şirketi olduğunu, zira müvekkili tarafından Kerkük e kadar plakaları dosyada belirtilen araçlara taşınan yüklerin tam ve eksiksiz teslim alındığına dair … Firması tarafından kaşelenip imzalanan tercüme evraklarının dosyada bulunduğunu, bir sorumluluk varsa son fiili taşımayı gerçekleştiren … şirketine gidilebileceğini, … şirketinin sigortacısı olan … ‘nın ihbar olunan sıfatıyla verdiği dilekçede …’ın prim borcunun bulunduğunu ileri sürmüş olduğunu ancak bu durumun … sigorta aş’nin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararı hukuka aykırı olduğundan kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ….Ltd.Şti.ekili istinaf dilekçesinde özetle; Sigortalı … firması ile müvekkilleri arasında dava konusu taşımaya ilişkin bir sözleşmenin akdedildiği yönünde delilin mevcut olmadığını, müvekkili tarafından kesilen navlun faturasını CMR taşıma senedindeki karineyi çürütebilecek nitelikte olmadığını, faturanın alt kısmında ilgili faturanın hangi taşımalara ilişkin olduğunun belirtilmediği, hasar ihbarı süresinde yapılmamış olduğundan emtianın hasarlı olarak teslim edildiğinin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, dosyadaki belgelerin kesin delil olarak değerlendirilemeyeceği, davacı tarafından sunulan tüm belgelerin siyah beyaz fotokopi olduğunu, dosya içerisinde CMR belgesinin bulunmadığını, hasara ve hasar oranına ispat olarak dava dilekçesinde dayanılan belgenin şoför tarafından düzenlendiğini iddia edildiği, söz konusu hasar ile ilgili müvekkiline herhangi bir resmi kaza tutanağının gönderilmediği, her durumda tutanağın 13.06.2016 tarihinde şoför tarafından imzalandığını, CMR madde 30 uyarınca 20.06.2016 tarihine kadar yapılacak bir hasar ihbarı geçerliyken somut olayda ihbar tarihinin 23.09.2016 olduğunu, sigortalının davacıya yaptığı ödemenin hatır ödemesi olduğunu, CMR konvansiyonu madde 27’ye göre faizin ancak %5 üzerinden hesap edilebileceğini, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine , müvekkil şirketin tazmin sorumluluğunun kaldırılmasına, uygulanacak faiz oranının %5 olarak uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesinden kaynaklanan alacağın davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemiyle açılan eda davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş verilen karara karşı davalı vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İnceleme istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir.Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. CMR’nin 17/1. maddesine göre taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Konvansiyonun17/2. maddesi, “Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz.” şeklindedir. 17/3. maddesinde ise taşımacının, taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve ihmallerinden dolayı sorumlu olduğu ifade edilmiştir. Bu durumda kural olarak, taşıyıcı kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebepten ileri geldiğini ispat edemedikçe eşyaya gelen ziya ve hasarı tazmin borcu altındadır. Bir başka deyişle, taşıyıcının kusurlu olduğu karine olarak kabul edilir. Sorumluluktan kurtulabilmesi için taşıyıcının kusurlu olmadığını ispat etmesi gerekir. 09/09/2016 tarihli emtia nakliyat abonman poliçesinin sigortalısının dava dışı … Olduğu, sigorta konusunun Ankara ve Irak arasındaki 5 adet kamyonla yapılacak taşımayı oluşturduğu, dosyada mübrez nakliyat abonman sözleşmesi isimli poliçenin ise; 22.05.2016-22.05.2017 tarihleri arasındaki süreyi teminat altına aldığı görülmektedir. 17.11.2016 tarihinde sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı …’ya 264.892,54 TL ödeme yapıldığına ilişkin banka dekontu bulunduğu görülmektedir. Dosyaya sunulan fatura örneği tam olarak okunamamakla birlikte, fatura üzerinde CPT ibaresi bulunmakla teslimin CPT teslim olduğu görülmektedir. Yine ekspertiz raporunda da fatura bedelinin yanında CPT – Nakliye bedeli ödenmiş olduğuna ilişkin ibare bulunmaktadır. CPT ( Carriage Paid To) teslim şeklinde, satıcı varma yerine kadar navlun ücretini ödemekle yükümlü bulunup, malların taşınmak üzere araca teslim edildiği andan itibaren hasar alıcıya geçer. Dolayısıyla satıcı tarafından mallar nakliye aracına uygun şekilde yükletildikten ve taşımada oluşabilecek hasarlar için emtiayı alıcı adına sigorta ettirip, ücreti ödedikten sonra satıma konu mallar üzerinde satıcının artık bir menfaati kalmayacağından, bu malların satıcı lehine sigorta yapılması ve taşımada oluşacak hasarlardan dolayı sigortacının satıcıya ödeme yapmasının geçerli olmadığından sigortacının halefiyet hakkı gerçekleşmez. Bu nedenle, öncelikle teslim ve ödeme şeklinin ne olduğu ve dava dışı sigortalının mal bedelini tahsil edip etmediğinin tespit edilmesi zorunludur. Teslim şeklinin ekspertiz raporunda belirtildiği gibi CPT teslim olması ve dava dışı sigortalı satıcının, satım bedelini dava dışı alıcıdan tahsil etmiş olması halinde artık sigortalanabilir bir menfaatinin bulunmadığından davacı tarafından yapılan ödemenin geçerli bir ödeme olmadığı ve halefiyet hakkının bulunmadığının kabulü gerekir.Somut olayda davaya konu taşımada öncelikle teslim ve ödeme şeklinin ne olduğu, satış faturasında ve ekspertiz raporunda belirtildiği gibi CPT satış olup olmadığı ve CPT satış ise koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ödemenin hangi yolla yapılacağı, satıcının malları sigortalatmakta menfaati bulunup bulunmadığı, satıcı-sigortalı ile alıcı arasındaki hukuki ilişkinin CPT satışın tüm özelliklerini taşıyıp taşımadığı dolayısıyla davacı sigortacının halefiyet hakkının doğup doğmadığı başka bir deyişle aktif husumetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekmekte olup, bu kapsamda, mal bedelinin sigortalı satıcı tarafından tam olarak alınıp alınmadığının araştırılması, gerekirse dava dışı sigortalının ticari defter ve kayıtlarında inceleme yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiştir. Bahsi geçen sebeplerle davalı vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ve kaldırılma nedenine göre davalı vekillerinin diğer istinaf nedeninin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istemi halinde kendilerine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.29/09/2022