Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1006 E. 2022/987 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1006
KARAR NO: 2022/987
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2018
NUMARASI: 2013/248 Esas – 2018/880 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı ile … AŞ (=…) arasında akdedilen 07.07.2009 tarihli Yetkili Servis Sözleşmesi uyarınca, davalının …’a söz konusu sözleşme kapsamında yetkili servis hizmeti verdiğini, …’a ait yetkili servislerin davalıya 24.7.2012 tarihinde yazılı olarak bildirildiği üzere … San. ve tic. AŞ (=…)tarafından devir alındığını, …’nin sözleşmenin tarafı konumuna geldiğini, davalının devre hiçbir şekilde itiraz etmediğini, müvekkili şirket ile sözleşme kapsamında çalışmaya devam ettiğini, 07.07.2009 tarihli Yetkili Servis Sözleşmesinin 10.6.2013 tarihli ihtarname ile müvekkili şirket tarafından feshedildiğini, fesih ihtarının davalı tarafından 12.6.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının elindeki yetki kartı ve mühürü kullanarak sözleşme feshedildikten sonra müvekkil şirkete ait marka cihazlara yetkisiz olarak teknik servis hizmeti vermeye devam ettiğini, vergi mükelleflerinin Maliye Bakanlığı onaylı ruhsatları üzerinde, müvekkili şirketin bilgi ve onayı haricinde yetkisizce işlemler yapılmasının müvekkil şirketin ticari itibarını da zedelediğini belirterek; müvekkil şirkete ait yazarkasa mührü ve yetkili servis kimlik kartlarının davalıdan alınmasına ve tabela üzerinde ve diğer tüm belge ve gereçlerde yer alan “…” ibaresinin kullanımının engellenmesine ve müvekkil şirkete teslimine ilişkin İhtiyati Tedbir Kararı verilmesi talebi ile, müdahalenin men’i, haksız rekabet teşkil eden durumun ortadan kaldırılması için haksız rekabete konu teşkil eden yazarkasa mühürleri ve yetkili servis kimlik kartının davacıya iadesi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 07.07.2009 tarihli Yetkili Servis Sözleşmesi’nin 15/a maddesi uyarınca davalının yazarkasa mührü ve yetkili servis kimlik kartını haksız olarak elinde bulundurduğu şimdilik 30 günlük süre boyunca hesaplanacak her bir gün için 200 Euro tazminatın karar tarihinde kararlaştırılacak TL cinsinden karşılığının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, İhtiyatı tedbir talebi için yasal olarak gerekli şartların gerçekleşmediğini,en son 12.06.2009 tarihinde … AŞ ile sözleşme imzalandığını, “sözleşmenin süresi ve yenileme” başlıklı 13. maddenin 1. bendine göre sözleşmenin süresinin imzalanıp yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl olduğunu, tarafların bu sözleşmeyi bir yıllık izleyen dönem için uzatabileceğini, … ile akdedilen sözleşmenin 2012 yılı için uzamış olduğunu ve sözleşmenin 12.6.2012 tarihinde sona erdiğini, cari hesapların açık kaldığını ve işlemlerin yürütülmeye devam edildiğini, yetki sözleşmelerinin devralındığı hususunda resmi bir bildirim olmadığını, sadece genel işlem koşulu ihtiva eden bir sözleşmenin taraflarına gönderildiğini ,her iki tarafından zımni rızasıyla devam eden fiili durumun davacı şirketin yanlı tutumuyla sona erdirildiğini, müvekkili ile aynı durumda olan bir çok servisle sözleşmenin devam ettiğini, geçerli bir neden dayandırılmadan gerçekleştirilen Yetkili Servis Sözleşmesinin feshinin iptal edilmesi gerektiğini, fesih tarihinden sonra kesilmiş faturaların müvekkil ve elemanlarının daha önceden yapmış olduğu ancak ücretini tahsil edemediği işlerle ilgili olduğu hususlarını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “davanın sözleşmenin feshinden itibaren 2 ay sonra açılmış olması, bu nedenle davalı tarafça kartların büyük kısmının mahkememiz dosyasına ibraz edilmesi, davalı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre ödeyeceği cezai şartın mahvına sebep olacağı takdir edilmiş, davacının istediği ceza şart tutarının %25 lik kısmı kabul edilmiş ve toplam 1500 Euro karşılığı TL üzerinden davacı talebi kabul edilmiştir.(ancak sehven hüküm kısmına cezai şart miktarı ile 320 TL haksız rekabet tazminatının toplamı 4.028,15 TL yazılmış olup, bu miktarın artan kısmı ile cezai şart olarak açıklanan 537,32 TL nin toplamı 4.245,47 TL, 1500 Euro cezai şart miktarının karşılığıdır.) Davacının cezai şart konusundaki fazlaya dair istemi kabul edilmemiştir. Mahkememizce ayrıca davalı tarafça dosyaya ibraz edilen mühür ve kartlarında davacıya iadesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında şu an mevcut bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin 07.07.2019 tarihinde … ile imzalamış olduğu yetkili servis sözleşmesinin davacıya devredildiğinin öne sürüldüğünü, oysaki bu şekildeki devre yönelik bildirim ulaşır ulaşmaz müvekkilinin taraf değişikliğini kabul etmediğini bildirir nitelikte ihtarname gönderdiğini, … ile müvekkili arasında imzalanan yetkili servislik sözleşmesinin tarihinin 07.07.2009 olduğunu, müvekkilinin üretici sıfatı bulunup … ile 07.01.2011 tarihinde yeni sözleşme imzaladığını, dolayısıyla artık yeni sözleşmenin geçerli olduğunu, dolayısıyla müvekkili ve … arasında imzalanan 07.07.2009 tarihli sözleşmenin şu an geçerli olduğundan bahsedilemeyeceğini, … ile imzalanan 07.01.2011 tarihli sözleşmede ise münhasırlık maddesi ve ceza koşuluna ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, davacının davasını 07.07.2009 tarihli … sözleşmesinin 2 maddesine dayandırdığını, esasen bu maddenin ihlalinin mümkün olmadığını, zira …ın dağıtıcı olmadığını, teknik servis konumunda bulunduğunu, cihazların üreticisinin … Şirketi olduğunu, bu şirketin de tüm haklarını …’ya devrettiğini, …ve …’nin gelir idaresi başkanlığınca onaylanmış yazarkasa firmaları arasında yer almadıklarını, dolayısıyla yazarkasa yetkili servis sözleşmesi de yapamayacaklarını, bir an için 07.07.2009 tarihli sözleşme geçerli kabul edilse dahi davacının lehine tek taraflı cezai şart kararlaştırılamayacağını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararı hukuka aykırı olduğundan kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; …’a ait yetkili servislerin müvekkil şirket tarafından devralındığını, bu hususun davalı tarafa 24.07.2012 tarihinde bildirildiğini, davalının devre hiçbir şekilde itiraz etmediğini, müvekkilinin davalının imzaladığı ve müvekkilince devralınan 07.07.2009 tarihli sözleşmeyi noter kanalıyla feshederek feshi davalıya 12.06.2013 tarihinde tebliğ ettiğini, buna rağmen davalının elindeki yazarkasa mührünü ve yetki kartını iade etmeyerek yetkisiz şekilde müvekkiline ait marka cihazlara teknik servis hizmeti vermeye devam ettiğini, davalı yanın da müvekkil ile cari hesap kapsamında çalışmaya devam ettiğine yönelik ikrarı bulunduğunu, ilk derece mahkemesince hukuka aykırı şekilde cüzi miktarda cezai şartta hükmedildiğini, esasen basiretli tacir olan davalının cezai şarttan indirim yapılması yönündeki talebinin reddi gerektiğini, yine müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, bahsi geçen sebeplerle davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsili talebini içerir eda davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,bu karara karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş,davacı vekili de kararı katılma yoluyla istinaf etmiştir. Davacı, tarafı olmadığı önceki sözleşmeyi devralan sıfatı ile hareket ederek sözleşmeyi feshetmek sureti ile eldeki davayı açtığını ileri sürmekte, davalı ise rızası olmadığından devir olgusunu kabul etmemekte ve davacının eldeki davayı açamayacağını ileri sürmektedir. Davalı ile dava dışı … arasında imzalanan 07.07.2009 tarihli yetkili servis sözleşmesinin sona ermenin sonuçları başlıklı 15. Maddesinde ; “yetkili servis” “yazarkasa mührü” ve “servis kimliği”nin mülkiyetinin kendisine ait olmadığını bahse konu mühür ve kimliğin … Grubu ile iştiraklerinin demirbaşı olduğunu, sözleşme süresi boyunca geçici süreli kullanım için bunları teslim aldığını peşinen kabul eder. Sözleşmenin herhangi bir feshi halinde talebe bile gerek olmaksızın ve derhal yazarkasa mührü ve yetkili servis kimliğini … veya yetkilendirdiği kişiye iade etmek zorundadır. Yetkili servis bu hükme aykırı davrandığı takdirde her bir gün için 200 Euro tazminat ödeyecektir. Bu tazminat … tarafından yetkili servisin verdiği her türlü teminattan mahsup edilebilecektir. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Sözleşmenin süresi ve yenilenmesi başlıklı 13. maddede sözleşmenin 1 yıl için geçerli olduğu, 1 yıllık sürenin sonunda tarafların sözleşmeyi 1 yılı izleyen dönem için uzatabilecekleri ancak sözleşmenin hiçbir şekilde 5 yıldan fazla yürürlükte kalamayacağını, 5 yılın sonunda yürürlükten kendiliğinden kalkacağı düzenlenmiştir. Eldeki davanın 17.09.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 07.01.2011 tarihli yetkili servis sözleşmesinin taraflarının … San. Ve Tic.A.Ş ve davalı … oldukları, 23.06.2009 tarihli yazarkasa mühür ve kartların teslimine ilişkin tutanak ile 2 adet kart ve 1 adet mührün … Aş adına davalıya teslim edildiği yine 09.07.2009 tarihli tutanakta … dan emanet teslim alınan 8 adet yetkili servis kartlarının sözleşmenin feshi durumunda şirket yetkililerine teslim edileceğine ilişkin ..’ın taahhütnamesinin bulunduğu görülmüştür.Davacı…A.Ş Üsküdar … Noterliği’nin 10 Haziran 2013 tarihli ihtarnamesi ile muhatap davalı …’a 07.07.2009 tarihli sözleşmede yer alan … ait yetkilerin 23.07.2012 tarihinde tarafından devir alındığı, bu kapsamda 07.07.2009 tarihli sözleşmenin feshedildiği, …’ın davacı şirkete rakip marka yazarkasa ile ilgili satış ve servis hizmeti verdiğinin tespit edildiği, bu kapsamda bu davranışının son verilmesinin, muhatabın yazarkasa mühür ve yetki kartlarının ihtarnamenin tebliğden itibaren 3 gün içinde teslim etmesi gerektiği bildirilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 205 maddesi uyarınca; Sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçiren bir anlaşmadır. Sözleşmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşma da, sözleşmenin devri hükümlerine tabidir. Sözleşmenin devrinde sözleşmede kalan tarafın, sözleşmenin devrine rıza göstermesi şartının aranmasıdır. Davacı … servis 07.07.2009 tarihli sözleşmede yer alan … ait yetkilerin 23.07.2012 tarihinde devir alındığını , bu kapsamda 07.07.2009 tarihli sözleşmenin feshedildiğini öne sürmüş olsa da dosyada mübrez davalı tarafından keşide edilen 27.06.2013 tarihli ihtarnamede, … ile yetkili servis arasında hiçbir zaman yetkili servis sözleşmesinin akdedilmediğini, 07.07.2009 tarihli sözleşmenin ise … ile … arasında akdedildiğini, ancak sözleşmenin şuan için yürürlükte bulunmadığını, …’a önceden gönderilen ihtarnamede, yazarkasa mührünün iadesi talep edilmekle 07.07.2009 tarihli sözleşmenin 15/a maddesine göre mührün …’dan alınacak yetki belgesi ile …’dan teslim alınması gerektiğini, aksi takdirde tevdi mahalli belirlenmek suretiyle mührün iade edilebileceği ihtar edilmiştir. Ancak davacı vekilinin,açık şekilde davalının devir olgusuna itiraz etmediğini beyan etmesi karşısında; davalı … vekilinin bahsi geçen 27.06.2013 tarihli ihtarnameyi davacıya tebliğ etmiş olduğuna dair bir belgeyi dosya içerisine sunmamıştır. İlk derece mahkemesince de bu husustaki eksikliğin ikmali yönünde herhangi bir yargılama faaliyetine girilmemiştir. Davalı … vekili 07.01.2011 tarihli … ve … taraf olduğu yetkili servis sözleşmesi imzalanması ile zaten önceki 07.07.2009 tarihli sözleşmenin ortadan kalkmış olduğunun kabulü gerektiğini önde sürmüştür. İlk derece mahkemesince her iki sözleşmenin tarafları, geçerlilik süreleri, … Servisin 07.07.2009 tarihli sözleşmede yer alan … ait yetkilerin 23.07.2012 tarihinde … tarafından devir alındığına yönelik sözleşmede az yukarıda anlatılanlar ışığında davalının devre onay verip vermediğin ortaya konulması gerekmektedir. Bu bağlamda, 27.06.2013 tarihli davalı yanca keşide edilen ihtarnamenin tebliğ şerhli onaylı suretinin dosyaya kazandırılarak değerlendirme yapılmalıdır. Ayrıca dosyada mübrez,14.06.2013 tarihli belgede; 13.07.2012 tarihi itibariyle tüm yetkili servis sözleşmelerinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerinin … Servise geçtiği, her ne sebeple olursa olsun yetkili servis sözleşmesinin sona ermesi halinde … Servisin, yetki kartı ve mührün iade edilmesini talep etme ve bunları iade alma talep ve teslim hakkını haiz olduğu … Aş tarafından ilgililere bildirilmiştir. 14.06.2013 tarihli az yukarıda bahsi geçen yazı içeriğinden anlaşılacağı üzere … yetki kartı ve mührün iade edilmesini talep edebilecekse de tazminat talep etme konusunda yetkilendirilmemiştir. Davalı yanın da artık sözleşmenin geçerli şekilde devam etmediğine yani son bulmuş olduğuna ilişkin beyanı bulunmaktadır. Yani davanın her iki tarafı da 07.07.2009 tarihli sözleşmenin sona erdiğini kabul etmekle,her iki taraf da sona erme sebeplerini farklı hukuki nedenlere dayandırmıştır. Bu noktada ilk derece mahkemesince, devir olgusundan sonra dahi taraflar arasındaki ticari ilişkinin bir müddet zimnen devam edip etmediği hususu da irdelenmek suretiyle davacı yanca yöneltilen fesih iradesinin geçerli olup olmadığı ile birlikte davacının davadaki aktif husumeti denetlenmelidir. En son olarak az yukarıda bahsi geçen değerlendirmeler yapıldıktan sonra, koşulları varsa,07.07.2009 tarihli sözleşmede yar alan cezai şartın hukuken geçerli kabul edilip edilmeyeceği de iddia ve savunma sebepleri gözetilerek gerekçeli şekilde ortaya konulmalıdır.Bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararı hukuka aykırı olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendilerine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.23/09/2022