Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1003 E. 2022/1067 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1003
KARAR NO: 2022/1067
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2019
NUMARASI: 2017/217 Esas – 2019/336 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2022
Taraflar arasındaki Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı banka arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Taksitli Ticari Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı banka tarafından kredi sözleşmesinin akdedilmesinden uzunca bir süre sonra 15/02/2017 tarihinde ihtarname keşide edilerek müvekkilinden 31.439,73-TL KKDF borcunun bulunduğu ve 7 gün içinde ödenmesi gerektiği ihtar edildiğini, davalı bankanın mevzuat dışına çıkarak ticari kredi sözleşmelerinde KKDF’nin %0 olarak uygulanması gerekir iken müvekkilinden mezkûr ihtarname ile talep ettiğini, müvekkilinin davalı bankaya herhangi bir KKDF borcu bulunmadığını ve tüm bu nedenlerle davalı bankaca iddia edilen alacağın dayanağı kredi sözleşmesi ticari kredi olduğundan müvekkilinin davalı bankaya 31.439,73-TL KKDF borcu bulunmadığının tespitine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı bankaya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya kullandırılan kredinin tüketici kredisi olmakla birlikte müvekkil banka şubesince kredi kodu seçilirken sehven ticari arsa kredi kodu seçildiğini, davacının kötüniyetli şekilde bu durumu lehine kullanmaya çalıştığını, tüketici kredilerinin %15 oranında KKDF’ye tabi olduğunu, davacınında bu fon kesintisi ile birlikte kredi kullandığını, anlaşmalar tamamlandıktan sonra kredi açılış ekranı olan E-7 ekranında, kredi vergi kodu ve fon kodu (1,1) olarak (vergili ve fonlu olarak) girilmişse de, KYP teklifi yapılması esnasında 319-Kısa Tüketici Kredisi girişi yapılması gerekirken, sehven, 786-Ticari Arsa Kredi Kodu girişi yapıldığını, bu şekilde onaylanan kredinin vergili/fonsuz olarak ödeme planına yansımış ve müvekkil banka şubesinin bu durumu farketmediğini, anılan hata daha sonra farkedildiğinde ise, davacıya “kredinin vergili ve fonlu olacağı daha önce görüşüldüğünden ve taksit tutarları daha evvel kendilerine bildirildiğinden, kredi kullandırıldıktan sonra taksitlerin düşük olduğunu fark edip fark etmedikleri sorulduğunu ancak davacıdan “bu durumu farkettikleri, müvekkil bankanın kendilerine indirim uyguladığını sandıkları” yönünde yanıt alındığını, davacı ile yapılan sayısız şifahi görüşmelere rağmen sonuç alınamaması ve davacının kötüniyetli tavrını sürdürmesi nedeniyle müvekkil bankaca KKDF’nin ödenmesini teminen ihtarname çekilmek durumunda kalındığını, KKDF ödemesi yapmak istemeyen davacının müvekkil bankadan kullandığı kredi ile satın aldığı taşınmazı bilançosunda aktif kalemine kaydetmesi gerektiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddi ile davacının KKDF alacağı yönünden müvekkil bankaya borçlu bulunduğunun tespitine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davacının, Genel Nakdi Ve Gayrinakdi Taksitli Ticari Kredi Sözleşmesi kapsamında kredi kullandığı ancak 2015 yılı işletme defteri hesap özeti ve gider/gelir kayıtları ile 2015-2016 yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerinde taksitli kredinin ticari amaçla kullanıldığını gösterir, söz konusu kredi ile satın alınan taşınmaza, krediye ve/veya kredi taksitleri üzerindeki faizlerin giderleştirildiğine dair bir kayıt olmadığı bu suretle davacının 12/05/1988 tarih ve 88/12944 sayılı Kararnameye ilişkin Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Tebliğ kapsamındaki muafiyetten faydalanamayacağı anlaşıldığından…” davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı bankanın, eldeki kredi sözleşmesinin ticari kredi olduğunu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde kabul, beyan ve ikrar ettiğini, davalının cevap dilekçesinde kusur ikrarında bulunmuş olup “Hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz” kuralı gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı tarafın, müvekkille aralarında akdedilen kredinin tüketici kredisi olduğunu, banka çalışanının sehven ticari arsa kredi kodunu seçtiğini, tarafların müşterek imzasını havi ödeme planından kullanılan kredi ticari kredi olduğundan kanuna uygun şekilde KKDF’ bedeline yer verildiğini, davalı bankanın aradan uzunca bir süre geçtikten sonra ödeme planında belirtilmeyen bir bedeli maliyet unsuru olarak, borcunu mutabık kalınan şartlarda, düzenli ödeyen müvekkilinden talep etmesi, kaldı ki işbu talebini sözleşmenin akdi esnasında kendi kusurundan kaynaklandığını ikrar kabul ve beyan ederek ileri sürmesinin hukuken mümkün olmadığını, yapılacak istinaf incelemesi neticesinde, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, müvekkilinin davalı bankaya KKDF borcu bulunmadığının tespitine, Yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı bankaya tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava taraflar arasında düzenlenen Genel Nakdi ve Gayrinakdi Taksitli Ticari Kredi Sözleşmesi kapsamında davacıdan talep edilen KKDF’den davacının sorumlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İstinafa konu uyuşmazlık, davacını kullandığı krediden KKDF’ye tabi olup olmadığı ve davacının bundan sorumlu olup olmadığı hususlarıdır.Dosyaya toplanan deliler ile genel nakdi ve gayrinakdi taksitli ticari kredi sösleşmesine dayanarak davacının satınaldığı arsa için kredi kullandırıldığı, kredi kullandırılırken düzenlenen geri ödeme planında KKDF nin yer almadığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı taraf kullanılan kredinin ticari kredi olduğnu KKDF ye tabi olmadığını, davalı taraf ise tüketici kredisi mahiyetinde olduğunu bu nedenle KKDF ödenmesi gerektiğini savunmaktadırlar.KKDF konut kredisi hariç yurt içinde kullanılan tüketici kredilerinde yasal zorunluluk gereği kredi kullananının ödemek zorunda olduğu bir yükümlülüktür.Kredi kullandırlan sözleşmeye taraafların verdiği isimden ziyade kredini kullanış amacı kredinin niteliğini belirlemektedir.Somut olayda,davaya konu arsa alımına ilişkin davacının kullandığı kredinin ticari defterinde kaydının bulunmadığı, ödenen faiz ve giderlerin belli bir kısmının serbest meslek kazancından dolayı gelir vergisi beyannamesi verilirken mahsubu imkanı varken bunun yapılmadığı, ticari defterde alınan taşınmaza ilişkin bir kaydın bulunmadığı da gözetildiğinde bu durumda kullanılan kredinin ticari kredi mahiyetinde olmadığının kabulü gerekmiştir. Tüketici kredilerinde KKDF nin ödenmesi gerekli olup , niteliği itibarıyla yasal olan bu yükümlülükten kredi kullanan davacsorumludur. Davalı banka personelinin kredinin kodunu yanlış belirlemesi nedeniyle ödeme planında bu kısmın gösterilmemiş olmasının davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı anlaşılmakla ilk derece mahkeesinin kararında ve delileri takidirnde bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 06/10/2022