Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1000 E. 2022/1033 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1000
KARAR NO : 2022/1033
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA : Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29.09.2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün asıl ve birleşen dava davacıları vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 13/11/2015 vade tarihli 20.000-TL bedelli teminat senedini davalıya verdiğini ve tarafların 17/07/2012 sözleşme imzaladıklarını bu suretle müvekkilinin ,davalıdan İzmir ili Karabağlar bölge bayiliğini aldığını, bu sözleşme gereğince müvekkilinin davalı abonelerine abone sayısı kadar gazete dağıtımı yapacağının kararlaştırıldığını ancak davalı şirketin müvekkilinin isteği dışında sürekli olarak belirlenen miktardan daha fazla sayıda gazete yolladığını ve iadesini kabul etmediğini, müvekkilinin düzenli olarak ödemeleri yapmasına rağmen 1 Ağustos 2015 günü karşı tarafın, müvekkilinin borçlarını ödemediğini iddia ederek tek taraflı fesheden davalı şirketin İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, söz konusu senetteki vade tarihinin sonradan yazıldığını, senedin teminat senedi olarak “malen” kaydıyla mal karşılığında verildiğini ancak davalının 20.000-TL’lik fatura tanzim ettiğini, son 4 ayın ödemelerinin bakiyeden düşürülmediğini, davanın kabulü ile müvekkilinin İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetle haraket ederek müvekkiline zarar verdiğinden %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı tarafın borca ilişkin verilen bononun teminat senedi olduğuna dair beyanlarının asılsız olduğunu, davacının sadece gazete dağıtımı konusunda müvekkili şirket ile sözleşme imzaladığına ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 17/07/2012 tarihli sözleşmede tarafların edimlerini açıkça kararlaştırdığını, sözleşmenin 3. maddesindeki düzenleme gereği; Sabah gazetesi ve diğer yayınların, ilavelerin ve promosyonlarının Bayi tarafından kararlaştırılan il/ilçelerde abonelere dağıtımın yapılarak, abonelik bedellerinin tahsil edilmesi, yeni aboneliklerin tesis edilmesi, hususunun davacının edimleri arasında belirtildiğini, buna rağmen sadece gazete dağıtımından bahsedilmesinin sözleşme içeriğine aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, kurumsal müşterilerin aldıkları gazeteler için tüm bayilere ayrı ayrı fatura kesmek istemediğini, tek bir bayiye toplu fatura kesimi yapıldığını, bu şekilde ana bayi adına kesilen faturanın yine ana bayi tarafından tahsil edildiğini ve müvekkili şirket hesabına gönderildiğini, tüm bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz beyanlarını kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini, %20 den aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/1002 ESAS 2017/169 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın söz konusu teminat senedini … Bölge Müdürlüğü’ne vererek aralarında 17.07.2012 tarihinde akdedilen sözleşme ile … Medya İzmir İli Karabağlar bölge bayiliğini aldığını, bu aşamada müvekkilinin, … ile akraba olması ve …’da çalışıyor olması sebebiyle senedin altına kefil olarak imzasını attığını, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış bulunan 2016/833 esas sayılı ve hala derdest olan dava ile açmış bulundukları dava arasında sıkı bir bağlantı bulunduğunu, iş bu dosyanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış bulunan 2016/833 esas sayılı dava ile birleştirilmesine, kötü niyetle hareket ederek müvekkiline zarar veren davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı üçüncü şahıs olan … ile müvekkil şirket arasında 17.07.2012 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini ve bu sözleşme hükümlerince ticari faaliyete başlandığını, akabinde yine bu sözleşmenin 6.4. maddesi gereğince; dava dışı …’ nın Baş Bayi bünyesine olan 130.586,34 TL cari hesap borcu sebebiyle; kambiyo senedine bağlı olmayan 110.586,34 TL tutarındaki kısmının, İstanbul 13. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, bakiye borç olan 20.000,00 TL’ nin senede bağlanmış olması sebebiyle; işbu meblağ, İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nın 2016/ 20737 E. sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığını, davacı/ borçlunun kendi rızası ile …’ nın müvekkil kurum ile ticari iş ilişkisine başlayabilmesi amacı ile kefil olduğunun anlaşıldığını, davacının senette kefil konumunda olması ve ticari iş sebebiyle işbu senedin tanzim edilmesi; müşterek müteselsil kefil konumunda olan ve senette yer alan 20.000,00 TL ile bağlı kalınmak suretiyle, davacının da borçlu sıfatına haiz olduğunu ortaya koyduğunu, … ile müvekkil kurumun ticari ilişkisinin mevcut olduğunu konusunda bir uyuşmazlık söz konusu olmadığını, bu durumun davacı tarafından ikrar edildiğini, bu nedenlerle davanın reddine, müvekkili şirket lehine % 20′ den az olmamak kaydı ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, birleştirme talepleri ile ilgili hususların mahkemenin takdirine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Taraflar arasında 17.07.2012 tarihinde “…Medya tarafından Ulusal /Yerel düzeyde yayınlanan… gazetesi ve diğer yayınların, ilavelerinin ve promosyonlarının Bayi tarafından kararlaştırılan İl/İlçelerde abonelere dağıtımının yapılarak, abonelik bedellerinin tahsil edilmesi, yeni abonelerin tesis edilmesi konulu ” Sözleşme mevcut olup, davacı … ‘ın cari hesap bakiye borcu 13.11.2015 vadeli 20.000,00 TL bedelli ödeyecek kısmında … ve kefil olarak … ‘ın isim ve imzalarının yer aldığı senede bağlanmış olması sebebiyle; işbu meblağ, İstanbul 13. İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığı ve davacıların bahse konu senedin teminat senedi olduğu iddia edilmektedir. Mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla İncelenen davacı şirkete ait 2015 yılı işletme defter tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, davacı defterlerinin işletme hesabına göre tutulduğu, işletme defterlerinin borç/alacak hareketlerini ihtiva etmediğinden, davacı defterlerinde davalı alacağı ya da takibe konu senedin varlığı yönünden herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılamadığı, davalı şirketin 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresinde alındığı, envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin de yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutuldukları, davalı şirket ticari defterlerinde davacıya ait muhasebe hareketlerinin 120 “Alıcılar” ve 320 “satıcılar” hesabında takip edildiği, davalının cari hesap ekstresi incelendiğinde 120 hesapta 28.12.2015 tarihi itibarıyla herhangi bir borç/alacak bakiyesinin olmadığı hesabın sıfırlandığı, 320 numaralı satıcılar hesabının 14.06.2016 takip tarihi itibarıyla bakiyesine göre davacının davalı yana 130.586,34 TL borçlu olduğu ,davacı tarafça borç olarak gözüken 130.586,34 TL lik gazetelerin fazlaya ilişkin gazeteler olduğu ,ve davacı tarafça iade alınmadığı davacının bunu depo etme şansı olmadığından geri dönüşüme gönderdiği ve bedelini davalıya iade edildiğini beyan etmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2.4 maddesi uyarınca “..bayi dağıtımın yapıldığı il ve ilçelerdeki nüfusunun %1 oranın da aboneye ulaşmak mecburiyetinde olup ilk üç ayda hedeflenen toplam abone sayısının %25 ine ulaşmak ,bundan sonra da abone sayısını toplam hedef gerçekleşinceye kadar her ay %10 artırmak zorundadır… ” 5.1 .maddesi “ürünler bayinin talep ettiği oranda gönderilir. Bu nedenle bayi sipariş ettiği ürün adedini önceden … medyaya yazılı olarak bildirmek zorundadır. ” ,5.4 maddesi “ürünler bayi tarafından sipariş şeklinde talep edildiğinden mücbir sebep olmaksızın iade uygulaması yapılamaz.” 5.5 maddesi “ürünlerin bayiye tesliminden sonra her türlü kayıp ve zayi bayiye aittir” düzenlemeleri mevcut olup davaya konu senedin “teminat senedi” olduğunun değerlendirilmesi halinde dahi, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre alacaklı olması karşısında, senedin tahsile koyulup alacak bakiyesinden düşülebileceği, nitekim davalı şirketin alacak bakiyesinden 20.000,00 TL tutarındaki senet bedelini düşerek kalan bakiye üzerinden icra takibi başlattığı anlaşılmıştır. Davacının işletme defteri tutması ve işletme defterlerinin yapısal özelliğinin, borç/alacak, tahsilat/ödeme kayıtlarını ihtiva etmememesi nedeni ile taraflar arasındaki cari hesap farklılığının karşılaştırılması mümkün olmadığı, davacının sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten icra takip tarihine kadar geçen süre için iddialarını ortaya koyacak şekilde bir delilin ortaya konulmadığı, davalının kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 14.06.2016 takip tarihi itibarıyla davacı yandan 130.586,34 TL alacaklı göründüğü , kambiyo senedine bağlı olmayan 110.586,34 TL’ lik kısmı, İstanbul 13. İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyası ile takibe konulduğu Bakiye borç olan 20.000,00 TL’ nin senede bağlanmış olması sebebiyle; işbu davaya konu meblağ için İstanbul 13. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığı birleşen dosya davacısının ise senede kefil olarak imza attığı kefilin de dava konusu borç uyarınca sorumlu olduğu , senedin borçtan mücerret olup teminat senedi iddiasının ispat edilemediği bu nedenle Asıl davanın ve birleşen davanın reddi ile yine koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Asıl ve birleşen davada Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, müvekkiline ait tüm kayıtların 10 Ekim 2017 tarihinde kargo yolu ile mahkemeye iletildiğini, dikkate alınması gerekin hususun borç olarak gözüken 130.586,34 TL tutarındaki gazetelerin fazlaya ilişkin gazeteler olduğunu, müvekkilinin tutanaklarına rağmen iade alınmadığı ve müvekkillerinin bunları depo etme şansı bulunmadığını, bu sebeple bahsi geçen gazeteleri geri dönüşüme verdiğini ve elde ettiği meblağı da şirkete iade ettiğini, zaten fazla gazetelere ilişkin bir dökümün cari hesapta gözükmesinin beklenmeyeceği, fazla gazete tonaj ve miktarı hesaplanmadıkça hukuka uygun sonuca ulaşılamayacağını, bilirkişice hurda ve fazla gazetelerin cari hesaptan düşülmemesi sebebiyle müvekkilinin borçlu gözüktüğü, ilk derece mahkemesinin taahhüdün yerine getirilemesi durumunda bayinin…. tarafından uyarılacağını, bu uyarı üzerinden 1 ay geçmesine rağmen abonelik sayısında artış olmazsa …’ın sözleşmeyi tek taraflı feshi hakkı olduğu, karşı tarafın abonelik sayısındaki artışa ilişkin herhangi bir ihtarname keşide etmediğini, fesih iradesini de kullanmadığını, bu şekilde zımnen abonelik sayısındaki artış konusunda problem yaşanmadığını ortaya koyduğu, kaldı ki bayinin her ay abone sayısını %10 artırmasının da olağan koşullarda beklenemeyeceği sebepleri ile ilk derece mahkemesi kararı hukuka aykırı olduğundan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Asıl ve birleşen davalar, bonodan ve bonoya dayalı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı, davalı ile aralarında imzalanan bayilik sözleşmesi doğrultusunda, davalının ürünlerinin satışını üstlendiğini, dava konusu bononun da sözleşmenin teminatı olarak düzenlendiğini, davalıya herhangi bir borcun bulunmamasına karşın davalının bonoyu icra takibine konu ettiğini iddia ederek bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise, davacı ile aralarında bayilik sözleşmesi bulunduğunu, davalının bu kapsamdaki cari hesap borcunun bir kısmının senede bağlandığını, bononun teminat bonosu olmadığını, belirterek senede dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davanın davacısı senedi avalist sıfatıyla imzalamakla, senedin teminat senedi olduğunu, kendisinin senetle ilgili herhangi bir borcu bulunmadığını, asıl davanın davacının bayilik sözleşmesinden kaynaklı edimlerini yerine getirdiğini ,senede dayalı takipten dolayı borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, bu karara karşı asıl ve birleşen davacılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK 355 maddesi gereğince, istinaf edenin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili nedenlerle sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.
Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiğini iddia eden bu hususu yazılı belge ile ispatlamalıdır. Senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerekir.(YHGK 06.03.2013 tarih veE:2012/12-768 -K:2013/312 ).Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez ise senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır. (YHGK ‘nun 19/04/2022 tarih ve E: 2019/(19)11-449 -K: 2022/569 )
Dava konusu 29/06/2012 keşide ve 13/11/2015 vade tarihli 20.000 TL bedelli senedin keşidecisi asıl davacı … lehtarı davalı… ..A.Ş olduğu ve birleşen davacı …’ın senedi kefil sıfatıyla imzaladığı ,senedin ihdas nedeni gösterilmemiş olup, somut olayda, ispat yükü üzerinde olan davacının dava konu senedin teminat senedi olduğunu ve bedelsiz kaldığını yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür.
İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı …A,Ş ‘nin ,asıl davacı borçlu … ve birleşen davacı … hakkında 20.000,00TL asıl alacak, 1.231,23 TL işlemiş faiz, 60,00TL komisyon bedeli olmak üzere toplamda 21.291,23 TL alacak yönünden 13.11.2015 vade tarihli 20.000,00 TL tutarında senede istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı anlaşılmaktadır.17/07/2012 tarihli sözleşme isimli belgenin, taraflarının …Gazete ve … oldukları, …’ın bayi sıfatı bulunduğu, sözleşme konusunun …tarafından yerel düzeyde yayınlanan … Gazetesi ve diğer yayınların ilavelerinin ve promosyonlarının bayi tarafından kararlaştırılan il ve ilçelerde abonelere dağıtımının yapılarak abonelik bedellerinin tahsil edilmesi, yeni aboneliklerin tesis edilmesi ve tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi olduğu, sözleşmenin, abonelik dağıtım ve sair yükümlülükler başlıklı 4.2.4 maddesinin incelenmesinde bayinin dağıtımını yaptığı il ve ilçelerin nüfusunu %1 i kadar abone sayısına ulaşma mecburiyetinde olduğu, ilk üç ayda hedeflenen toplam abone sayısının %25 ine ulaşmak, bundan sonra da abone sayısının toplam hedef gerçekleşene kadar her ay %10 artırmak olduğu, bu taahhüdün yerine getirilmemesi halinde bayinin …tarafından uyarılacağı, bu uyarıya rağmen devam eden bir ay içerisinde ….ın istediği şekilde abonelik sayısında artış olmazsa …’ın sözleşmeyi tek taraflı feshetme hakkı olduğu belirtilmiştir. Sözleşmenin 5.1 maddesine göre ürünlerin bayinin talep ettiği oranda gönderileceği, bayinin sipariş ettiği ürün adedini …’a yazılı olarak bildirmesi gerektiği, sözleşmenin 5.4 maddesinde ise ürünler bayi tarafından sipariş şeklinde talep edildiğinden mücbir sebep olmaksızın iade uygulanamayacağı , özel olarak iadeli ürün satışı yapılacağı durumda …’ın bayiyi iade ile ilgili bilgilendireceği, bayinin …’ın talimatlarına uymak zorunda olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda, asıl davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi akdedildiği, buna göre davacının davalının ticaretini yaptığı ürünlerini satın alarak faaliyet gösterdiği bölgede 3. kişi/müşterilere satış ve pazarlanmasını üstlendiği, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde davalının ticari defter incelemesine göre, mal alım satımına dayalı olarak asıl davacıdan alacak kaydının bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmelerin tarihi ve dava konusu bononun tanzim tarihi de hep birlikte gözetilerek ilk derece mahkemesince dava konusu bononun taraflar arasındaki sözleşmelerin teminatı olarak verilip verilmediği ve senedin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği ve bedelsiz kalıp kalmadığı hususu değerlendirilmelidir.Davacılar vekili ,10 Ekim 2017 tarihinde posta yoluya iddalarını ispat niteliğindeki delillerini gönderdiklerini ileri sürmüş olup, smm bilirkişisi hazırladğı raporda sektör bilirkişisinin katılacağı bir heyetten alınacak rapor ile uyuşmazlığın çözümü gerektiğini bildirmiştir.Buna göre mahkemece dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporu uyarınca taraflar arasındaki bayilik ilişkisinden ötürü asıl davacının cari hesap ilişkisi içerisinde borçlu olduğu belirtilmiş ise de asıl davacının, fazladan gönderilen gazetelerin olduğu bu hususta tutanak tanzim edildiği, gazetelerin geri dönüşüme verilerek ,geri dönüşüm işlemi neticesi elde edilen paranın da davalıya ödendiğine ve fazladan gelen gazetelerin cari hesaptan düşülmediğine yönelik savunması sözleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmeden,karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince, cari hesap ilişkisindeki alacak ve borç kalemleri iddia ve savunma kapsamında davanın konusu itibariyle belirlenmek suretiyle, asıl ve birleşen davacı vekillerinin bayilik ilişkisi kapsamında dosyaya kargo yoluyla gönderdiklerini öne sürdükleri delillerin akibeti de araştırılarak , sektör bilirkişisi heyete dahil edilmesi neticesi bilirkişi heyetinden alınacak ek rapor soncuna göre bir karar vermesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme asıl ve birleşen davaların reddedilmesi hukuka aykırı olmuştur.
Açıklanan bu nedenlerle asıl ve birleşen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile , ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
2-Asıl ve birleşen dava davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29.09.2022
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29.09.2022