Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/100 E. 2020/124 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/100
KARAR NO: 2020/124
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/05/2017
NUMARASI: 2014/1245 Esas – 2017/438 Karar
BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
(BİRLEŞEN) 2015/56 ESAS SAYILI DOSYASI
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin 31/01/2012 tarih ve 21 sayılı kararı ile şirket müdürü olarak atandığını, müvekkili tarafından Bakırköy … İflas müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yürütülmekte olan tasfiye işlemleri ile ödenmiş bulunduğunu, müvekkilinin müdür olarak atandığına ilişkin Ortaklar Kurulu Kararından hiçbir surette haberi bulunmadığını, bu görevi kabul ettiğine dair hiçbir beyanı da bulunmadığını, müvekkilinin müflis … San. Ve Tic. A.Ş bünyesindeki iş ilişkisinin şirketin iflas etmesi ile sona erdiğini, … şirketinde hiçbir zaman müdürlük yetki ve görevinin söz konusu olmadığını belirterek 31/01/2012 tarih ve 21 sayılı karar ile müvekkilinin müdür olarak yetkilendirildiği Ortaklar Kurulu Kararının iptaline karar verilmesini ve dava etmiştir.
BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN (BİRLEŞEN) 2015/56 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Davacılar/birleşen dosya davalıları vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2013/154 Esas sayılı dosyası ile davalı müflis … Ltd. Şti nin iflasına karar verildiğini, tasfiye işlemlerinin Bakırköy … İflas Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, davacılara ait Bakırköy 2. ATM nin 2014/1245 esas sayılı dosyasında, dosyanın davacısı … tarafından 31.01.2012 tarih ve 21 sayılı ortaklar kurulu kararı ile müdür olarak seçilmesine ve temsil ile ilzama yetikli kılınmasına karar verilmiş olup, söz konusu karardan hiçbir surette haberinin bulunmadığı ve bu görevi kabul ettiğine dair hiçbir beyanının da bulunmadığı iddiasıyla ortaklar kurulu kararının iptali istemiyle dava açıldığını, müvekkillerinin söz konusu davanın davalıları olup, bahsi geçen dava üzerine ortaklar kurul kararını incelediklerini ve karardaki imzaların kendilerine ait olmadığını tespit ettiklerini beyanla davalı müflis şirketin 31.01.2012 tarih ve 21 sayılı ortaklar kurulu kararındaki imzaların müvekkillerine ait olmadığının tespiti ile kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında “birleşen dosya davacıları … ve … davalarını takip etmek istediklerinden 05/10/2016 tarihinde bu davacılar yönünden açılan davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 3 aylık yasal süre içerisinde dava dosyasının yenilenmediği anlaşıldığından birleşen dosya davacılar yönünden açılan davanın HMK nın 157. Maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Asıl dava yönünden, davacı açmış olduğu dava ile davalı müflis şirketin 31/01/212 tarih ve 21 sayılı ortaklar kurulu kararı ile müdür olarak atandığını ancak kendisinin görevi kabul ettiğine dair bir beyanı bulunmadığından ortaklar kurulu kararının iptalini talep etmiştir. İptali talep edilen ortaklar kurulu kararında ortak olarak … ve …’nın imzalarının bulunduğu davacının herhangi bir imzasının bulunmadığı, şirket ortağı da olmadığı anlaşılmaktadır. Müdürlük yetkisi, istifa, azil, ölüm ve görev süresinin sona ermesi gibi nedenlerle kaldırılabilmektedir( Yargıtay 11. H.D.nin 30/05/2016 tarih ve 2015/11129 Esas 2016/5941 karar sayılı bozma ilamında belirtiği üzere). Davacı kendisinin katılmadığı ortaklar kurulu kararı ile müdür olarak atanmıştır. İstifa etmesi ile bu görev sona erecektir. İstifa iradesinin ortaya konulması ve karşı tarafa ulaşması ile görevi sona ermiş olacaktır. Bu nedenle bu davayı açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. HMK nın 114/1-h maddesi gereğince davacının dava açmaktan hukuki yararının bulunması gerekmektedir. Hukuki yarar dava şartıdır. Ve resen dikkate alınması gerekir. Davacının müdürlüğünün sona erdirilmesi için de ortaklar kurulunun kararının mahkeme kanalıyla iptaline gerek bulunmamaktadır. Müflis şirkete istifa iradesinin bildirilmesi yeterli olup bu iradenin ulaşması ile görev sona ermiş olacaktır. Bu yönüyle bu davanın açılmasında hukuki bir yarar bulunmamaktadır. Davacının ortaklar kurulu kararının iptali dışında, kararın alındığı tarihten bu tarihe kadar müdür olarak bulunmadığının tespitinde hukuki yarar bulunabileceği değerlendirilebilecektir ancak davacının bu yönde bir talebi bulunmamaktadır. Davacının talebi ortaklar kurulu kararının iptaline ilişkindir. Yukarıda belirtildiği gibi ortaklar kurulu kararının iptali davasında davacının hukuki bir yararı bulunmamaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi hukuki yarar dava şartı olup açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, ” oy çokluğu ile karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu ortaklar kurulu kararı tarihi itibarıyla uygulanması gereken 6762 sayılı ticaret kanununun 279 ile 378 maddeleri uyarınca Limited şirketlerde Ortaklar kurulu kararının geçerli olabilmesi için tutanağın oy kullan Ortaklar tarafından imzalanmasının şart olduğunu, birleşen davada davacıların dava konusu Ortaklar kurulu kararında ki imzaların kendilerine ait olmadığını açıkça beyan ettiklerini, bu durum karşısında karar tarihi olan 31/01/2012 tarihi itibariyle ortada geçerli bir ortaklık kurulu kararı bulunmadığını, davacının müdür ve şirket yetkilisi olarak seçilmesinin hukuken mümkün olmayacak olup TTK uyarınca davacı hakkında müdürlerin ve şirket temsilcilerinin sorumluluğunun söz konusu olmayacağını, istifanın karşı tarafa ulaşması gerekli tek taraflı bir işlem olduğunu, istifanın karşı tarafa ulaşacağı tarihe kadar müdür olarak yapılan işlemlerin geçerli olacağını, sonuç olarak davacının da bu tarihe kadar yapılan işlemlerden haberi olmasa dahi sorumlu kabul edileceğini, kararın geçersiz olacağının kabulü halinde ise Ortaklar Kurulu kararının 31/01/2012 tarihinden itibaren geçersiz sayılacak olmasından dolayı davacının anılan tarihten itibaren şirket müdürü olarak herhangi bir sorumluluğunun olmayacağını, davacının müdür olarak atandığı Ortaklar Kurulu kararından hiçbir surette haberi olmadığı gibi bu vazifeyi kabul ettiğine dair hiçbir beyanında bulunmadığını, davacının şirkete müdür olarak atandığını öğrendiği tarihe kadarki işlemlerden sorumlu olmadığının anlaşılabilmesi amacıyla eldeki davayı ikame etmesinde hukuki yararının bulunduğunu, açmış oldukları asıl dava yönünden davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Dava, davacının müdür olarak tayin edildiği ortaklar kurulu kararının iptali, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının ortaklar kurulu kararının iptalini istemesinde hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Dava konusu ortaklar kurulu kararı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 541. Maddesine göre; şirket mukavelesi veya umumi heyet karariyle şirketin idare ve temsili, ortak olmıyan kimselere de bırakılabilir. Bu gibi kimselerin salahiyet ve mesuliyetleri hakkında ortak olan müdürlere ait hükümler tatbik olunur. … Limited Şirketi Ortaklar Kurulunca, 31/01/2012 tarih ve 21 sayılı kararı ile şirket Müdürlüğü’ne şirket ortaklarından … ile şirket dışından … ve …’ın 10 yıl süreyle seçilmelerine karar verilmiştir. Davacı, her ne kadar şirkete dışarıdan müdür olarak atanmış olması nedeniyle, müdürlük görevi kendisine bildirilmediğinden her hangi bir sorumluluğu olmayacağı değerlendirilebilirse de, ortaklar kurulu kararının ticaret sicil gazetesinde 16/02/2012 tarihinde yayımlanarak ilan edildiği nazara alındığında davacının bir takım sorumluluğa ilişkin takibata maruz kalması muhtemeldir. 6102 sayılı TTK’nın 644/1-a maddesi atfı ile Limited Şirketler hakkında da uygulanacak olan 553/1. maddesinde, yöneticilerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Aynı şekilde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesi de, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edileceği şeklindedir. Mahkemece davacının şirket müdürlüğünden her zaman istifa edebilecek olması nedeniyle eldeki davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmiş ise de, istifa geçmişe etkili sonuç doğurmayacağından, davacının şirket müdürü olarak göründüğü dönem için, istifa edilmiş olması davacıya sorumluluk yöneltilebilmesi sebeplerini ortadan kaldırmaz. Bu sebeple davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. 6762 sayılı Ticaret Kanunu(TK)’nun 536/4. Maddesindeki, anonim şirket umumi heyet kararlarının iptali hakkındaki hükümler limited şirketler hakkında dahi tatbik olunur. Bu kapsamda TK’nın 381. Maddesine göre, kararların infazı idare meclisi azalarının şahsi mesuliyetlerini mucip olduğu takdirde bunların her biri, kanun veya esas mukavele hükümlerine ve bilhassa afaki iyi niyet esaslarına aykırı olan umumi heyet kararları aleyhine, tarihlerinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye müracaatla iptal davası açabilirler. Kanunda düzenlenen üç aylık süre hak düşürücü süre olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınabilir. Eldeki davada iptal istemine konu ortaklar kurulu kararı 31/01/2012 tarihinde alınmış olup, iptal davası ise 27/11/2014 tarihinde açılmıştır. Şirket ortağı olmadığı nazara alındığında davacının ancak yönetici sıfatına sahip olması halinde açabileceği ortaklar kurulu kararının iptali davasının açılabilmesi için tanınan süre davanın açıldığı tarih itibariyle geçmiş bulunmaktadır. Bu haliyle süresi içerisinde usulünce açılan bir dava bulunmamaktadır. Ayrıca asıl dosyada görülen davanın, davalı şirketin ortaklar kurulu kararının iptali davası olmasına ve bu davanın sadece şirkete yöneltilebilecek olmasına göre, diğer davalılar hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece eldeki davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı … vekilinin İstinaf talebinin KABULÜ İLE; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2017 Tarih, 2014/1245 Esas ve 2017/438 sayılı kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, I- Asıl Dava Yönünden; 1-Davalı şirket hakkında açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE, davalılar … ve … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, 2-Alınması gerekli 31,40-TL red harcının peşin yatırılan 25,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 6,20-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davalı … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına takdir olunan 1.980,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, II- Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (Birleşen) 2015/56 Esas Sayılı Dava Dosyası Yönünden; 1-Davanın, 05/10/2016 tarih itibariyle işlemden kaldırıldığı, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık yasal süresi içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, 2-Alınması gereken 31,40-TL harçtan, peşin alınan 27,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 3,70-TL eksik harcın birleşen dosya davacılarından tahsili ile hazineye irat kaydına 3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, III- İstinaf Aşamasına İlişkin Olarak; 1-Davacı … tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 2-Davacı tarafın istinaf istemi kabul edilmekle birlikte davanın reddine karar verilmesi nedeniyle istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, 3-Kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından taraflara tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/10/2020