Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/93 E. 2023/1051 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2023/93
Karar No: 2023/1051
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 20/9/2022
Numarası: 2022/65 (E) 2022/685 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 14/7/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, davalı sürücü …’un yönetimindeki davalı şirkete ait araçla 16/1/2013 günü seyir halindeyken yaya olarak yoldan geçmekte olan davacıların desteği olan …’a çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için ayrı ayrı 75.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacı ile boşandığı eşinin aynı çatı altında birlikte yaşadıkları ve ölenin onun desteği olduğu kabul edilerek davacı eski eş … için 186.360,96 TL, davacı … için 41.363,62 TL olmak üzere toplam 227.684,58 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın, davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı sigorta şirketi vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş ise de istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmayan davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılar yönünden verilen karar kesinleşmiştir. İlk derece mahkemesinin 1/10/2018 gün ve 2014/1935 (E) – 2018/911 (K) sayılı kararına karşı davalı sigorta şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin “… mahkemece yapılan ücret araştırması yetersiz bulunmaktadır. Desteğin hayatta iken en son çalıştığı iş yerinde tam olarak ne şekilde çalıştığı, ustalığa terfi edip etmediği, ne kadar ücret aldığı sorulup buna ilişkin maaş bordroları celbedilip, SGK’dan da iş yeri sicil dosyası da istenerek aylık ne kadar ücret üzerinden çalıştığı, hizmet döküm cetvelinde önceki çalıştığı iş yerlerinin faaliyet konusun ne olduğu, bu iş yerlerinde iddia edildiği üzere oto dizayn ustası olarak çalışıp çalışmadığı, çalışma süresinin hangi iş kollarında geçtiği, dolayısıyla ustalaşmasına yeterli nitelikte sabit bir mesleğinin bulunup bulunmadığı, mesleğine dair kalfalık, ustalık belgesi gibi bir belgesi olup olmadığı hususlarının araştırılması gerekirken, soyut tanık beyanına itibar edilerek, usta seviyesinde olup olmadığı, mesleği ile kıdemi de tam olarak belirlenmeden yapılan ücret araştırmasına dayalı olarak afaki bildirilen ücret üzerinden bir değerlendirme yapılmış olması doğru olmamıştır. Bu durumda yukarıda gösterilen şekilde araştırma yapılarak kazanç durumu tam olarak tespit edildikten sonra, aylık kazanç miktarı konusunda davalının kazanılmış hakkı da gözetilerek tespit edilecek aylık gelir üzerinden önceki rapordaki veriler aynen esas alınmak suretiyle ek rapor tanzimi istenerek sonucuna göre bir değerlendirme yapılıp karar verilmek üzere” kaldırılmıştır. Dairemizin kararından sonra sürdürülen yargılama sonunda ilk derece mahkemesince, “Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davacı … için 18.785,14-TL ve davacı … için 119.009,83-TL olmak üzere toplam 137.794,97-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve davalı sigorta şirketi yönünden 07/08/2013 tarihinden, davalılar … Şirketi ile … yönünden 15/01/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin davalı sigorta şirketi yönünden reddine, İstinaf ilamı öncesinde diğer davalılar yönünden kesinleşen tazminat miktarı yönünden (bakiye kalan tazminat miktarları) ise davacı … için 22.538,48 TL ve diğer davacı … için 67.351,13 TL olmak üzere toplam 89.889,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … Şirketi ile … yönünden 15/01/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,Davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; hükme esas alınan ek raporda usuli kazanılmış hak olduğundan yola çıkılarak 2016 yılı asgari ücret verileri dikkate alınarak tazminatın hesaplanmasının doğru olmadığını, zira önceden asgari ücret üzerinden herhangi bir hesaplama yapılmadığını, usuli kazanılmış hakkın ancak ilk kararda hüküm altına alınan toplam meblağ ile sınırlı olduğunu, asgari ücretteki artışların davanın her aşamasında gözetilmesinin zorunlu olduğunu, davalı tarafın kazanılmış hakkının 2016 yılındaki asgari ücret değeri değil, ölenin güncel asgari ücret değerleri üzerinden yapılacak tespit sonucunda mahkemece hüküm altına alınmış ilk toplam tazminat miktarı ile sınırlı olduğunu, huzurdaki davada, 5 yılı aşkın sürede hüküm verildiğini, 3 yılı aşkın süre sonunda da istinaf mahkemesince karar verildiğini, gelinen noktada günümüz asgari ücret değerlerindeki artış ortada iken davacının inisiyatifi dışında uzayan yargılama süreci sonunda 2016 yılı verileri üzerinden hesaplanan tazminata mahkûm bırakılmasının hak ihlali oluşturduğunu, ölenin, sigorta kaydına göre yeni işe başlayan bir kişi olmadığını, belli bir mesleki geçmişinin bulunduğunu, dolayısıyla son çalıştığı işyerinde aldığı ücretin asgari ücret olmasının hayatın gerçeklerine aykırı olduğunu, tanık beyanı ve emsal ücret araştırmasının kabul edilmemesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı … ile ölen arasında desteklik ilişkisi ispatlanmamış olmasına rağmen nafaka alacağına göre değil, fiilen desteklik ilişkisi varmış gibi tazminat hesaplanmasının doğru olmadığını, davacı …’un ifadesini içeren 17/1/2013 tarihli tutanak, ölenin kardeşi …’ın ölü muayene tutanağındaki ifadesi, yine birlikte yaşayıp yaşamadıklarına dair birbirleriyle çelişkili 16/12/2018 ve 10/3/2017 tarihli kolluk araştırma tutanakları ve … isimli kişinin tanık olarak dinletilmek istenmesi, bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının ölen ile aynı evde yaşamadığının sabit olduğunu, davacının ölen ile birlikte yaşamadığından ötürü davacı … bakımından 200,00 TL nafaka kaybı esas alınarak desteklik tazminatının hesaplanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde: Davacı vekili, ölenin oto döşeme ustası (oto iç dizayn) olarak çalıştığı ve asgari ücretin üzerinde bir gelirinin olduğunu iddia etmiş ise de, kaldırma kararından sonra toplanan kanıtlara göre, ölenin herhangi bir ustalık belgesinin bulunmadığı, çalıştığı ileri sürülen iş yerine ulaşılamadığı ve sicil dosyasının celp edilemediği, kazadan 8 ay öncesine kadar herhangi bir çalışmasının bulunmadığı, hizmet döküm cetvelinde 2007 ila 2012/4. dönem arası çalışmasının gözüktüğü, bu dönem zarfındaki çalışmaların kesintili olduğu, hizmet döküm cetvelinde ölenin asgari ücret üzerinde bir gelirinin olduğunun kabulüne yetecek kadar ustalaşacak hizmet süresinin bulunmadığı, bir tanığın aldığı ücrete ilişkin tam olarak bilgisinin bulunmadığı, diğer tanığın ise anlatımının soyut kaldığı, dolayısıyla başkaca kanıtlarla desteklenmeyen tanık anlatımlarının, işbu iddianın ispatı için yeterli olmadığı, dolayısıyla ölenin oto döşeme ustası olarak çalıştığına dair iddianın ispat edilemediği, buna yönelik istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Her ne kadar Dairemiz kaldırma kararında, asgari ücrete dair usuli kazanılmış haktan bahsedilmiş ise de, kaldırma kararı öncesindeki yargılamada davacının geliri kendi talebi doğrultusunda yapılan araştıma ile asgari ücretin 2,82 katı olarak belirlendiğinden ötürü karara ilişkin itirazının bulunmamasının, asgari ücret tutarı üzerinden hesaplama yapılması yönünden usuli kazanılmış hak doğurmayacağı (aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2164 Esas – 2021/3134 Karar sayılı kararı), dolayısıyla davalı tarafın kazanılmış hakkının 2016 yılındaki asgari ücret değeri değil, güncel asgari ücret değerleri üzerinden yapılacak tespit neticesinde mahkemece hüküm altına alınmış ilk toplam tazminat miktarı ile sınırlı olduğuna dair istinaf itirazının yerinde olduğu, buna göre davacı … bakımından kaldırma kararından sonra alınan rapor tarihindeki 5.500,35 TL net asgari ücretin, kaldırma kararı öncesinde düzenlenen rapordaki hesaplamaya esas (aktif dönem başlangıcında) alınan 2.861,14 TL’den daha fazla olduğu, dolayısıyla davacı vekilinin son celsede talep ettiği gibi … yönünden kaldırma kararı öncesindeki miktar üzerinden karar verilmesi gerekirken daha azına hükmedilmiş olması doğru olmamıştır. 2-Davacılar vekilinin, müvekkili … bakımından önceki kararda hüküm altına alınan miktar üzerinden karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazı ile davalı sigorta şirketinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde ise; Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” biçiminde hükme bağlanmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/224 (E) – 2020/9071 (K) sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları). Somut olayda, tarafların kazanın gerçekleştiği 16/1/2013 tarihinden yaklaşık 7 ay kadar önce 22/5/2012 tarihinde boşandıkları, kararın kesinleştiği, boşanma protokolü uyarınca … Mahallesi, … Sokak, no:.. adresinde bulunan müşterek hanenin davacı eşKadem …’a bırakıldığı, boşanmaya ilişkin dava dilekçesinde, ölenin adresinin, MERNİS’e kayıtlı adresten başka bir adres gözüktüğü, ceza dava dosyasında davacı …’un, 17/1/2013 tarihli ifadesinde, ölenden boşanalı 2 ay olduğunu belirterek ondan eski eşi olarak söz ettiği; 17/1/2013 tarihli ölü muayene tutanağında da …’ın kardeşi olan …’ın, ölenin İstanbul Sancaktepe’de bekar olarak ikamet ettiğini ifade ettiği dikkate alındığında, kazadan önce boşanan tarafların kaza tarihi itibarıyla fiilen bir arada yaşamadıkları, taraflar arasındaki nafakaya dair desteklik ilişkisinden başka bir desteklik durumunun söz konusu olmadığı, bu yöne ilişkin tanık anlatımları ve … isimli ev sahibinin kısmen çelişkili beyanına dayalı olarak düzenlenen kolluk araştırma tutanaklarının, objektif nitelikteki kanıtların aksini ispat eder nitelikte olmadığı, dolayısıyla davalı sigorta şirketi vekilinin nafaka geliri üzerinden desteklik tazminatına hükmedilmesi gerektiğine dair istinaf itirazlarının yerinde olduğu, davacı vekilinin ise tarafların boşanmış olmalarına rağmen fiilen birlikte yaşadıklarına ilişkin iddiasını ispatlayamamış olduğundan ötürü güncel asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğine dair istinaf itirazının yerinde olmadığı, davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacı … vekilinin … yönünden kaldırma kararı öncesindeki desteklik tazminatının hüküm altına alınmasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, davacı … vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine; davalı sigorta şirketi vekilinin davacı … yönünden nafaka alacağı üzerinden desteklik tazminatına hükmedilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-b/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kaldırma kararı öncesinde dosyaya kazandırılan Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen 15/2/2016 tarihli bilirkişi raporu ve 8/6/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda, evlenme olasılığına ilişkin indirim yapılarak kusur ve 200,00 TL nafaka tutarı üzerinden nafaka kaybı nedeniyle hesaplanan nihai zarar tutarı olan 31.334,40 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararında olduğu gibi ilk kararı istinaf etmeyen davalılar yönünden kesinleşen tazminat tutarları yinelenerek aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,80 TL istinaf karar harcının, peşin alınan 1.616,70 TL karar ve ilam harcından mahsubuna,1.346,90 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacılara geri verilmesine,3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı … tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-a)Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun davacı … yönünden HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca kabulüne, b)Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca kabulüne, 2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 3-a)Davacı … vekilinin maddi tazminat isteminin kabulüne, 41.323,62 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı sigorta şirketi yönünden 7/8/2013 tarihinden, davalılar … Şirketi ile … yönünden 15/1/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar sigorta şirketi, … Şirketi ile …’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, b)Davacı … vekilinin maddi tazminat isteminin davalı sigorta şirketi yönünden kısmen (kararı istinaf etmeyen diğer davalılar bakımından tamamen kabulüne), 186.360,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 31.334,40 TL tutarındaki kısmının davalı sigorta şirketi yönünden 7/8/2013 tarihinden; bakiye 155.026,56 TL tutarındaki kısmının ise davalılar … Şirketi ile … yönünden 15/1/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf kanun yolu kapsamı dışında kalan ve kesinleşen ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminata ilişkin hüküm fıkraları aynen yinelenerek; davanın manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne; a)-Davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın 15/1/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… Şirketi ile …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek adları geçen davacılara verilmesine,b)-Davacı … yönünden 60.000,00 TL, davacı … yönünden ise 60.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL tutarındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine,5-a)Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davası yönünden, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.822,81 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcı ile ıslah harcı olarak alınan toplam 841,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.981,11 TL karar ve ilam harcının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına, b)Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davası yönünden, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 12.730,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan karar ve ilam harcı ile ıslah harcı olarak alınan toplam 841,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 11.888,61 TL karar ve ilam harcının … oranına isabet eden 1.998,91 TL tutarındaki kısmının tüm davalılardan; bakiye9.889,69 TL’ tutarındaki kısmının ise davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına, c)Davacılar tarafından yatırılan 1.683,40 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, 6-a)Manevi tazminat davalarında alınması gereken 2.049,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.683,40 TL karar ve ilam harcından mahsubundan sonra kalan 365,90 TL karar ve ilam harcının davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, b)Davacılar tarafından yatırılan 1.683,40 TL harcın sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, 7-a)Davacı tarafından maddi ve manevi tazminat davası bakımından ortaklaşa yapılan 24,30 TL başvurma harcı, 0,60 TL dosya masrafı, 394,00 TL otuz dokuz adet tebligat, 27,50 TL posta ve müzekkere gideri (kaldırma kararı sonrası) 121,95‬ TL posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 568,35 TL’nin maddi tazminat davasına isabet eden 284,17 TL ile maddi tazminat davası bakımından sarfedilen 1.100,00 TL bilirkişi ücreti ve kaldırma kararı sonrası yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.134,17 TL yargılama giderinin, (… oranına göre) 681,04 TL tutarındaki kısmının tüm davalılardan; bakiye 1.453,12 TL tutarındaki kısmının ise davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, b)Davacılar tarafından manevi tazminat davasında sarf edilen 284,17 TL yargılama giderinin takdiren tamamının sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, c)Davalı sigorta şirketi tarafından sarf edilen 226,95 TL yargılama giderinin; davacı … tarafından açılan dava bakımından sarfedilen 113,47 TL tutarındaki kısmının üzerinde bırakılmasına, bakiye yargılama giderinin … kabul ve ret oranına göre 94,39 TL tutarındaki kısmının ise davacı …’dan alınarak davalı sigorta şirketine ödenmesine, bakiye yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 8-a)Maddi tazminat davasında, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Dairemizin karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki (AAÜT) esaslara göre belirlenen 9.200 TL maktu vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, b)Maddi tazminat davasında, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve vekâlet ücreti sigorta şirketi dışında kalan davalılar bakımından kesinleşen ilk kararda hüküm altına alınan miktarı geçemeyeceğinden, 19.611,07 TL vekâlet ücretinin, 9.200,00 TL tutarındaki maktu kısmının tüm davalılardan; bakiye 10.411,07 TL tutarındaki kısmının ise sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,9-a)Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının tümüyle kabulüne karar verilmiş olmakla davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,b)Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının davalı sigorta şirketi bakımından kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla, davacı için hükmedilen vekâlet ücretini geçemeyeceği dikkate alınarak 9.200,00 TL vekâlet ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine ödenmesine,10-a)Manevi tazminat istemi yönünden; davanın kabul edilen bölümü için davacı … yararına ilk derece mahkemesinin karar tarihindeki AAÜT’nin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, b)Manevi tazminat istemi yönünden; davanın kabul edilen bölümü için davacı … yararına ilk derece mahkemesi karar tarihindeki AAÜT’nin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,11-a)Manevi tazminat istemi yönünden; davacı …’un davasının reddedilen bölümü için davalılar… Şirketi ile … yararına ilk derece mahkemesi karar tarihindeki AAÜT’nin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar… Şirketi ile …’na verilmesine, b)Manevi tazminat istemi yönünden; davacı …’ın davasının reddedilen bölümü için davalılar… Şirketi ile … yararına ilk derece mahkemesi karar tarihindeki AAÜT’nin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … Şirketi ile …’na verilmesine, 12-Maddi tazminat istemi yönünden sigorta şirketi dışında kalan davalılarca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 13-Manevi tazminat istemi yönünden davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmamakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 14-Davacı ve davalı taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından harcanmayan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından:15-a)İstinafa başvuran davacı … vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, b)İstinafa başvuran davalı sigorta şirketi vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 16-Taraflarca yatırılan istinaf başvurma harçlarının takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 17-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,18-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, gerek kaldırma kararı öncesi gerek kaldırma kararı sonrası manevi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurusu bulunmadığından ve yine aynı şekilde sigorta şirketi haricinde kalan davalılar yönünden maddi tazminat davalarına ilişkin istinaf başvurusunda bulunulmadığından ötürü sadece davalı sigorta şirketine yönelik maddi tazminat davası yönünden kesinliğe ilişkin yapılan değerlendirmede; ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacılar tarafından açılan ve birbirlerine karşı bağımsızlığını koruyan subjektif dava birleşmesi teşkil eden maddi tazminat davalarında, davacı … bakımından kabul edilen (41.323,62 TL) miktar ve davacı … bakımından kabul ve reddedilen miktarlar (sırasıyla 31.334,40 TL ve 155.026 TL) ayrı ayrı gözetilerek HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 14/7/2023