Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/9 E. 2023/324 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/9
KARAR NO: 2023/324
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2022
NUMARASI: 2017/216 Esas – 2022/587 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 54. maddeleri kapsamında, geçici-kalıcı güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 11/10/2022 tarihli kararıyla; “1-Davanın kısmen kabulü ile, 7.024,17-TL geçici maluliyet, 58.528,88-TL sürekli maluliyet olmak üzere 65,607,05 TL tazminatın 16/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı tespit edilen … plakalı motosikletin tescil, hurda durumu, CC’si tespit edilmesi gerektiğini, aracın kaza tarihinde başka bir Sigorta Şirketi nezdinde poliçesinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından müvekkili kurumun sorumlu olmadığını, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporundaki kusur dağılımının hatalı olduğunu, ATK’dan rapor alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, davacının kaza esnasında koruyucu ekipmanlar (kask, dizlik) olmaksızın seyahat etmiş olabileceği düşünüldüğünde müterafik kusur yönünden araştırma yapılması ve en az %20 oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davalı Güvence Hesabı’nın sorumluluğunun, kusur ve limitle sınırlı olduğunu, olayda Güvence Hesabı’nın temerrütü bulunmadığından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini; tazminat hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 04/12/2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yeni Genel Şartlar gereğince %1,65 iskonto oranına göre yapılması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 07/07/2016 tarihinde, ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı motosiklet ile dava dışı … plakalı aracın kaza yapması neticesinde, motosiklette yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı; eldeki davada davacı tarafça HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında geçici-kalıcı güç kaybı adı altında maddi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 12/02/2020 tarihli kusur bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davacının yolcu olduğu … plakalı motosikletin sürücüsü …’ün %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, dava dışı … plakalı otomobilin sürücüsü …’nın kusursuz olduğu, davacı yolcu …’na yüklenebilecek bir müterafik kusurun bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, trafik kazası tespit tutanağındaki oluşa ve dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varıldığından, bu yöne ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir. Yine Mahkemece karara dayanak yapılan 11/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 7.024,17 TL, kalıcı iş göremezlik zararının ise 58.582,88 TL olduğu, davalı Güvence Hesabı’na başvuru tarihine göre temerrütün 16/01/2017 tarihinde gerçekleşmiş olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara ve yerleşik yargısal kararlarda belirtilen usule uygun olarak düzenlendiği; hatır taşıması indiriminin yapıldığı, raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı, raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, zararın hesaplanmasına yönelik hususlara ilişkin itirazlar kabule şayan görülmemiştir. Dosyada bulunan araç ruhsat bilgilerine göre; … plakalı motosikletin dava dışı … adına tescilli olduğu, … marka 1999 model, yolcu naklinde kullanılan 114 silindir hacmine sahip olduğu ve ZMSS poliçesinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, davalı vekilinin, motosikletin tescil, hurda, CC vs. gibi hususlara yönelik itirazları kabul edilmemiştir. Ayrıca, davacının yaralanmasının niteliği (sağ tibia (kaval kemiği) kırığı) dikkate alındığında olayda müterafik kusur durumu bulunmadığına, geçici iş göremezlik zararından davalı Gücence Hesabı’nın sorumluluğu devam ettiğine göre; bu yönlere ilişkin itirazlarda da isabet bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.481,61 TL harçtan, peşin alınan 1.120,4‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.361,21‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/02/2023