Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/855 E. 2023/1197 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/855
KARAR NO: 2023/1197
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/12/2022
NUMARASI: 2018/1368 Esas – 2022/939 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 08/10/2017 tarihinde … plakalı araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasında aynı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’in yaralanarak %49 oranında daimi malul kaldığını, … plakalı aracın trafik sigortası kapsamında davalı … AŞ’ye yaptıkları müracaat neticesinde taraflarına 179.088,18 TL iş göremezlik tazminatı ödendiğini, müvekkilinin maluliyet oranı dikkate alındığında yapılan ödemenin müvekkilinin zararını karşılamadığını, diğer davalılar tarafından bugüne kadar müvekkiline ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin ve dava hakları saklı kalmak üzere 5.000 TL iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000 TL bakıcı gideri ile 200.000 TL manevi tazminatı davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 25/09/2020 tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; HMK m.107 uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; müvekkili için toplam 10.000 TL üzerinden açmış oldukları maddi tazminat davasında talep ettikleri 5.000 TL daimi-geçici iş göremezlik tazminatını toplam 202.743,53 TL artırarak toplam 207.743,53 TL daimi – geçici iş göremezlik tazminatının, davalı … şirketinin sorumluluğu bakiye poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000 TL bakım-bakıcı giderinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 17/02/2022 tarihli ıslah dilekçesinde ise; HMK m.107 uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.09.2020 tarihinde vermiş oldukları talep artırım dilekçesinde talep ettikleri toplam 207.743,53 TL daimi-geçici iş göremezlik tazminatının toplam 876.832,48 TL ıslahı ile 1.072.608,85 TL daimi iş göremezlik tazminatı ile 11.967,16 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.084.576,01 TL maddi tazminatın, davalı … şirketinin sorumluluğu bakiye poliçe limiti olan 150.911,82 TL ile sınırlı olmak üzere, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000 TL bakım-bakıcı giderinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, kazanın … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın yasal sınırın üzerinde alkol kullanması nedeniyle ortaya çıktığını, kazaya karışan … plakalı motosikletin, ruhsat sahibi … tarafından üçüncü şahıs …’e satışı yapılmış olan bir araç olduğunu, her ne kadar ruhsat devir işlemleri yapılmamış olsa dahi kaza tarihinde aracın zilyetliğinin fiilen …’e devredildiğini, araç ruhsat sahibi …’nın yurtdışında ikamet etmesinin satış işlemlerinin gecikmesine neden olduğunu, kaza sonrası ifadesi alınan …’ın da, kazaya neden olan motosikletin …’e ait olduğunu bildiğini beyan ettiğini, kaza esnasında motosikleti kullanan …’ı tanımadıklarını, aracın rızaları dışında …’a verildiğini, kazanın oluşumunda hiçbir kusurları ve sorumlulukları bulunmadığını, davacının iş görememezlik ve bakım gideri adı altında talep ettiği maddi tazminat taleplerinin sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketi tarafından davacıya ödendiğini, davacının yolcu olarak bulunduğu motosikleti kullanan …’ın alkollü olduğunun, davacının da alkolü olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının maddi tazminat taleplerinin sigorta şirketi tarafından karşılanmış olması, davacının hem hatır taşıması kapsamında motosiklete binmesi hem de müterafik kusuru gözönüne alındığında davalı …’nın kazanın oluşumunda hiç bir kusurunun olmaması karşısında davalı … yönünden davanın reddini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine şirket nezdinde … nolu hasar dosyasının açıldığını, dosya kapsamında alanında uzman aktüerlerden alınan rapor sonucunda davacı yana 31/10/2018 tarihinde 179.088,16 TL tazminat ödemesi yapıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 921.697,03 TL daimi iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, 11.967,16-TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, 3.521,03 TL geçici bakıcı giderinin kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davalı … yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, 80.000 TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili; mahkemece müvekkilin hiç bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığı halde, davalı müvekkilin sorumluluğuna hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin sigortalı aracın işleteni olmadığını, aracı dava dışı …’e sattığını, aracı satın alan kişinin de bu aracı diğer davalı …’a vermesi üzerine kazanın meydana geldiğini, Karayolları Trafik Kanununun işleten kavramını belirlerken araçtan ekonomik olarak yararlanmayı ve araç üzerindeki eylemli egemenliği ölçü olarak aldığını ve bu ilkenin HGK 24/03/2004 tarih ve 2004/10-165 E. 2004/171 K. sayılı ilamında belirlendiğini, kaza neticesinde malul olan …’in taşımasının hatır taşıması olduğunu, dolayısıyla davalı …’dan tazminat talep hakkı olmadığını, ödenen tazminat miktarının olayın oluş şekli ve maluliyet oranına göre çok yüksek olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, yolcu olarak bulunduğu ve davalı …’nın işleten, davalı …’ın ise sürücüsü olduğu motosikletin tek taraflı kazası sonucu yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat talep etmektedir. İlk derece mahkemesince ATK Trafik İhtisas Kurulundan alınan kusur raporunda davalı …’ın %100 kusurlu olduğu, ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan maluliyet raporunda davacının kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren 4 ay bakıma muhtaç olduğu, davacının %77 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin (geçici iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Davalı … vekili vekilinin istinaf başvurusu kapsamında: 1- Aracın işleteni olmadığına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesi; KTK’nın 3. maddesinde işleten: “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Maddenin son fıkrasına göre ise; “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” denilmektedir. İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görünen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütler araç işletilmesinin ölçüleridir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Davalı … plakalı motosikletin maliki olduğuna göre, işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan dolayı doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Aracın bir başkası tarafından kullanılması da bu sorumluluğu kaldırmayacaktır. Noterde yapılmayan, taraflar arasındaki harici satış ve devirler, trafik sicilinde adı yazılı kayıt malikini sorumluluktan kurtarmaz. Bu nedenle Mahkemece davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. 2-Davalıdan tazminat talep hakkı olmadığına yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK’nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenecek indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Davalı … kaza tarihi itibariyle aracın malikidir. Yukarıda izah edildiği gibi aracın sahibi, işletenidir ve aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasından kaynaklanan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur. Hatır taşıması sadece, belirlenen tazminatta indirim nedeni olup tazminattan araç işletenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla davalı …’nın sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. 3-Tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazının incelenmesi; İlk Derece Mahkemesince İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 21/06/2022 tarihli raporda; sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracıyla gece vakti yerleşim yeri sınırları içindeki yolda seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermeyerek, seyrini tsşıt yolu içerisindeki emniyetli olacak şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususa riayet etmeyerek kaza mahalli olan kasisili alana gelip geçmek istediği sırada meydana gelen olayda %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Raporun dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olması göz önüne alındığında mahkemece sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan maluliyet raporunda davacının kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinde 28 yaşında olduğu ve bu tarihten itibaren 4 ay bakıma muhtaç olduğu, davacının %77 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. (%20 müterafik kusur %20 hatır taşıması indirimi yapılmıştır.) Hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun denetlenebilir olduğu davacının yaşı, maluliyet oranı ve davalının kusurunun yoğunluğu dikkate alındığında, tazminat miktarı belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı … vekilinin tazminat miktarına yönelik istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 69.483,92 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 4.342,75‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 65.141,17 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-Davalı …’nın istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/09/2023