Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/840 E. 2023/1585 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/840
KARAR NO: 2023/1585
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/12/2022
NUMARASI: 2016/252 Esas- 2022/1019 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 28/11/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … araçları yetkili acentesi olduğunu, aynı adreste 15 senedir otomotiv sektöründe faaliyette bulunduğunu, tam karşısında davalı … A.Ş.’ye ait çimento fabrikasının faaliyet gösterdiğini, çok uzun süredir burada bulunan fabrikanın çevreye ve insan sağlığına ciddi zararlar verdiğini bu hususu tespit ettiklerini, davalı fabrikanın bacasından çıkan tozların ancak özel malzeme ile çıkarak yıkandığının tespit ettiğini, ayrıca araçlardaki boyaya zarar verdiğini de tespit ettiklerini, bir aracın yıkama bedeli olarak 100 TL olduğunu tespit ettiklerini, mevcut stoktaki 76 aracın tespitinin yapıldığını, aylık temizlik gideri olarak 2.500 TL tespit ettiklerini, temizlik işlerinin taşeron firması ile yapıldığını, taşeron firması sözleşmesinin ve ödeme dekontlarının ibraz ettiklerini, mahallinde yapılacak keşif ile bilirkişiler vasıtasıyla tespit edilebileceğini belirterek; ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taleplerinin şimdilik mevcut olan stoklardaki 76 araç için 7.600 TL ile bir yıllık bina ve eklentilerinin tozlardan dolayı temizliği için 30.000,00.-TL olmak üzere, toplam 37.600 TL olarak kabulünü, 1998 yılından itibaren müvekkili şirketin satmış olduğu tüm araçların adet olarak tespitini, her araç için meydana gelen zararın ve temizlik giderinin tespitini, 1998 yılından bu güne kadar tüm bina ve eklentilerinin temizlik giderlerinin ay bazında tespitini, aynı tarihten itibaren en yüksek ticari faize hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dava türünün dahi anlaşılamadığını, davanın dava şartı olan hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddini, kötü niyetle ikame edilmiş huzurdaki dava konusu iddia ve talepleri asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla herhangi bir hak kaybına uğramamak amacıyla zamanaşımı definde bulunduklarını, müvekkil şirketin çimento üretimine ilişkin faaliyetlerini tüm yasal yükümlülüklere uygun olarak yerine getirdiğini, ihtiyati tedbir talebinin hiçbir hukuki ve maddi dayanağı bulunmamakta olup reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile sabit olan 5.720,45 TL araç temizlik bedelinin dava tarihi olan 19/07/2013 tairhinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, mahkemenin 2014/764 Esas sayılı dosyasında davacı olarak … AŞ’nin yer aldığını, 2016/252 Esas sayılı dosyasında ise davacının … Tic.Ltd.Şti. Olarak yer aldığını, iki dosyanın birbirinin devamı olduğu ve mükerrer olduğu gerekçesinin hatalı olduğunu, mahkemenin itirazları yönelik herhangi bir inceleme yapmadan karar verdiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili, davacının uğradığını ileri sürdüğü zarar ile müvekkil şirket faaliyetleri arasında şüpheye yer bırakmayacak şekilde bir illiyet bağı kurulamadığını, somut olayda tamamen varsayımsal ve hiçbir somut veriye dayanmayan tespitlere dayanılarak hüküm kurulmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacının zararının çimento tozundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının yada ne kadar zararın çimento tozundan kaynaklandığının belli olmadığını, çevrede birçok sanayi kuruluşu bulunduğunu, davacının iddia ettiği zarardan salt müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının hakkaniyetle bağdaşmadığını, hesaplamaya dahil edilen faturalar ile alınan temizlik hizmetinin olağan bir temizlik hizmeti mi yoksa çevre kirliliğinden kaynaklanan bir temizlik hizmeti mi olduğunun anlaşılamadığını, davacı tarafça fatura sunulmayan ve herhangi bir ispat vesikası getirilmeyen döneme dair hesaplama yapılması gerektiği yönündeki iddia ve taleplerin hukuki bir dayanağı bulunmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: -İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 07/12/2021 ve 24/05/2022 tarihli bilirkişi ek ve kök raporlarında, 2014/764 E. sayılı dosyasında 21/01/2011 tarihinden dava tarihi olan 26/03/2013 tarihine kadar geçen süre için talep edilebilecek tutarın 69.034,41 TL olabileceğine karar verildiğini, Mahkemece çevre kirliliğinden dolayı yapılan temizlik masrafının dava tarihi olan 19/07/2013 tarihinden geriye doğru 5 yıl olan 19/07/2008-19/07/2013 tarihleri arasındaki dönem için yapılması istendiğini, ancak 2014/764 E. Sayılı dosyasında da 26/03/2013-21/01/2011 dönemi için karar verildiğini, aynı döneme ilişkin taleplerden farklı olarak 0/01/2011-19/07/2008 ve 26/03/2013-19/07/2013 dönemleri için hesaplama yapılması gerektiği, ancak davacı şirket vekilinin bu döneme ilişkin çevre kirliliğinden kaynaklanan temizlik giderlerine ilişkin belge ibraz etmediği görülmüştür. 26/03/2013-19/07/2013 dönemine ilişkin olarak sunulan faturalar incelendiğinde; kesinleşen 2014/764 E. Sayılı dosyasından verilen kararda hesaplanlar dışında aynı döneme ilişkin olarak da araç temizliğine ait 5.720,45TL tutarında 3 adet fatura ibraz edildiği, bu nedenle davacının bu dönem için araç temizliği bedeli olarak 5.720,45 TL harcadığını ispat edebildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin davacı … Ve 2014/764 E. Sayılı dosya da ise … AŞ’n,n taraf olduğu ayrı olan bu şirketlerin 2020 yılında birleştiğini iddia etmiş ise de 24/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunduğu zamana kadar 11 yıl boyunca bu konuda beyanda bulunmamış ve delil sunmamış olup, tarafları aynı olan Yargıtay incelemesi ile kesinleşen 2014/764 E. Sayılı dosyadaki aynı döneme ilişkin hesaplanan temizlik giderinin düşülmesini içeren bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu hususa değinen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.- HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. Fıkrasında: “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında: “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2022 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 8.000 TL olacaktır.Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup dava değeri 5.720,45TL’dir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Bu halde, dava değeri kararın verildiği tarih itibarı ile 2022 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, HMK’nın 341/4. maddesi hükmüne göre, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması olanaklı değildir. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nin 352/1-b maddesi gereğince reddine,B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,1-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 269,80 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,2-Davalı vekilinin istinaf incelemesi esastan yapılmadığından, istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine,3-Davacı ve davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/11/2023