Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/608 E. 2023/1004 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2023/608
Karar No: 2023/1004
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 21/06/2022
Numarası: 2021/635 (E) 2022/553 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 22/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.08.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, oluşan maluliyet nedeniyle davalı … Sigorta AŞ’ye başvuru yapıldığını ancak ceza dosyasında uzlaşma sağlandığı gerekçesiyle başvurunun reddedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma nedeniyle davacının dava hakkı bulunmadığını, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/30745 sor. 2020/18078 K. sayılı kararı ile tarafların uzlaştıklarından bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; uzlaşmanın sağlanması nedeniyle CMK’nın 253/19. maddesi uyarınca tazminat davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, uzlaştırma dosyası incelendiğinde herhangi bir zarar veya kusur değerlendirmesi yapılmadığının görüleceğini, bu durumda dahi müvekkilinin uzlaştırmanın hukuki sonuçlarını anlayamayacağını, matbu olarak hazırlanan uzlaştırma tutanağını imzalamasının tazminat davası açma hakkından feragat ettirmeyeceğini, uzlaştırmanın, müvekkilinin tazminat davası açma hakkını engellediği kabul edilse dahi bu iddianın ancak araç sürücüsü tarafından ileri sürülebileceğini, 2020/7729 sayılı ve 06.10.2020 tarihli uzlaştırma tutanağında müvekkilinin zorunlu trafik sigortasına ilişkin fazlaya ilişkin haklarından vazgeçmediğinin açıkça belirtildiğini, dolayısıyla sigorta şirketinin sorumluluğunun ancak araç sürücüsünün yaptığı ödeme kadar azalacağını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 07.08.2020 tarihinde, davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı, dava dışı … idaresindeki … plakalı araç ile davacının yolcu konumunda bulunduğu dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralandığı, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30.10.2020 tarihli 2020/30745 soruşturma no, 2020/18078 karar no.lu kararı ile müşteki … ile şüpheli … arasında uzlaşmanın sağlandığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. CMK’nın 253/5. maddesinde, uzlaşma teklifinde bulunulması halinde kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır; aynı maddenin 15. fıkrasında “Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır” ve aynı maddenin 19. fıkrasının 5. cümlesinde “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır…” Buna ilişkin çıkarılan 30145 sayılı Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin Edimin Konusu başlıklı 33. maddesinde ise “Taraflar uzlaştırma sonunda belli bir edimin yerine getirilmesi hususunda anlaşmaya vardıkları takdirde aşağıdaki edimlerden bir ya da birkaçını veya bunların dışında belirlenen hukuka ve ahlaka uygun başka bir edimi kararlaştırabilirler: edimin konusu olarak sayılanlar: fiilden kaynaklanan maddî veya manevî zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi, mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddî veya manevî zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi, bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması, mağdur, suçtan zarar gören, bunların gösterecekleri üçüncü şahıs veya bir kamu kurumu ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerinin geçici süreyle yerine getirilmesi, topluma faydalı birey olmayı sağlayacak bir programa katılımın sağlanması, mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi ve ayrıca taraflar uzlaştırma süreci sonunda edimsiz olarak da uzlaşabilirler.” denilmek suretiyle uzlaşmanın hüküm ve mahiyeti açıklanmıştır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre; uzlaşmanın maddi ve manevi tazminat davası açılmasına engel olması veya açılmış davada feragat edilmiş sayılabilmesi için, davacının maddi ve manevi talep olmaksızın dava dışı sürücü ile uzlaşmış olması nedeni ile bu kaza sebebiyle tazminat davası açamayacağını kabul etmiş olması, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan uzlaşmanın usulüne uygun olması, uzlaşmanın anlam ve sonuçlarının uzlaşma teklif formu ile usulünce davacıya açıklanması, davacının da bunu okuyup imzalayarak kabul etmesi gerekmektedir. Somut olayda, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın UYAP sistemi üzerinden gönderdiği belgelerin incelenmesinde; 2020/3627 uzlaştırma numaralı 27/10/2020 tarihli uzlaştırma raporunda; telefon ile müşteki … ve şüpheli … ile uzlaşma görüşmelerine başlandığı, taraflara uzlaşmanın mahiyeti ve hukuki sonuçlarının açıklandığı belirtilmiş, davacı hakkında düzenlenen uzlaşma teklif formunda davacının imzasının bulunmadığı, bu formun sadece şüpheli sürücü … hakkında düzenlendiği anlaşılmıştır. Buna göre, CMK’nın 253/5. maddesine uygun bir şekilde uzlaştırma yapıldığından söz edilemez. Bir başka deyişle, davacıya uzlaşmanın hukuki sonuçları usulüne uygun bir şekilde anlatılmamıştır. Bu durumda, geçerli bir uzlaşmadan söz edilemeyeceğine göre, davacı tarafın davalı aleyhine maddi tazminat davası açmasına engel bir durum bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf başvurusundaki itirazları yerinde görülmüştür.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023