Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/47 E. 2023/506 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2023/47
Karar No: 2023/506
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 18/10/2022
Numarası: 2019/1310 (E) 2022/608 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 21/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/08/2018 tarihinde, davalıya ZMSS sigortalı … plakalı araçla sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL sürekli iş göremezlik, 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsilini talep etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacı vekili tarafından verilen kesin süre içerisinde tazminat hesabının yapılabilmesi için zorunlu olan beden gücünden kayıp ile ilgili raporun temin edilemediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili, vekil olarak müvekkilinin adli raporunun alınması için hazır etme yükümlülüğünün bulunmadığını, davacının mahkemeye başvurmasına ilişkin tebligatın asile de yapılması gerektiğini, davacı asile ihtaratlı tebligat yapılmadan mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin … Hastanesi ve Anamur Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü ve hastane tedavi evrakını delil olarak bildirdiği,mahkemece davacının tedavi gördüğü hastaneden tüm tıbbi belgelerin dosyaya celbedildiği görülmüştür.Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının 08.07.2019 tarihli kurul raporunda; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ekindeki ölçütler dikkate alınarak davacının tüm vücut fonksiyon kaybı oranının % 11 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 180 gün olduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince 12/01/2021 tarihli celsede, davacının maluliyet durumunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği hükümleri uyarınca tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verildiği, ATK 2. İhtisas Kurulu’nca 29/1/2021 tarihli cevabi yazısı ile davacının bir takım tıbbi evraklarının eksikliği giderilerek 05/04/2021 günü saat 08.30’da Kurulda hazır bulunacak şekilde muayeneye gönderilmesinin istendiği, mahkemece tıbbi evraklardaki eksiklikler giderilerek ATK’ya yeni bir muayene gününün belirlenmesi için müzekkereye yazıldığı, ATK’ca bu kez 16/3/2022 günü muayeneye gelmesinin istendiği, mahkemece muayene gününün davacı vekiline e-tebliğ ile bildirilmesine rağmen davacının muayene olmak için ATK’ya başvurmadığı, ATK 2. İhtisas Kurulunun 29/4/2022 tarihli müzekkere cevabıyla; ortoröntgenografi çeken bir sağlık kuruluşu tespit edilip kişinin oraya sevki sağlanarak yeni çekilecek ortoröntgenografisinin (alt ekstremite uzunlukları gösteren) DICOM formatında CD kopyaların teminen gönderilmesi ile yeni muayene günü olarak 25/07/2022 gününün belirlendiği, mahkemece 21/6/2022 tarihli duruşma ara kararıyla, “Davacı vekilinin ATK ön raporundaki eksiklikleri gidermek üzere elden takip yetkisi verilmesi talebinde bulunduğu, elden takipli olarak Mersin Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine müzekkere yazıldığı, ancak davacı vekili tarafından elden takipli olarak müzekkereyi aldığına yönelik isim-imza bulunmadığından davacı vekiline 1 haftalık kesin süre içerisinde Mahkeme kalemine başvurarak müzekkereyi elden takip olarak alması ve muayene günü olan 25/07/2022 tarihine kadar eksikliği gidermek ve müzekkere cevabını dosyaya sunmak üzere kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde Mahkememiz kalemine başvurmadığı ve müzekkere cevabını sunmadığı takdirde bu delile dayanmış olmaktan vazgeçmiş sayılacağı ve dosya kapsamına göre karar verileceğinin ihtarına (duruşma tutanağının tebliği sureti ile ihtarına) ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından daha önceden 2 kez muayene günü belirlendiği ancak davacı tarafın muayene günü hazır olmadığı anlaşılmakla, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından 3. kez belirlenen 25/07/2022 muayene gününde davacı vekiline müvekkilini hazır etmesi hususunun ihtarına, (aksi takdirde maluliyet raporuna dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunun ihtarına (ihtar yapıldı dosyanın fiziki olarak muayene gününden önce ATK’da olacak şekilde kalem personeli tarafından işlemlerinin yapılmasına ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınırlandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca rapor düzenlenmesinin istenilmesine, muayene gününün davacı tarafa da ATK 2. İhtisas Kurulu raporu ile birlikte tebliğ edilmesine” karar verildiği, ihtaratlı duruşma tutanağının davacı vekiline 27/06/2022 tarihinde e-tebliğ ile tebliğ edildiği, mahkemece Mersin Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine yazılan müzekkerenin davacı vekili tarafından 28/06/2022 tarihinde Mahkeme kaleminden teslim alındığı anlaşılmış, mahkemece müzekkere cevabının dosyaya sunulmadığı ve davacı tarafın belirlenen üçüncü muayene gününde de hazır edilmediği, tazminat hesabının yapılabilmesi için zorunlu olan beden gücünden kayıp ile ilgili raporun temin edilemediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Kanun ya da hâkim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Bu nedenle, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, Kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Ayrıca hâkim tarafından kesin süre verilirken, kesin süreye konu işlemin tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması, verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, yapılması gereken iş veya işlemlerin ayrıntılı bir şekilde açıklanması ve yapılması gereken işlemin verilen kesin sürede yapılmaması halinde, kesin sürenin sonuçlarının tarafa açıklanması, ihtar edilmesi veya buna ilişkin açıklamanın yer aldığı davetiyenin tebliğ edilmesi zorunludur. Somut uyuşmazlıkta, Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulunun 29/4/2022 tarihli cevabi yazısında belirtilen muayene ve tıbbi işlemleri kapsayan incelemelerin yapılması için, mahkemece 21/6/2022 tarihli celse ara kararıyla yukarıda açıklanan ilkelere aykırı davranılmıştır. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan ilkelere uygun olarak Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 29/4/2022 tarihli yazısında belirtilen muayene ve tıbbi işlemleri kapsayan incelemelerin yapılması için meşruhatlı davetiyenin davacı asile tebliğ edilmesi, bu mümkün olmazsa davacı tarafça delil olarak tedaviye ilişkin kayıtlara da dayandığı gözetilerek davacı muayene edilmeden/gönderilmeden yaralanmasına ilişkin dosyadaki tüm tıbbi belgeler, film, grafi vs. kapsamına göre rapor verilip verilemeyeceği hususunda ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan bilgi istenilmesi ve yazı cevabına göre diğer deliller de değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/03/2023