Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/469 E. 2023/1058 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2023/469
Karar No: 2023/1058
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 22/12/2022
Numarası: 2022/789 (E) 2022/1062 (K)
Davanın Konusu: İİK’nın 89/3. maddesinden kaynaklanan menfi tespit
Karar Tarihi: 17/07/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından dava dışı borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine başlatılan icra takibinde müvekkillerine 28.01.2022 tarihinden itibaren 89/1-2-3 ihbarnamelerinin gönderildiğini, 29.07.2022 tarihinde 89/3 ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, ihbarnameler TK 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğinden müvekkillerinin bu ihbarnamelerden haberi olmadığını, iki müvekkilinin de davalının talebi ile 24.08.2022 tarihinde icra dosyasına borçlu olarak eklendiklerini, halihazırda icra dosyasında borçlu sıfatı ile yer aldıklarını, 25.08.2022 tarihinde mahalle muhtarının haber vermesi üzerine her ne kadar itirazlarını sunmuşlarsa da icra müdürlüğünce menfi veya müspet bir işlem tesis edilmediğini belirterek İstanbul Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki alacak yönünden borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, haciz ihbarnamelerine karşı açılan işbu menfi tespit davasının yasal süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir İlk derece mahkemesince; davanın İİK 89. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir Karara karşı davacılar vekili, davanın genel hükümlere dayalı menfi tespit davası olduğunu, bu durumu gerek dava dilekçesinde gerek beyan dilekçelerinde defaatle belirtmelerine ve huzurdaki davayı hiçbir zaman 3. şahsın açtığı menfi tespit davası olarak nitelendirmemelerine rağmen mahkemece üçüncü şahsın açmış olduğu menfi tespit davası olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, İİK’nın 89/3. maddesi kapsamında menfi tespit istemine ilişkindir. 04/06/1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi bir davada maddi vakıaları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir. Her ne kadar davacılar vekili davanın genel hükümlere dayalı menfi tespit davası olduğunu ileri sürmüş ise de davanın hukuki nitelendirmesi hâkime aittir. İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup, somut olayda davacılar takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanması mümkün değildir. İİK’nın 89. maddesine göre ikinci ihbarnameye süresi içinde (7 gün) itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa on beş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. On beş günlük bu süre hak düşürücü süre olup taraflarca ileri sürülmemiş olsa dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınır. Somut davada, davacılara 1. 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğ edilmesine rağmen ihbarnamelere itiraz edilmemesine, 3. haciz ihbarnamesinin davacılara 29/07/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına ve davanın 02/09/2022 tarihinde hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açılmış olmasına göre mahkemece hak düşürücü süre yönünden davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 269,80 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 359,8 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 90 TL karar ve ilam harcının davacılara iadesine,3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/07/2023