Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/367 E. 2023/810 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/367
KARAR NO: 2023/810
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/04/2022
NUMARASI: 2021/254 (E) – 2022/357 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (rücuen tazminat)
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı kamyon ile davalıların sürücü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı kamyonun karıştıkları trafik kazası neticesinde müvekkil şirket sigortalısına ödenen 55.700 TL bedelin kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olan davalı araç sürücüsü ve onun sorumluluğunu üstlenen işleten ve trafik sigortacısı olan davalılardan 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf yoluna başvurulan işbu 13/02/2018 tarih, 2016/1037 (E) – 2018/141 (K) sayılı hüküm, dairece “… kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsüne kusur verilmez iken 10/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda her iki araç sürücüsüne de asli kusur verilmiş olmasına rağmen farklı kusur oranları izafe edilmiş olmasından kaynaklı çelişki de giderilerek, davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını karşılar nitelikte Adli Tıp Kurumu veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden kusura ilişkin olarak ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, tarafların iddia ve savunmaları ile usuli kazanılmış hakları gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere” kaldırılmış, mahkemece kaldırma gerekleri yerine getirilerek Fen Heyetinden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda kazaya karışan araç sürücülerinin eşit kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, 27.850 TL’nin ödeme tarihi olan 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan (davalı … yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili, yetersiz, hatalı ve doyurucu olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, ibraz etmiş oldukları bilimsel mütalaada bilirkişi raporundaki eksikliklerin ayrıntılı olarak açıklandığını, … plaka sayılı kamyonun en sağ şeridi izlemek zorunda olduğunu, oysa ki yanlış ve girilmesi yasak olan en sol şeritte ilerlediğini, bölünmüş orta şeritte bulunan duran araçlar açısından kusur değerlendirmesi yapılmadığını, bu araçların en sağ şeride çekilmiş olmaları ve gereken tedbirleri alması gerektiğini, müvekkili araç sürücüsünün orta şeritte duran araçlara/insanlara çarpmamak için kazayı önlemek amacıyla sol şeride geçtiğini, alabileceği herhangi bir önlem olmadığını, bilirkişi raporu ile olayın meydana geliş biçiminin örtüşmediğini, ek rapor taleplerinin usule aykırı bir şekilde reddedildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosyada mübrez 30/04/2016 tarihli kaza tespit tutanağında, davalı araç sürücüsü …’un kusurunun olmadığı kanaatinde bulunulmuştur. Kaldırma kararı öncesinde mahkemece hükme esas alınan 10/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise her iki araç sürücüsünün asli kusur ihlali yaptığı kabul edilmesine rağmen davacı şirkete sigortalı … plaka sayılı kamyon sürücüsü asli, davalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğu kanaatinde bulunulmuştur.Dairemiz kaldırma kararından sonra Trafik Fen Heyetinden alınan 26/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda ise 30/04/2016 tarihli kaza tespit tutanağı, 20/05/2016 tarihli kusur durumu raporu, 10/07/2017 tarihli bilirkişi heyet raporu tartışılmak suretiyle yapılan değerlendirme neticesinde, davaya konu olayda davalı sürücü …’un önündeki aracı geçme manevrasına başlamadan önce …’un kendisini geçmeye başlayıp başlamadığı hususunda mevcut bulgular ile kesin bir kanaat oluşturmak mümkün olmadığından bahisle her iki sürücünün eşdeğer oranda kusurlu oldukları kanaatinde bulunulmuştur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile sözü geçen bilirkişi raporları ve davalının dayandığı uzman görüşü kapsamında yapılan değerlendirmede, davacıya sigortalı araç sürücüsü olan …’un sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonu ile üç şeritli yolda orta şeridi takiben seyirle olay yerine geldiğinde, daha önceden çarpılmış olan köpek için yol ortasında durmakta olan araçların solundan geçmek için sol şeride geçme manevrasına başlayan davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı kamyon ile çarpışması neticesinde gerçekleşen olayda, … plakalı kamyon sürücüsü …’un sevk ve idaresindeki kamyon ile daha önceden çarpılmış köpek için orta şeritte durmakta olan araçların solundan geçmek için sol şeride doğru manevra yapmadan önce sola sinyal vermesi, gerisinden gelen araç olup olmadığını, gelen araç var ise hızını ve uzaklığını kontrol ederek geçişini yapması gerekirken bunlara uymaması nedeniyle %50; davacıya sigortalı araç sürücüsünün ise yolun ön ilerisinde orta şeritte durmakta olan araçları görmesine rağmen gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlayarak hızını azaltması gerekirken bunun aksine davranarak kazanın meydana gelmesinde %50 kusurlu olduğu ve orta şeritte araçların durmasına sebep olan trafik kazası ile davaya konu trafik kazası arasında bir illiyet bağının bulunmadığı ve kamyon sürücülerine izafe edilen kusur durumuna etkisinin olmadığının anlaşılmasına göre; mahkemece, 26/01/2022 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmiş olmasında oluş, usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf iddia ve itirazları yerinde görülmemiştir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 1.902,43 TL istinaf karar harcından peşin alınan 475,6‬0 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 1.426,83‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı …’dan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (27.850 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/05/2023