Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/2161
KARAR NO: 2023/1577
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/9/2023 tarihli ara kararı
NUMARASI : 2023/33 Esas
DAVANIN KONUSU Tazminat
KARAR TARİHİ 28/11/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 12/03/2021 günü davalı sürücü … idaresindeki … plaka sayılı aracı ile yaya yolunun bir kısmı içinde çöp konteynerleri için ayrılmış olan cep içerisinde bulunan üç adet çöp konteynerine çarpması, çarpmanın etkisiyle yaya yoluna savrulan çöp konteynerlerinin yaya yolu üzerinde yürümekte olan yaya … ve …’ya çarpması sonucunda destekten yoksun kalma ve maddi manevi tazminat ile geçici ödeme talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce; 21/09/2023 tarihli ara kararıyla, davacı vekilinin ön ödeme talebinin kabulüne, 100.000 TL bedelin davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili; hükmedilen ön ödeme tutarı ile davacının talebinin farklı olduğunu, taraflarına tebliğ edilen dava dilekçesinin talep bölümünde belirtilmeyen bir talebin dikkate alınarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile geçici ödemenin, hesap raporunda Trafik Sigortası Genel Şartları gereği TRH 1,8 hesabı yapılması gerektiğini, bu hesaplama yöntemi dikkate alındığında ön ödeme miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Talep, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada geçici ödeme kararına itiraza ilişkindir. TBK’nin 76. maddesinde “Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.” düzenlemesi yer almaktadır.TBK’nin 76. maddesi uyarınca verilen geçici ödeme kararının HMK’nin 389. ve devamı maddeleri kapsamında ihtiyati tedbir kararı niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. (Yargıtay 21. HD. Başkanlığının 18/11/2013 tarih, 2013/15667 Esas, 2013/20940 Karar sayılı kararı)HMK’nin 341.maddesine göre, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Somut olayda anılan ara kararının ihtiyati tedbir mahiyetinde olması ve talebin kabulü üzerine davalı tarafın itirazının da HMK’nin 394/4 maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. HMK’nin 394/4 maddesi; “İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkca göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri taktirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir” hükmünü amirdir. Bu durumda; itiraz üzerine ilk derece mahkemesinin tarafları davet ederek, gelmedikleri taktirde dosya üzerinden inceleme yaparak itiraz hakkında bir karar vermesinden sonra, HMK’nin 394/5. maddesi uyarınca “itiraz hakkında verilen karara karşı” kanun yoluna başvurulması halinde, dosyanın dairemize gönderilmesi gerekir. Ara kararında, karara karşı “istinaf yolunun açık olduğunun” belirtilmesi doğru olmayıp davalı vekilinin dilekçesi ara kararına “itiraz” olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla, itiraz hakkında henüz mahkemesince bir karar verilmeden ve taraflarca buna karşı kanun yoluna başvurulmadan bu aşamada dosyanın dairemize gönderilmesi nedeniyle ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 352. maddesi uyarınca başvuru şartı bulunmadığından usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı … Anonim Şirketi vekilinin, 21/09/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf dilekçesinin HMK’nin 352/1-ç maddesi uyarınca reddine,2-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf başvuru ve istinaf karar harcının yatıran tarafa geri verilmesine, 3-İstinaf kanun yolu yargılama giderlerinin davalı … Anonim Şirketi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.28/11/2023