Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/209 E. 2023/890 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/209
KARAR NO: 2023/890
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/09/2022
NUMARASI: 2022/215 (E) – 2022/702 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıya trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, 31/05/2008 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davacının sakatlanarak malul kaldığını ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olmadığını belirterek şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, “… davacı tarafından kendisine yapılan ödemenin eksik bulunması üzerine … sayılı dosya üzerinden tahkim başvurusu yapıldığı ve dava konusu kazaya karışan aracın gerçekte davacı şirket nezdinde sigortalı olmadığının tespit edilmesi üzerine başvurunun reddine karar verildiği, dolayısıyla dava konusu talebin tahkim yargılamasına konu edildiği” gerekçesiyle davanın derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, mahkeme kararına konu olan tahkim başvurusunun reddedilmesi sonrasında …na yönelik tahkim başvurusu yapıldığını, bu başvurunun da, poliçe bitiş saatine göre kazadan kaynaklı sorumluluğun eldeki davanın davalısı olan sigorta şirketine ait olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, her iki başvurunun da usulden reddedilmesine ilişkin kararların itiraz yoluna götürülmeksizin kesinleştiğini ve tüm bunlar üzerine eldeki davanın açıldığını, usulden verilen ret kararı nedeniyle yeniden dava açılabileceğini, tahkim kararları arasındaki çelişkinin giderilmesini sağlayacak bir hukuki müessese bulunmadığını, tahkim komisyonunda açılmış derdest bir dava olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Somut olayda, davacı … (isim değişikliği öncesi …) … tarafından, davaya konu trafik kazası nedeniyle, bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının ödenmesi amacıyla Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğu, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 22/11/2019 tarih 2019/91724 karar sayılı kararı ile, poliçenin son günü vuku bulan kazanın, teminatın sona ermesinden sonraki bir saat olan saat 14:00’da meydana geldiği gerekçesiyle, başvurunun reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, başvurunun reddi kararlarına yönelik itirazda bulunmadıklarını ve bu nedenle kararların kesinleştiğini beyan etmiştir. Hakem Heyetinin esasa ilişkin vermiş olduğu kararlar kesin hüküm teşkil eder ise de usuli nitelikteki kararlarının kesin hüküm teşkil etmesi usulen mümkün değildir. Somut olayda, gerek davalı sigorta şirketi ve gerekse … yönünden pasif husumet ehliyeti (husumet) yokluğu nedeniyle verilen ret kararlarının usuli nitelikte olduğu, dolayısıyla kesin hükmün varlığından ve ayrıca, usulden ret kararı verilip dosyadan el çekildiğine (hali hazırda her iki kararın itiraz edilmeyerek kesinleştiği beyan edilmiştir) göre derdestlik durumundan bahsedilemez. Kabule göre de derdestlik veyahut kesin hüküm itirazıyla karşılaşması usulen mümkün olmayan davacının tahkim başvurusuna konu etmediği bakıcı gideri talebi yönünden de ret kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde, taraflar bakımından lehlerine güçlü delil teşkil eden tahkim dosyaları getirtilerek, gerekirse davalı şirket kayıtları üzerinden poliçenin tam olarak hangi saatte kesildiği araştırılıp, poliçenin kaza saatini kapsadığı kanısına varılması durumunda, davacı tarafından düzenlenen makbuz hükmünde olmayan kayıtsız şartsız düzenlenmiş bir ibraname bulunup bulunmadığı, var ise KTK 111/2. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, ibranamenin bulunmaması/makbuz hükmünde sayılması halinde 07/10/2009 ödeme tarihindeki veriler üzerinden PMF yaşam tablosu esas alınarak davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının, yapılan ödeme ile karşılanıp karşılanmadığı, bakiye tazminat tutarının bulunup bulunmadığı; bakiye tazminat tutarının varlığı halinde ise hesap tarihindeki veriler ve bu kere TRH 2010 yaşam tablosu üzerinden prograsif rant yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiği gözetilerek kusur durumu ve sair tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma yapılarak bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, HMK’nın 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2023