Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/186 E. 2023/259 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/186
KARAR NO: 2023/259
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 05/12/2022
NUMARASI: 2022/1094 Esas – Derdest
DAVANIN KONUSU: İOSB Kararının İptali (4562 Sayılı Kanun)
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminin faaliyetten men ve mühürleme, işyeri açma ve ruhsatının iptali işlemlerinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde; İOSB’nin 00928 sayılı ve 17/08/2022 tarihli faaliyetten men ve mühürleme işlemi, 2022/10383 sayılı ve 07/10/2022 tarihli işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptali işlemi ile 2022/10532 sayılı ve 12/10/2022 tarihli faaliyetten men işlemleminin hukuka aykırı olduğundan iptaline karar verilmesi ile birlikte Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/311 Değişik İş sayılı dosyasıyla verilen ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 05/12/2022 tarihli ara kararıyla; “…davacı vekilinin tedbir talebinin bu aşamada yerinde olmadığı, 6100 sayılı HMK’nun 389 ve devamı maddelere göre ihtiyati tedbir için yaklaşık ispatın aranması, ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekliliği, taraflar arasındaki hak ve adalet dengesi birlikte değerlendirildiğinde, HMK’nun 389, 390/3.maddeleri karşısında tedbir talebinin hukuki ve fiili dayanaklarının bu aşamada bulunmadığı, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/311 Değişik İş sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararına dayanak olarak yer verilen gerekçelerin Mahkememiz dosyasında yapılacak yargılama ve toplanacak deliller neticesinde değerlendirilebileceği, tedbir talebinin dosyaya yeni delillerin ibraz halinde yargılamanın her aşamasında yeniden talep edilebileceği hususları nazara alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi … Center içerisinde birden fazla bağımsız bölümde faaliyet göstermekte olup … Yönetimi tarafından 17/08/2022 tarihinde gerekçeli bir karara dayanmadan ve işlemin dayandığı sebepler hakkında bilgi vermeden müvekkili şirketin 32 ve 60 numaralı işyerlerinin kapısını hukuka aykırı bir şekilde mühürlediğini; yine 07/10/2020 tarih ve 2022/10383 sayılı “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatları İptali Hakkında” yazısı ile müvekkili şirketin 11 – 14 – 32 – 34 – 37 – 57 – 60 numaralı faaliyet gösteren tüm işlemlerine yönelik olarak, işyeri açma ve çalıştırma ruhsatlarının, “İşyerlerinin onaylı mimari projesine aykırı olarak duvarlarının kaldırılarak bağımsız bölümlerin birleştirildiği” gerekçesiyle iptaline karar verildiğini, ardından faaliyetten men kararı verildiğini, dava konusu haksız işlemlerin tedbiren durdurulması için Mahkemeye başvurmaları sonucunda, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/311 Değişik İş – 2022/326 Karar sayılı kararıyla İOSB Yönetiminin işlemleri yönünden HMK’nın 389/1. maddesi kapsamında ihtiyati tedbir kararı verildiğini; eldeki davada da bu ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesini talep ettiklerini ancak bu taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin ağır mağduriyete uğradığını, tarafların menfaat dengesi ve ihtiyati tedbirinin amacının göz önünde bulundurularak Yerel Mahkemenin 05/12/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasını ve ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın “İhtiyati Tedbirin Şartları” başlıklı 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlemeye yer vermiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve davanın niteliği ile dosyadaki diğer bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; İOSB Yönetimi tarafından verilen işlemlerin devamı halinde davacının telafisi imkansız zararlara uğrayacağı ve hakkını elde edebilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı; ihtiyati tedbirin devamı yönündeki talebin reddinin, tarafların hak ve menfaat dengesi ile bağdaşmadığı kanısına varılmıştır. Bir başka deyişle, somut uyuşmazlıkta; HMK’nın 389. ve devamı maddelerine göre ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için aranılan tüm koşullar gerçekleşmiştir. Bu durumda, Yerel Mahkemece eldeki dava öncesinde Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/11/2022 tarih ve 2022/311 Değişik İş – 2022/326 Karar sayılı kararıyla verilen ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesi gerekirken, yukarıda yazılı olduğu gerekçeyle reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusundaki itirazlar yerinde görülerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin 05/12/2022 tarihli ara kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı vekilinin ihtiyati tedbirin devamına ilişkin talebinin kabulü ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/11/2022 tarih ve 2022/311 Değişik İş – 2022/326 Karar sayılı ihtiyati tedbir kararının devamına,2-Müteakip işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ve karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin esas kararla birlikte değerlendirilmesine, 5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/02/2023