Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/1843 E. 2023/1453 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/1843
KARAR NO: 2023/1453
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 11/8/2023
NUMARASI: 2023/520 (E)
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 07/11/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı işleten …’a ait, davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı otomobille makas atarak seyir halinde iken, sol ön tekeri orta refüje çarpan aracın karşı yöne geçerek karşı yönden gelen …’in yönetimindeki … plakalı araca çarptığını, … plakalı araç sürücüsü … ile aynı araçta bulunan … ve davacıların desteği …’un öldüklerini belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde, davacı … için 250.000 TL, davacı … için 400.000 TL, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 20.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kazaya karışan davalı işleten …’ın adına kayıtlı … plakalı araç ile taşınır ve taşınmaz mallar ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın üzerine ihtiyati tedbir konularak, üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine, karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 11/8/2023 tarihli ara kararıyla; davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; davanın konusunun haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı olduğunu, davalı sürücü …’ın kazaya %100 kusuruyla neden olduğunun kaza tespit tutanağı ve ceza dava dosyasında saptandığını, aracın işleteni davalı …’ın zarardan müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğunu, diğer davalı … Sigorta AŞ’nin de poliçe limitiyle diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davaya konu kaza nedeniyle düzenlenen Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesinin kusura ilişkin raporu, ceza dava dosyası ve destek …’un ölümüne ilişik belgeler dikkate alındığında ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gereken ispat koşulunun oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve maddi tazminat istemiyle açılan davada, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK’nin 389’uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir.Somut uyuşmazlıkta, destek alacaklısı olduklarını ileri süren davacılar eldeki davayı, davaya konu trafik kazasından kaynaklanan maddi zararlarının giderilmesi amacıyla açmışlardır.Bu nedenle, uyuşmazlık konusunun “para” olduğu gözetildiğinde, kazaya karışan ve uyuşmazlık konusu olmayan … plakalı aracın, üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 257’nci maddesi uyarınca, alacaklı, alacağı muaccel olup da rehinle de temin edilmemişse, ihtiyati haciz talep edebilir. Aynı Kanun’un 258’inci maddesi gereğince de, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. Buradaki ispat tam ispat değildir. Mahkemede ihtiyati haciz isteyenin hakkının bulunduğuna dair kanı oluşması, diğer bir anlatımla hakkın bulunduğunun kuvvetle muhtemel görülmesi gerekmektedir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de dikkate alındığında, desteğin haksız eylem nedeniyle öldüğü tarih itibarıyla, maddi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğinde duraksama bulunmamaktadır. Ancak, davanın ulaştığı bu aşamada, her bir davacının destek alacaklısı olup olmadığı, destek alacaklısı olduklarının belirlenmesi durumunda ise, isabet eden destekten yoksun kalma tazminatının özellikle miktarının belli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, eldeki davada ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli olan koşullardan biri olan, zararın miktarına ilişkin yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin, yukarıda esas numarası yazılı ilk derece mahkemesinin, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 11/8/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin ödendiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davacıların istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle sarf ettikleri yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 7/11/2023