Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/172 E. 2023/894 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/172
KARAR NO: 2023/894
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/09/2022
NUMARASI: 2017/64 (E) – 2022/661 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin, 21/06/2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde yaralandığını, … plakalı aracın trafik sigortası bulunmadığından ötürü eldeki davanın …na yöneltilerek açıldığını, müvekkilinin kazada sürücü konumunda olduğunu ancak kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, kusurun tamamının … plakalı araçta olduğunu belirterek HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirlenecek meslekte kazanma gücü kaybı ve efor kaybından oluşan maddi zararının tazminine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı … tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere göre hesap edilen zararın karşılandığı, davalı tarafından yapılan ödemenin yeterli olduğu ve bu nedenle ibra edildiği, davacının talep edebileceği bir zarar miktarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, hesaplamaya ilişkin alınan tek bir raporla yetinilmesinin doğru olmadığını, bilirkişi tarafından hem ödeme tarihi hem hesap tarihi dikkate alınarak terditli hesaplama yapılmışsa da esas olanın hesaplama tarihi itibarıyla tespit edilen zarar miktarı olduğunu, zira zarar hesabı yapılırken gerçeğe en yakın verilerin kullanılması gerektiğini, bu hususun Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre aktüerya uzmanı tarafından ödeme tarihindeki veriler üzerinden yapılan hesaplamada, davalı tarafından yapılan ödemenin, davacının zararının %94,83 oranında karşılanmış olduğunun tespit edildiği, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, davacı tarafın yapılan işbu ödeme karşılığında davalıyı ibra ettiği, zararın karşılanma oranına göre ödeme miktarının yetersizliğinden bahsedilemeyeceği, dolayısıyla davalı …nın dava öncesinde sorumluluğunu yerine getirmiş olduğu görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (harcı yatırılmayan bedel artırım talebine konu miktar 20.469,04 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2023