Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/1512 E. 2023/1124 K. 18.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2023/1512
Karar No: 2023/1124
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 20/6/2023 tarihli ara karar
Numarası: 2023/372 (E)
Davanın Konusu: Tazminat
Karar Tarihi: 18/8/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü …’in yönetimindeki davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesiyle sigortalı … plakalı motosikletin aracın 19/4/2023 günü minibüsten inen davacı sigortalıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek belirsiz alacak davası niteliğinde 800,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 20/6/2023 tarihli ara kararıyla; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminatın da haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 20/6/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada, ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun (İİK) 257 nci maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; dosyada bulunan kolluk tarafından düzenlenen “Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile diğer belgelerin ve davacının yaralanmasına ilişkin düzenlenen doktor raporlarının manevi tazminat istemi bakımından, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek; davacının davalı sürücü …’e karşı açtığı manevi tazminat davası yönünden, İİK’nin 257 nci maddesinin 1 inci fıkrası kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Davacının maddi tazminat davasına ilişkin ihtiyati haciz talebi yönünden ise, uğranılan maddi zararlardan ötürü tazminat alacağı kazanın meydana geldiği tarih itibarıyla istenebilir hale gelmiş olmakla birlikte, davanın geldiği aşamada trafik kazasından kaynaklanan maddi zararına ilişkin tazminatın kapsamı (iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri tazminatı vs.) itibarıyla tazminat hesabının bilirkişi incelemesini gerektirmesi ve hak edilen tutarın yaklaşık olarak dahi henüz belli olmaması göz önüne alınarak, maddi tazminat davası yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davacı vekilinin, yukarıda esas numarası yazılı ilk derece mahkemesinin, maddi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 20/6/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi uyarınca esastan reddine, II-Davacı vekilinin manevi tazminat davası yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin yukarıda esas numarası belirtilen ihtiyati haciz talebinin manevi tazminat talebi yönünden reddine ilişkin 20/6/2023 tarihli ara kararının, HMK’nin 353/1-b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre; 1-Davacı vekilinin manevi tazminat davası yönünden, ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davalı …’in taşınır ve taşınmaz malları ile 3 üncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine, davacının manevi tazminat davaları yönünden 100.000,00 TL tazminatı karşılayacak biçimde, istenilen tazminatın %5’i olan 5.000,00 TL tutarında nakdi teminat yatırıldığında veya süresiz ve kesin banka teminat mektubu karşılığında, İİK’nin 257 nci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, -araçlar üzerinde muhafaza ve yakalama tedbiri uygulanmaksızın- ihtiyati haciz konulmasına, 2-İhtiyati haciz kararına ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, 3-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, III-İstinaf İncelemesi Bakımından; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talepte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine,2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin esas hakkında verilecek kararda dikkate alınmasına, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.18/8/2023