Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/1424 E. 2023/1465 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/1424
KARAR NO: 2023/1465
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/1/2023
NUMARASI: 2022/525 (E) – 2023/46 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 7/11/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı işleten …’e ait davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı davalı sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı aracın, müvekkili davacıya ait dava dışı sürücü …’in … plakalı araca çarparak hasar görmesine neden olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 100 TL değer kaybı tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan davanın ayrılmasına, davalılar … ve …’e karşı açılan davanın ise arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçelerinde özetle; huzurdaki olayda müvekkili gerçek kişi davacının tacir olmadığını, mutlak ticari dava niteliğinde olan sigorta şirketine karşı açtıkları davanın ayrıldığını, sigorta şirketi yönünden arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak işleten ile sürücü davalılar hakkındaki davanın mutlak ticari dava olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı işleten, davalı sürücü ve ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden değer kaybı tazminatı talebinde bulunmuştur. Davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı zarardan, davalı sürücü … 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile aynı Kanun’un 51’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca kusuru oranında; davalı işleten … 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85’inci maddesinin 1’inci ve son fıkraları gereğince adı geçen davalı sürücünün kusuru oranında; ZMSS poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta AŞ ise KTK’nin 91’inci maddesi uyarınca davalı işletenin sorumluluğu kadar poliçe limitiyle sınırlı olarak, KTK’nin 88’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Diğer bir anlatımla aynı zarardan farklı hukuki nedenlerle müteselsil sorumlu olan davalılar ihtiyari dava arkadaşıdırlar. Bu itibarla, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan dava bakımından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) düzenlenmiş olan sigorta hukukuna dayanan ve TTK’nin 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasına göre mutlak ticari dava niteliğindeki davaya bakma görevinin aynı Kanunun 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca asliye ticaret mahkemesine ait olduğunda duraksama bulunmamaktadır. Diğer yandan tacir olduklarına ilişkin kanıt bulunmaması nedeniyle TTK’nin 5/A maddesinde ön görülen zorunlu arabuluculuk dava koşulu kapsamında olmayan davalı sürücü … ve davalı işleten …’e karşı açılan trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasına bakma görevi, haksız fiile dayanması nedeniyle HMK’nin 2’nci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir. Yargıtay 20’nci Hukuk Dairesinin 30.04.2018 gün ve 2018/1420 (E) – 2018/3255 (K) sayılı kararında açıklandığı gibi aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden biri yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “yargılama usûlüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. TTK’nin 4’üncü maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında bulunan dava ise HMK’nin 118 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı yargılama usulüne göre yürütülecektir. Davalılar işleten ile sürücüye karşı açılan ve genel mahkeme niteliğindeki asliye hukuk mahkemesinde görülecek davaların tâbi olduğu yazılı usûl ile, davalı sigorta şirketine açılan ve ticaret mahkemesinde görülen davanın tâbi olduğu basit yargılama usûlü aracında; cevaba cevap ve ikinci cevap hakkının tanınmaması, ayrı bir ön inceleme duruşması yapılmaması, tahkikatın ilk duruşma hariç kural olarak iki duruşmada tamamlanması, işlemden kaldırılmasına karar verilen dava dosyasının yenilenmesine bir kez olanak tanınması, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının davanın açılmasıyla, savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağının ise cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlaması gibi yargılama usûlleri yönünden esaslı farklılıklar bulunmaktadır. Yukarıda vurgulanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, zorunlu arabuluculuk dava koşuluna bağlı olmayan davalılar … ve …’e karşı açılan dava ile … Sigorta AŞ’ye karşı açılan dava birleştirilerek, tarafların ileri sürdükleri kanıtlar birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/5’inci maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davacı … tarafından sarf edilen yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 7/11/2023