Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/1382 E. 2023/1132 K. 18.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2023/1382
Karar No: 2023/1132
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 23/3/2023 tarihli ara kararı
Numarası: 2023/180 (E)
Davanın Konusu: Menfi Tespit, İstirdat
Karar Tarihi: 18/8/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı …’nın yönetimindeki … plakalı taksi ile … plakalı aracın karıştığı trafik kazasından dolayı müvekkilleri davacılar aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … uncu İcra Dairesinin … (E) sayılı icra takibi kapsamında kesinleşen icra takibinden dolayı 90.000,00 TL’nin ödendiğini, kazanın oluşumunda … plakalı taksi sürücüsü davacının kusurunun bulunmadığını belirterek, davacıların kusurlu olmadığının tespiti ile davacıların davaya konu kaza nedeniyle İstanbul Anadolu … uncu İcra Dairesinin … (E) sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, borçlu olmadığı halde ödenen 90.000,00 TL’nin ödeme günü olan 29/8/2022 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte alınarak davacı …’ya istirdadına, kötü niyetli takip nedeniyle %20 tazminat ödenmesine, davalıya ait taşınır ve taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 23/3/2023 tarihli ara kararıyla davacının ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı bedelin trafik kazasından kaynaklandığını, kazalı araç hakkında konulan tedbirle dahi alacağının garanti altına alınmış olacağını belirterek ilk derece mahkemesinin 23/3/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, icra takibi kapsamında davacı tarafından ödenen trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın istirdadı istemiyle açılan davada, ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta davacı eldeki davayı, icra takibi kapsamında ödenen trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın istirdadı istemiyle açmıştır. HMK’nin 33 üncü maddesine göre hâkim, Türk hukukunu kendiliğinden uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hâkime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir anlatımla hâkim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK’nin 389 uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta, davacının eldeki davayı icra takibi kapsamında ödenen trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın istirdadı amacına yönelik açtığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun “para” olduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin “ihtiyati tedbir” biçimindeki talebinin, “ihtiyati haciz” olarak nitelenmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi tazminat davasında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, eldeki davada davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar davanın konusunu oluşturmadığından ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olması anlamındadır. Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; dosyada bulunan … plakalı kamyonete ait kasko ekspertiz raporu ile Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden getirtilen davaya konu trafik kazasına karışan araç sürücülerinin kusurlarına ilişkin Kaza Tespit Tutanağı Uygulaması birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından, davacı vekilinin ihtiyati haciz niteliğindeki talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar … ve … vekilinin yukarıda esas numarası yazılı ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz niteliğindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 23/3/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,80 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 89,9‬0 TL istinaf karar ve ilam harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacıların istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle sarf ettiklleri yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.18/8/2023