Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2023/106 E. 2023/918 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2023/106
KARAR NO: 2023/918
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/10/2022
NUMARASI: 2020/305 (E) – 2022/588 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 17/07/2015 günü, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında, müvekkillerin desteği olan araç sürücü muris … ile motosiklette yolcu konumunda bulunan …’in vefat ettiğini beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, muris …’ın babası olan … ile annesi olan … için destekten yoksun kalma tazminatı olarak 1.000’er TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesini, muris …’in babası …’e ve annesi … için destekten yoksun kalma tazminatı olarak 1.000’er TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacıların davasının kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf yoluna başvurulan işbu 19/09/2017 tarih, 2015/889 Esas – 2017/750 Karar sayılı hüküm, dairece “üçüncü kişi konumunda olmayan davacılar … ve …’ın, destek şahsı olan araç sürücüsü …’ın vefatından kaynaklı desteklik tazminatı talep edemeyecekleri; motosiklette yolcu olan …’in ölümü dolayısıyla talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı davasında ise, müteveffanın kaza sırasında kask takıp takmadığı, kask takıp takmamasının (ölüm sebebine göre) müterafik kusur olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, SGK’dan trafik kazası sebebi ile davacılara peşin sermaye değerli ödeme yapılıp yapılmadığı ve yeniden yapılacak tazminat hesabında TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz uygulanması gerektiği gözetilerek bir karar verilmek üzere” kaldırılmış, mahkemece kaldırma gerekleri yerine getirilerek yeniden yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve numarası yazılı kararla, …’ın vefatı nedeniyle açılan davada, davacı … ve … yönünden davanın reddine; …’in vefatı nedeniyle açılan davada ise davacı … lehine 33.173,81 TL, davacı … lehine 32.121,01 TL, tazminatın dava tarihi olan 18/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, tazminat hesabında kullanılan hesaplama yönteminin hatalı olduğunu, istinaf kaldırma kararı doğrultusunda hesaplama yapılmadığını, hatır taşıması indiriminin yapılmamış olmasının doğru olmadığını, araç türünün araştırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 194. maddesinde, tarafların dayandıkları vakıaları ispata elverişli bir şekilde somutlaştırma yükümlülüğü altında oldukları düzenlenmiştir. Davalı taraf, cevap ve istinaf dilekçesinde taşımanın ne sebepten ötürü hatır taşıması olduğuna ilişkin açıklama yaparak bir maddi vakıa getirmemiştir.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince hatır taşımasına ilişkin herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Kaza ve dava tarihi itibariyle sigortaya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır.Soruşturma dosyasında kazaya karışan aracın motosiklet olarak açıklandığı, plakası olduğuna göre tescil kaydının da bulunduğu, dolayısıyla kazaya karışan aracın motosiklet olduğuna ilişkin ispat külfetinin yerine getirildiği, davalı tarafça bunun aksine herhangi bir ispat ortaya konulamadığı görülmektedir. Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve E.: 2019/40, K.: 2020/40 sayılı Kararı ile, 2918 sayılı 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle, 9/6/2021-7327/18 md. ile 2918 sayılı yasanın anılan maddesinde yapılan değişiklik tarihine kadarki süreçte yeni genel şartlar öncesindeki Yargıtayca benimsenen ilke ve kurallar doğrultusunda prograsif rant yöntemi esas alınarak hesaplama yapılmış olmasında da usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 4.460,29 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.115,10 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 3.345,19‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran …ndan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacılar tarafından açılan ve birbirlerine karşı bağımsızlığını koruyan subjektif dava birleşmesi teşkil eden davalarda, davalı aleyhine hükmedilen miktarlar ayrı ayrı gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2023