Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/899 E. 2023/1485 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/899
KARAR NO: 2023/1485
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/11/2021
NUMARASI: 2016/252 (E) – 2021/1101 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/11/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/09/2015 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araç ile müvekkilinin idaresindeki … plakalı aracın karıştığı kaza sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.000 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı vekili 18/10/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 240.851,72 TL’ye artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 2.581,57 TL geçici iş göremezlik zararı ve 190.099,80 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 192.681,38 TL maddi tazminatın 22/03/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, maluliyet oranının kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre saptanmasının hatalı olduğunu, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik uyarınca maluliyet raporu alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte maddi tazminatın TRH 2010 mortalite tablosu ve teknik faiz oranı %1,8 olarak dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini, hükme esas alınan raporda, Genel Şartlara aykırı olarak progresif rant tekniğine göre aktüeryal olmayan hesaplama yapıldığını, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi giderleri kapsamında olması sebebiyle SGK’nin sorumluluğunda olduğunu, kazazedenin muhtemel yaşam süresinin hesaplama tarihindeki yaşına göre tespit edilmesi gerekirken kaza tarihindeki yaşına göre hesaplanmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 30/09/2015 tarihinde, davalı nezdinde (25/03/2015-25/03/2016 başlangıç-bitiş tarihli) ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davacının idaresindeki … plakalı motosikletin karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralandığı anlaşılmıştır. 1-Maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazının incelenmesi; İlk derece mahkemesince karara dayanak yapılan ATK 3. İhtisas Kurulunun 10/01/2018 tarihli raporunda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının % 27,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 30/09/2015 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. TBK’nin 54. maddesi kapsamında açılan davalarda, maddede öngörülen meslekte kayıp oranının belirlenmesinde yargısal uygulamalarda, kaza tarihi itibarıyla ayırım yapılarak kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlardaki atıf gereğince 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak maluliyet raporu alınması gerektiği kabul edilmektedir. Eldeki davada olduğu gibi, TBK’nın 54. maddesi kapsamında çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp nedeniyle açılan davalarda, beden ve ruh tamlığı ihlallerinin, zarar görenin sanatına veya mesleğine yapmış olduğu etkinin ve bunun oranının gözetilmesi ile belirlenmesi gerekir. 2918 sayılı kanunun 90. maddesinde zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar anılan kanunda öngörülen usul ve esaslara tabi olup ayrıca bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda TBK’daki haksız fiillere ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür. Bu maddedeki, maddi tazminatın genel şartlara göre hesaplanacağına ilişkin ibareler, Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının belirlenmesi bakımından (somut olayda) kaza tarihi itibarıyla yargısal uygulamalarda uygulanması kabul edilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğu gibi, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği de yürürlüktedir. Bu yönetmeliğin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) “Dayanak” başlıklı 3. maddesinde; 5510 sayılı Kanunun 107. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlandığı belirtilmiş; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin (1) nolu bendinde de yönetmeliğin, “5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların iş kazası ile meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hâllerinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağına, ” ilişkin usul ve esasları kapsadığı belirtilmektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin “Dayanak” başlıklı 3. maddesinde bu Yönetmeliğin, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5. maddesine dayanılarak hazırlandığı, yine anılan yönetmeliğin 2. maddesinde Yönetmeliğin, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsadığı düzenlenmiştir. Buna göre -adli tıp öğretisinde de kabul edildiği üzere- Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, amaç ve kapsam olarak tazminat hukuku ilkeleri bağlamında hükümler içerip haksız fiile maruz kalan kişideki travmatik lezyonlar ile birlikte meslek veya iş türü, meslek grup numaraları, iş kolları ve kişilerin yaşlarına yönelik ayrı ayrı cetveller içermekte ve bu itibarla tıbbi kıyas/takdir metoduna elverişli olması nedeniyle bilirkişinin/adli tıp uzmanının yorumuna olanak vermektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise kişinin maruz kaldığı haksız fiil ve bunun sonucu olarak mesleğinde kazanma gücünü hangi oranda kaybettiğini belirlemekte yeterli olmayıp daha ziyade kişide bulunan sistematik hastalıkları ön plana çıkarmakta, malulen emeklilik, vergi indirimi, bakım ücreti, özel eğitim ve özel donanımlı araç kullanımına yönelik olup tazminat hesabında asıl önem arz eden yaş, sanat, meslek, meslek grubu gibi faktörlerin hesaplamada değerlendirilmemesinden dolayı tazminatın unsurlarını ve hak edilen tazminatın belirlenmesinde yeterli ve gerekli parametreleri içermediği için yeterli olmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalara göre, davacının 30/09/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı maluliyetini 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirleyen 10/01/2018 tarihli ATK raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. KTK’nin 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle bedensel zarar tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle, sürekli sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının, %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplanması gerektiğine ilişkin istinaf itirazının da isabetli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. 2-Geçici iş göremezlik zararına yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Her ne kadar yeni Genel Şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararının sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de 6111 sayılı kanun ile değişik 2918 sayılı kanunun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda, Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemeyeceğinden, sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik zararlardan sorumluluğu devam etmektedir.İlk derece mahkemesince bu yönde verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. 3-Tazminat hesaplama yöntemine yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile KTK’nin 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Mahkemece, davacının kaza tarihindeki yaşına göre muhtemel bakiye yaşam süresini TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre belirleyen, tazminat hesaplamasını %1,8 teknik faiz uygulamadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemini kullanarak yapan 15/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 13.162,06 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.291 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.871,06 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/11/2023