Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/87 E. 2023/370 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/87
Karar No: 2023/370
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 09/09/2021
Numarası: 2014/1220 (E) 2021/846 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Birleşen İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/249 Esas Sayılı Dosyasında
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 07/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.04.2013 tarihinde, davalı …’ın maliki, … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik, sürekli ve geçici işgöremezlikten kaynaklı 50.000 TL maddi tazminatın 1 ve 2 nolu davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden 19/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tüm davalılardan, 20.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının dava konusu olayda hiçbir kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.04.2013 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya davacıya çarparak onun yaralanmasına neden olduğunu, asıl davada ATK’dan alınan kusur raporunda plakası tespit edilemeyen aracın sürücüsüne de kusur atfedildiğini belirterek, plakası tespit edilemeyen aracın kimliği meçhul sürücüsünün % 30 oranında kusurundan dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın 17/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça usulüne uygun olarak yerine getirilmiş başvuru şartı bulunmaksızın dava açıldığını, müvekkili aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili 12/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile birleşen dosyadaki maddi tazminat talebini 1.384,35 TL geçici iş göremezlik, 12.968,41 TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 14.352,76. TL’ye artırmış ve 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili 19/08/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile 1.113,69 TL geçici iş göremezlik, 15.107,34 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere maddi tazminat talebini toplam 16.221,03 TL ye artırmıştır. İlk derece mahkemesince; “Esas dava hakkında; 1-Maddi tazminat yönünden talebin; ödeme nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat yönünden talebin; kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 07/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.113,69 TL geçici iş göremezlik tazminatının ve 15.107,34 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 07/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili ve davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava bakımından 28/12/2015 ve 26/11/2018 tarihli ATK faturalarının yargılama giderlerine dahil edilmediğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, birleşen davanın davalısı Güvence Hesabı’ndan manevi tazminat talepleri bulunmamasına, maddi tazminat davasında da kısmen dahi olsa haksız çıkmamış olmalarına rağmen, manevi tazminat talebinin kısmen reddi gerekçesi ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava öncesinde müvekkili kuruma eksik belge ile başvuru yapıldığından başvuru şartlarının yerine getirilmediğini, davacı tarafın kazanın oluşumunda plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiğini, ayrıca bu aracın …’nın sorumluluğuna sebep olacak araçlardan olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti için ATK 3. İhtisas Dairesi’nden erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış sağlık raporu alınması gerektiğini, geçici işgöremezlik tazminatından müvekkili kurumun sorumluluğu bulunmadığını, davacının kaza tarihinde 51 yaşında, emekli ve yaşlılık aylığı aldığını, kaza tarihinde çalışmakta olduğunu ispatlayamadığını, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, SGK’dan davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmadığını, müvekkil kurum aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; 09/01/2019 tarihinde düzenlenen ibranamede açıkça ödeme ile davadan feragat edileceğinin kabul edildiğini, ibraname gereği müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, buna rağmen davanın … Sigorta yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ve aleyhe yargılama gideri, vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, birleşen dava yönünden ise yalnızca birleşen davadaki davalı yönünden aleyhe hüküm kurulması gerekirken “davalılar” şeklinde aleyhe hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ibranamede davacıya yargılama gideri kalemi yönünden de ödeme yapılmış olması ve ibranamede belirtilen tutarın ödenmesi sonrasında … Sigorta’nın herhangi bir sorumluluğun kalmadığının ibra edilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda … Sigorta aleyhine yargılama giderine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat, birleşen dava plakası tespit edilemeyen aracın kimliği meçhul sürücüsünün kusuru nedeniyle davalı …ndan maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 07/04/2013 tarihinde, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile seyir halinde iken yolun sağındaki banketi takiben kendisi ile aynı istikamette yürümekte olan yaya davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı anlaşılmıştır. 1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, kazanın oluş şekline, davacının yaralanmasının niteliğine, tarafların kusur oranına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının bir miktar az olduğu, davacı için 20.000 TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılmakla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul ATK Başkanlığı Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan rapor alındığı, bu rapor nedeniyle ödenen 612,75 TL rapor ücretinin ve kusur tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan rapor nedeniyle ödenen 314,50 TL rapor ücretinin asıl ve birleşen davada ispat vasıtası olarak ileri sürülen hususlara ilişkin olduğu ancak ilk derece mahkemesince verilen kararda yargılama gideri içerisine dahil edilmediği anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın davalıları arasında yarı yarıya paylaştırılması gerekirken, bu yönde bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.Birleşen davada manevi tazminat talebi bulunmamasına rağmen reddedilen manevi tazminata ilişkin olarak davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.Davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmüştür. 2-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; Dava öncesinde …na 10/12/2018 tarihli dilekçe ile yapılan başvurunun geçersiz sayılmasını gerektiren herhangi bir eksiklik olmadığından başvuru şartlarının yerine getirilmediğine yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 26/11/2018 tarihli raporunda, davalı sürücü …’ın %60 oranında asli kusurlu, davacı yayanın %10 oranında tali kusurlu olduğu, motosikletin yol bölümüne girerek davalının seyir dengesinin bozulup sağa yönelerek yayaya çarpmasına neden olan plakası tespit edilemeyen aracın kimliği meçhul sürücüsünün hatalı tutum ve davranışlarının olayın oluşu üzerinde %30 oranında etken olduğu belirtilmiştir. Olaya ilişkin yapılan ceza yargılaması sonucunda İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/151 Esas 2015/469 Karar sayılı kararı ile sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile asli kusurlu olarak davacıya çarpması nedeniyle taksirle yaralama suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş, yargılama aşamasında alınan kusur raporlarında (10/04/2014 tarihli bilirkişi raporu ile ATK Trafik İhtisas Dairesinin 22/01/2015 tarihli raporu) sanık sürücü …’ın asli, yaya konumundaki davacı tarafın tali kusurlu olduğu, Pendik istikametinden Sultanbeyli Merkez istikametine seyir halinde olan ve motosikletin seyir dengesinin bozulup sağa yönelmesine neden olan plakası bilinmeyen araç sürücüsünün kusurlu davranışının sonuç üzerine tali derecede etken olduğu tespit edilmiştir.Mahkemece alınan 26/11/2018 tarihli kusur raporu oluşa ve dosya içeriğine uygun olmakla hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Kazaya karışan plakası tespit edilemeyen aracın …’nın sorumluluğuna sebep olacak araçlardan olmadığını ispat yükü, bunu iddia eden davalı tarafta olup davalı … tarafından bu hususta dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır.Mahkemece hükme esas alınan ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 20/11/2015 tarihli raporunda, davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre % 5.1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. ATK raporunun incelenmesinde, tedavi sürecinde düzenlenen belgeler, raporlar değerlendirilerek kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmakla mahkemece hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Geçici iş göremezlik zararının teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazının incelenmesinde; kaza tarihi 07/04/2013 olup kaza tarihi itibariyle geçici iş göremezlik zararı teminat kapsamında olduğundan geçici iş göremezlik tazminatından davalı …nın sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davalı vekili her ne kadar davacının kaza tarihinde 51 yaşında olup çalışmadığını, emekli ve yaşlılık aylığı aldığını iddia etmiş ise de davacı kaza tarihinde 43 yaşında olup dosyada bulunan Pendik Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü’nün 14/03/2014 tarihli yazısında kaza tarihinde bir iş yerinde çalışmakta olduğu bildirilmiş, ekinde davacı ile ilgili SGK hizmet dökümü gönderilmiştir. Davacının kaza tarihinde 4/a kapsamında çalışan olduğu anlaşılmakla geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanması yerindedir. Faizin başlangıç tarihine ve türüne yönelik istinaf itirazına gelince; ilk derece mahkemesince hükmedilen tazminata yasal faiz işletilmesine karar verildiğinden faizin türüne yönelik istinaf itirazında hukuki yarar bulunmamaktadır. … yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliğinin 9, 14 ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir.Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir. Somut olayda; davacı vekili tarafından dava açılmadan önce 17/12/2013 tarihinde davalı …na başvuruda bulunulmuş ise de … yönünden gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulduğu dolayısıyla bu tarih itibariyle …’nın temerrüdünden bahsedilemeyeceği, akabinde davacı vekili tarafından birleşen dava açılmadan önce 10/12/2018 tarihli dilekçe ile gerekli belgelerle birlikte tekrar başvuruda bulunulduğu, dosya içeriğinde davalı sigorta şirketine başvuru tarihine dair belge bulunmamakta ise de …nın 13/12/2018 tarihli yazısı ile davacı vekilinden İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1220 E. sayılı kararının gönderilmesini talep ettiği göz önüne alındığında 13/12/2018 tarihi itibariyle davalı …nın temerrüde düştüğü gözetilerek bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken 07/12/2013 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. 3-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; Davacı vekili 18/01/2019 tarihinde sunduğu dilekçesi ile davalı … Sigorta AŞ ile yapılan sulh protokolü gereğince … Sigorta AŞ tarafından ödeme yapıldığını ve maddi tazminat davasının konusuz kaldığını bildirmiş, dilekçe ekinde sunduğu, davacı ile davalı … Sigorta AŞ arasında akdedilen “sulh protokolü ve ibraname” başlıklı belgenin incelenmesinde; davalı nezdinde sigortalı … plakalı aracın 07/04/2013 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle tarafların mutabık kaldıkları 29.748,00 TL’nin ödenmesinin ardından 5 gün içinde davacının İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1220 E. sayılı dosyasından feragat edeceğini ve davanın da … Sigorta AŞ, sigortalısı ve sürücü lehine feragatle sonuçlandırılacağını; ödemenin yapılmasıyla birlikte davacı vekilinin anlaşma konusu dava ve dava konusu talepler nedeniyle davalı … Sigorta AŞ, sigortalısı ve sürücüsünü gayrikabili rücu, ibra ve feragat edeceğini ve her ne nam altında olursa olsun başka bir hak ve talebi kalmadığını kabul, beyan ve taahhüt etmekte olduğu belirtilmiştir. HMK’nın 309. maddesi uyarınca feragat dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Kanunun ön gördüğü biçimde yapılmayan feragat geçerli değildir. Somut olayda, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan ve içeriğinde ödemenin yapılmasıyla birlikte davacı vekilinin davalı … Sigorta AŞ’ye karşı olan davasından feragat edeceği, davanın feragat ile sonuçlandırılacağı belirtilen “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı belge; davadan feragat iradesiyle mahkemeye sunulan davadan feragat dilekçesi niteliğinde olmadığı, böylece davadan feragatin biçimine ilişkin HMK’nin 309/2. maddesinde öngörülen şekil koşullarını taşımadığından davadan feragat niteliğinde değildir. Mahkemece dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. HMK’nın 331. maddesi uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan durumlarda, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.Eldeki davada, dosya kapsamı itibariyle davacı tarafın dava açmakta haklı olduğu, davalı … Sigorta AŞ’nin dava açılmadan önce ödeme yapmamış olması nedeniyle davanın açılmasına sebep olduğu anlaşılmakla davacı taraf lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetlidir. Davalı vekili birleşen davada yalnız birleşen davalı yönünden hüküm kurulması gerekirken “davalılar” şeklinde aleyhe hüküm kurulduğunu ileri sürmüş ise de mahkemece birleşen davada asıl davanın davalısı … Sigorta AŞ’yi kapsayacak şekilde “davalılar” şeklinde hüküm kurulmamıştır. Buna ilişkin istinaf itirazında hukuki yarar bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, B-Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: a-Asıl Dava Hakkında; 1-Maddi tazminat davası konusuz kaldığından esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat davasının kabulü ile 20.000 TL tazminatın 07/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı .. ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, 3-a)Maddi tazminat davası için alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, -maddi ve manevi tazminat davasında toplamda peşin yatırılan 239,10 TL harcın maddi tazminata isabet eden kısmı olan- 170,77 TL’den mahsubu ile bakiye 111,47 TL’nin davacıya iadesine, b)Manevi tazminat için alınması gereken 1.366,2‬0 TL harçtan, -maddi ve manevi tazminat davasında toplamda peşin yatırılan 239,10 TL harcın manevi tazminata isabet eden kısmı olan- peşin alınan 68,33 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.297,87 TL karar harcının davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden 9.200 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Asıl davada davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ve (59,30+68,33) =127,63 TL peşin harç olmak üzere toplam 152,83 TL’nin asıl davanın davalılarından tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Asıl davada davacı tarafından sarf edilen 2.100 TL bilirkişi ücreti ve 835,85‬ TL posta yargılama gideri olmak üzere toplam 2.935,85‬ TL yargılama giderinin asıl davada davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Asıl davada davalı … tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 8-Asıl davada taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine, b-Birleşen Dava Yönünden; 1-Davanın kabulü ile 1.113,69 TL geçici iş göremezlik tazminatının ve 15.107,34 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 13/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.031,98 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL ile 191,9‬0 TL tamamlama harcın mahsubu ile bakiye 795,68 TL karar harcının birleşen davadaki davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Birleşen davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080 TL maktu vekâlet ücretinin davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, 4-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 44,40 TL peşin harç ile 191,90 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 280,70 TL’nin davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Birleşen davada davacı tarafından yapılan 44,40 TL posta yargılama giderinin davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine, C-Maddi ve manevi tazminat davalarına esas olmak üzere ATK raporu alınmış olmakla, toplam 927,25 TL rapor ücretinin 463,62 TL’sinin asıl davanın davalılarından, 463,62 TL’sinin de birleşen davanın davalısından alınarak davacıya verilmesine,
D-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-İstinafa başvuranlar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 100 TL posta gideri olmak üzere toplam 262,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı … tarafından sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının, davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, davalı … Sigorta AŞ tarafından peşin olarak yatırılan 85,38‬ TL harcın mahsubu ile 94,52 TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta AŞ’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davalı … Sigorta AŞ tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/03/2023