Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/813 E. 2022/2247 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/813
Karar No: 2022/2247
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 16/12/2021
Numarası: 2020/321 (E) – 2021/891 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 20/12/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı dava dışı sürücü …’nın yönetimindeki kamyonetin çarptığı motosikletin sürücüsü …’ın ölümüne neden olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davaya konu tazminat bedelinin ödendiğini, belirterek toplanmasını istediği kanıtlara ilişkin açıklamada bulunmuş, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, 67.210,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından aynı konuya ilişkin, aynı taleple Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde müvekkili şirket aleyhine açılan davada 5/3/2020 günü başvurunun reddine karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sundukları dava dilekçesinde ölenin aylık 4.000,00 TL emekli maaşı ile anahtarcılık, bıçak bileyicilik işinden elde ettiği kazancından ise aylık ortalama 4.000,00 TL gelirinin bulunduğunu belirterek dilekçenin kanıtlar kısmında ölenin gelir durumuna ilişkin kira sözleşmesi ve emekli maaş ödemesi açıklamasının yer aldığı banka dekontlarının sunulduğunu, ölenin asgari ücretten daha fazla gelir elde ettiğine ilişkin belge bulunmadığı gerekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatının asgari ücret üzerinden hesaplanmasının fahiş biçimde eksik ve hatalı, takdir edilen tazminat tutarının da az olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davanın açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biri de davanın görülmekte olmasıdır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte (derdest) ise aynı konunun (uyuşmazlığın) yeni bir dava konusu yapılma olanağı bulunmamaktadır. Çünkü aynı konuda iki dava açılmasında davacının hukuken korunmaya değer bir çıkarı bulunmamaktadır. Dava şartlarını düzenleyen HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” biçiminde ifade edilen derdestlik dava şartlarındandır. Buna göre önceden açılmış bir dava devam etmekte iken aynı konuda yeniden dava açılamaz. Buna rağmen açılırsa yeni dava usulden reddedilir. Derdestlikten söz edilebilmesi için, daha önce açılmış olan davanın tarafları ile konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekmektedir. Öte yandan dava konusu uyuşmazlığın, daha önce kesin bir hüküm ile çözümlenmemiş olması da dava şartlarındandır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o dava konusu hakkında kesin hüküm vardır. Aynı dava (uyuşmazlık) yeni bir dava konusu yapılamaz; yapılırsa, mahkemenin kesin hüküm varlığını kendiliğinden gözeterek davayı esasa girmeden (usulden) reddetmesi gerekir. HMK’nin 303’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca bir davaya şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için; her iki davanın taraflarını, her iki davanın dava sebeplerini ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması zorunludur. Bu nedenle maddi anlamda kesin hükmün varlığının belirlenmesi bakımından eski (ilk) dava ile yeni (ikinci) davanın, konularının aynı olup olmadığını anlamak için hâkimin, eski (ilk) davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni (ikinci) davanın talep sonucunun karşılaştırılması gerekir. İkisi aynı ise dava konularının aynı olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki, HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “i” bendinde belirtilen dava şartlarından olan aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması koşulunun oluşup oluşmadığının belirlenmesi için eski (ilk) davanın biçimsel anlamda da kesinleşmiş olması da gerekmektedir. Diğer yandan HMK’nin 115’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2’nci fıkrasına göre de mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Davalı vekilinin dilekçesi ekinde sunduğu Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem kararının incelenmesinden; davacı … vekili tarafından, 23/9/2018 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına hükmolunması için Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine 2/1/2020 günü başvuruda bulunmuş, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 5/3/2020 gün ve 2020/103 (E) – 2020/20613 (K) sayılı kararıyla, davalı … AŞ’nin ZMSS poliçesi kapsamında tazmin yükümlülüğünü yerine getirdiği gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği; eldeki destekten yoksun kalma tazminatının ise 26/8/2020 günü açıldığı anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 5/3/2020 gün ve 2020/103 (E) – 2020/20613 (K) sayılı dosyası getirtilerek; taraflarının, dava sebebinin ve konusunun aynı olup olmadığının ve kesinleşip kesinleşmediğinin incelenmesi ve buna göre HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “ı” bendinde öngörülen aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmamasına ve anılan maddenin “i” bendinde belirtilen aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasına ilişkin dava şartlarının oluşup oluşmadığı belirlenerek, ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Kararın kaldırılma gerekçesine göre davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedenleri bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,4-İstinaf başvurusu için davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine,5-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yolu başvuru harcı ile istinaf karar ve ilam harcının talepte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,8-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20/12/2022