Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/812 E. 2022/1263 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/812
KARAR NO: 2022/1263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/12/2021
NUMARASI: 2020/512 (E) – 2021/891 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 05/08/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı şirket tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını belirterek şimdilik 5.400 TL daimi maluliyet tazminatının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde ATK ön raporunda belirtilen eksikliklerin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, ATK raporunda belirtilen eksikliğin tamamlanması için alınması gereken randevu gününün yoğunluk nedeniyle temin edilemediğini, kesin sürenin usulüne uygun olmadığını, verilen 3 aylık sürenin, eksikliğin tamamlanabilmesi için yeterli gelmediğini, verilmesi gereken sürenin amaca uygun yeterli ve elverişli olması gerektiğini, kabule göre de kesin süre içerisinde işlemin yapılmaması nedeniyle sadece maluliyet raporuna ilişkin işlemleri tamamlama hakkı ortadan kalkmış olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki dosya içerisindeki mevcut raporlara göre maluliyet raporunun tanzim edilebilmesi mümkün iken ret kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı taraf, davaya konu trafik kazası nedeniyle gerçekleşen yaralanmadan kaynaklı oluşan maluliyete dayalı olarak sürekli iş göremezlik tazminatı talebi ile eldeki davayı açmış bulunmaktadır. Davacının sürekli iş göremezlik tazminatına müstehak olabilmesi için kaza nedeniyle daimi maluliyete düçar olduğu hususunu ispatlanması lazım gelmektedir. Buna ilişkin ispat yükü de davacı tarafa aittir. İlk derece mahkemesince, davacı tarafından sunulan tedavi evrakını havi dava dosyasının kül halinde maluliyet raporu tanzimi amacıyla ATK’ya sevkine karar verildiği, ATK tarafından ise düzenlenen ön raporda belirtilen eksikliklerin ikmali halinde rapor tanzim edilebileceğinin bildirildiği, ön raporun davacı vekiline tebliğ edildiği ve davacı vekilinin talebi üzerine mahkemece duruşma günü beklenmeksizin sözü geçen ön rapor doğrultusunda İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine 02/02/2021 tarihinde yazı yazıldığı, bu arada 23/02/2021 tarihinde yapılan 2 nolu celsede ATK ön raporuna ilişkin işlemlerin yapılmakta olduğu hususunun davacı vekili tarafından beyan edilmesi üzerine, mahkemece ön rapordaki eksikliğin ikmal edilmesinin beklenilmesine karar verildiği, ancak Çapa Tıp Fakültesine yazılan yazıya verilen cevapta, davacı tarafından ilgili kliniklere yapılmış herhangi bir başvurunun bulunmadığı, kliniklerine yönlendirildiği takdirde gerekli muayenesi ve tetkiklerinin yapılarak raporunun hazırlanacağı hususunun bildirilmesi sonrasında 08/06/2021 tarihinde yapılan 3 nolu celsede davacı vekiline ATK ön raporunda belirtilen raporları temin ederek dosyaya ibraz etmesi hususunda 3 aylık kesin süre verilerek ihtaratta bulunulduğu, ancak 6 ay sonraya bırakılan bir sonraki duruşma gününe kadar işbu eksikliklerin ikmal edilmediği görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle az yukarıda açıklanan yargılama safahatinde geçerli bir özüre dayalı olarak eksikliğin ikmal edilemediğine ilişkin bir ispat ortaya konulamadığı gibi kesin sürenin verildiği tarihten itibaren bir sonraki duruşma gününe kadar geçen 6 aylık sürenin, eksikliğin ikmali için yeterli bir süre olduğu karşısında maluliyete ilişkin iddianın ispatlanamamasından kaynaklı ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 30/06/2022