Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/736 E. 2022/1017 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/736
KARAR NO: 2022/1017
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2022
NUMARASI: 2021/730 Esas – 2022/183 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık; davalının maliki-işleteni olduğu aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde dava dışı kişiye ait emtianın hasarlanması nedeniyle, taşıma işi yapan davacı tarafından, emtia sahibi dava dışı kişiye ödenen tazminatın, zarar sorumlusu olan davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “(…) davacının zarar gören olmayıp zarar görenin bizzat malları taşınan ve davaya konu trafik kazası sebebiyle malları zayi olan … AŞ olduğu, zararın Bursa ilinde meydana geldiği ve davalının ikametgahının da Bursa ili olduğu … yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun takip bulunmadığı” şeklindeki gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nın 16. maddesine göre zarar görenin yerleşim yeri yetkili olduğundan, müvekkili şirket merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin icra takibinde yetkili olduğunu, davalı tarafça cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmadığını, bu nedenle Mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 06/02/2021 tarihinde, dava dışı kişinin maliki-işleteni olduğu …-… plakalı tırın, Bursa Karacabey karayolunda tek taraflı kaza yapması neticesinde, araçtaki otomotiv yedek parçası niteliğindeki emtianın hasarlandığı, 28/02/2021 tarihinde, emtia sahibi dava dışı … AŞ tarafından, taşıma işini yapan davacının alacağından 88.471 TL’nin mahsup edildiği, bu şekilde zararın davacı tarafından karşılandığı; davacı tarafça ödenen bu miktarın davalıdan tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … (E) sayılı icra dosyasında bakiye 67.352,89 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafça yasal süresi içerisinde İcra Müdürlüğünün yetkisine (yetkili İcra Müdürlüğünün Bursa İcra Müdürlüğü olduğu gerekçesiyle), icra takibine, borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı; davalı tarafça yasal süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde de yetkiye itiraz edildiği anlaşılmıştır. İcra dairesinin yetkisi için de uygulanan 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasında, “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü düzenlenmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir.Somut olayda, davanın konusu trafik kazasından, dolayısıyla haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davaya konu olay Kracabey/Bursa karayolunda meydana gelmiş olup davalının yerleşim yeri adresi Bursa’dır. Davacının yerleşim yeri adresi ise Sultanbeyli/ İstanbul olup davacı HMK’nın 16. maddesi gereğince seçimlik hakkını kullanarak zarar gören olarak kendi yerleşim yeri İstanbul Anadolu İcra Dairesinde icra takibi yapmış ve aynı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açmıştır. İlk derece mahkemesince, taşıdığı emtianın trafik kazası nedeniyle zarar görmesi üzerine, taşımacılık ilişkisi nedeniyle taşıtanın (emtia sahibi) zararını karşılayan davacının “zarar gören” olarak kabul edilemeyeceği şeklindeki kabulü yerinde değildir. Dolayısıyla takibin yapıldığı icra dairesi ve itirazın iptali davasının açıldığı mahkemenin açılan davada yetkili oldukları anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, davalı tarafın yetki itirazının reddi ile taraf delillerinin toplanıp işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/05/2022