Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/65 E. 2022/207 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/65
KARAR NO: 2022/207
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2021
NUMARASI: 2019/652 Esas – 2021/792 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Kusurundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; hizmet kusurundan kaynaklanan araç hasar tazminatının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “1-Pasif husumet yokluğundan davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Yukarıda da belirtildiği üzere dava ve uyuşmazlık; davacıya ait aracın rögar kapağına çarpması nedeniyle hasarlandığı iddiasıyla, araç hasar tazminatının tahsili amacıyla davalı hakkında yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Yargıtayın ve Dairemizin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, asliye mahkemeleri, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu TTK’nın 4. maddesinde sayılmıştır. Bundan başka, bir yerde ticaret mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde bulunan ve bu Kanun’un 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde nispi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava olup tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. Anılan Kanun’un 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda somut olayda, davacının hasar gören aracının ticari araç olması -dosyayı görevsizlik kararıyla gönderen asliye hukuk mahkemesinin gerekçesinin aksine- tek başına davayı ticari dava haline getirmeyecektir. Davalının da tacir sıfatı bulunmadığından eldeki davanın “her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili dava” (nispi ticari dava) olarak kabulü olanağı yoktur. Yine uyuşmazlığın konusunun da 4. maddenin a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğmadığı ve dolayısıyla mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı nazara alındığında, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/02/2022