Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/630 E. 2022/1208 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/630
KARAR NO: 2022/1208
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/12/2021
NUMARASI: 2021/252 (E) – 2021/1023 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 23/6/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sürücü …’un yönetimindeki davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … plakalı otomobilin, davacıların oğlu …’a çarparak ölümüne neden olduğunu ileri sürerek, belirsiz alacak davası niteliğinde davacı … için 3.1000,00 TL, davacı … için ise 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 9/2/2021 tarihli kararıyla sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusursuz olması nedeniyle başvurunun esastan reddine karar verildiği, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunununda İtiraz Hakem Heyeti kararlarının mahkeme kararları gibi kesin hüküm oluşturacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, taleplerine rağmen ilk derece mahkemesinin yeterli inceleme yapmadan davanın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, tahkim başvurusunda fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmaları nedeniyle tahkim kararının kesin hüküm oluşturmayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. HMK’nin 303’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca bir davaya şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için; her iki davanın taraflarını, her iki davanın dava sebeplerini ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması zorunludur. Bu nedenle maddi anlamda kesin hükmün varlığının belirlenmesi bakımından eski (ilk) dava ile yeni (ikinci) davanın, konularının aynı olup olmadığını anlamak için hâkimin, eski (ilk) davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni (ikinci) davanın talep sonucunun karşılaştırılması gerekir. İkisi aynı ise dava konularının aynı olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Aynı zamanda HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “i” bendinde belirtilen dava şartlarından olan aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması koşulunun oluşup oluşmadığının belirlenmesi için eski (ilk) davanın biçimsel anlamda da kesinleşmiş olması gerekmektedir.Eldeki davada ise davacılar … ve … vekili tarafından, adları geçen davacıların 14/7/2015 günü meydana gelen trafik kazasında ölen müşterek çocukları …’ın ölümünden ötürü destekten yoksun kalma tazminatına hükmolunması için Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine 22/10/2020 günü başvuruda bulunarak davacı … için 2.550,00 TL, davacı … için de 2.550,00 TL olmak üzere toplam 5.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 5/1/2021 gün ve 2020/91117 (E) – 2021/1428 (K) sayılı kararıyla davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, davacılar vekilinin başvurusu üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 9/2/2021 gün ve 2021/237 – 2021/İHK-3635 sayılı kararıyla Uyuşmazlık Hakem Heyetinin kararına yönelik itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. HMK’nin 361’inci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca, birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; İtiraz Hakem Heyeti’nin 9/2/2021 gün ve 2021/237 – 2021/İHK-3635 sayılı kararında davacılar vekilinin itirazının reddine kesin olarak (temyiz yolu kapalı) karar verildiği belirtilmiş olmakla birlikte, yukarıda açıklanan HMK’nin 361’inci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 5/1/2021 gün ve 2020/91117 (E) – 2021/1428 (K) sayılı dava dosyası getirtilerek; davacıların destekten yoksun kalma talebini içeren Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinde görülen davalarının HMK’nin 107’nci maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde açılıp açılmadığı yönünden incelenmesi, belirsiz alacak davası niteliğinde açılmış ve talep sonucu temyiz kanun yolu sınırını geçmeyecek tutarda yükseltilmemiş ise İtiraz Hakem Heyetinin 9/2/2021 gün ve 2021/237 – 2021/İHK-3635 sayılı kararının temyiz kanun yolu kapsamında incelenmesi olanağının bulunması nedeniyle kesinleşmediği gözetilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran taraflara ayrı ayrı geri verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23/6/2022