Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/61 E. 2022/705 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/61
KARAR NO: 2022/705
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/06/2021
NUMARASI: 2019/653 (E) 2021/470 (K)
DAVANIN KONUSU: Alacak(Sigorta sözleşmesinden kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 16/06/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında diğer davalının trafik sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç sürücüsü olan …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkiline ait olan … plaka sayılı araçta bakiye hasar ve değer kaybı oluştuğunu, ayrıca araç kiralama nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 8.789,82 TL bakiye hasar bedeli, 2.000,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 10.789,82 TL’nin kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, araç kiralama bedeli olan 700,00 TL’nin ise davalı …’dan yine kararda belirtilen faiz başlangıç tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili, dava öncesinde hesaplanan hasar tutarının davacıya ödendiğini, yapılan ödeme ile davacının gerçek zararı karşılanarak müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğuna ilişkin değerlendirmelerin hatalı olduğunu, hasar tutarına ilişkin bilirkişi raporunun da kabulünün mümkün olmadığını, zira trafik sigortası genel şartlarının B.2. maddesi uyarınca hesaplama yapılmadığını, KDV’nin ödendiğine ilişkin bir bilgi ve belge olmamasına rağmen KDV’den sorumlu tutulmalarının da yasaya aykırı olduğunu, değer kaybına ilişkin hesaplamanın da usule aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeden sonra kalan bakiye hasar tutarı, değer kaybı bedeli ve araç mahrumiyet zararı istemine ilişkindir. 1-Değer kaybına ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2 maddesindeki düzenlemeye göre miktar veya değeri 1.500,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 6763 sayılı kanunun 44. maddesi ile eklenen Ek 1. maddesi uyarınca maddedeki parasal sınırın yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenen kesinlik sınırı karar tarihi itibarı ile 5.880,00 TL’dir. Somut olayda, davalı aleyhine hükmedilen değer kaybı tutarı 2.000,00 TL olup, bu miktarın karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı altında kaldığı görülmektedir. Bu durumda davalı tarafın değer kaybına ilişkin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. 2-Hasar tutarına ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Tarafların aralarında tanzim ettikleri kaza tespit tutanağına gör,e davalı araç sürücüsünün yakın takip mesafesine uymaksızın arkadan çarpma kuralını ihlal ettiğinden ötürü asli ve tam kusurlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporunun oluş, usul ve yasaya uygun olduğu, sigorta şirketinin davacının gerçek zararını karşılaması gerektiği, davacı tarafın aracın onarımı için KDV dahil 16.754,82 TL ödeme yaptığı, bu ödemenin hasarla örtüştüğü ve piyasa şartlarıyla uyumlu olduğu hususunun Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen 11/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği, orijinal parça yerine eşdeğer parça kullanılması gerektiği ileri sürülerek hesaplama yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de aracın orijinal parçası yerine eşdeğer parça ile değişim imkanı bulunması halinde ancak eşdeğer parça kullanılabileceği, ne var ki dosya kapsamında buna dair bir ispatın bulunmadığı, bir başka ifadeyle eşdeğer parça kullanma imkanı olmasına rağmen orijinal parça kullanıldığına dair bir ispatın bulunmadığı ve ayrıca davalı sigorta şirketinin KDV ödemekle yükümlü olduğu (aracın onarımı yapılsın yada yapılmasın, onarıma ilişkin fatura olsun yada olmasın; zararın, KDV ile birlikte karşılanması gerektiğine dair Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2014/9038 Esas – 2014/9078 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları) görülmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı sigorta şirketi vekilinin değer kaybına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca reddine, 2-Davalı sigorta şirketi vekilinin hasar tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca esastan reddine, 3-Alınması gereken 600,43 TL istinaf karar harcından peşin alınan 196,21 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 404,22 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 4-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (8.789,82 TL hasar bedeli; 2.000,00 TL değer kaybı tazminatı) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 12/04/2022