Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/564 E. 2022/1675 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/564
KARAR NO: 2022/1675
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/09/2021
NUMARASI: 2020/224 (E) – 2021/640 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) ve ihtiyari mali sorumluluk teminatını da içeren kasko poliçesiyle sigortalı, davalı işleten …’e ait, sürücüsü davalı …’in yönetimindeki … plakalı aracın çarptığı … plakalı aracın sürücüsü davacıların mirasbırakanı …’ın ölümüne neden olduğunu belirterek her bir davacı için ayrı ayrı 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı … için 75.000,00 TL, davacı … için 60.000,00 TL, davacı … için 60.000,00 TL, davacı … için de 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 9/6/2021 günü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla sunduğu dilekçeyle davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını 104.485,19 TL’ye, davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını 76.574,46 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; toplanmasını istediği kanıtlara ilişkin beyanda bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, asgari ücretle çalışan müvekkilinin karşı tarafın acısını paylaşmak için elinden geleni yaptığını beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacılar … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine, 30.362,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, 22.250,19 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, 128.449,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılar … ve …’a verilmesine; manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … için 70.000,00 TL, davacı … için 55.000,00 TL, davacı … için 55.000,00 TL, davacı … için de 55.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek adları geçen davacılara verilmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekili dilekçesinde özetle; muhatabın sigorta şirketi olduğu ölüm ve bedensel zarar nedeniyle açılan davanın müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğinden usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalı … şirketinin para ödediği davacı vekilinin taleplerinin maddi ve manevi tazminatın dışına çıktığını, yaşanan olaydan ötürü müvekkilinin vicdan azabı çektiğini, dava konusu olayda herhangi bir tazminata hükmedilecekse bundan da sigorta şirketinin sorumlu olması gerektiğini, müvekkilinin irtibata geçtiği karşı tarafın acısını paylaşmak için elinden geleni yaptığını, asgari ücretle çalışan müvekkilinden zenginleşme esasına dayalı biçimde talepte bulunulduğunu, davalı … şirketinin destekten yoksun kalma tazminatı miktarı 216.669,92 TL olarak hesaplanan … için 285.548,92 TL ödediğini, böylece 68.879,00 TL ödeyen sigorta şirketinin sigorta teminat limitini eksiltmek suretiyle müvavalı sigorta şirketinin destekten yoksun kalma tazminatı miktarı 216.669,92 TL olarak hesaplanan … için 285.548,92 TL ödediğini, böylece 68.879,00 TL ödeyen sigorta şirketinin sigorta teminat limitini eksiltmek suretiyle müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, hükmolunan manevi tazminatın fazla olduğunu, ileri sürdükleri kanıtların hakkaniyete uygun biçimde değerlendirilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacılar … ve … yönünden açılan destekten yoksun kalma tazminatlarının tümüyle kabul edilmesine ve böylece adları geçen davacılar yönünden kısmen reddedilmiş tazminat talebi bulunmamasına karşın, adları geçen müvekkilleri aleyhine vekâlet ücretine hükmolunduğunu, hükmolunan manevi tazminatlar için olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dava konusu olaya ilişkin başlatılan soruşturma nedeniyle Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 10/1/2019 tarihli raporda sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz, meskun mahal dışında, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı seyri sırasında geldiği yol bölümünde sevk ve idare hatasıyla aynı istikamette emniyet şeridinde bulunan kamyonete tehlikeli biçimde yaklaşıp arkadan çarpmasıyla meydana gelen olayda sürücü …’in asli kusurlu, idaresindeki kamyonet ile emniyet şeridinde bulunduğu sırada aynı yönde geriden gelen sürücünün kullandığı aracın sadmesine maruz kalan …’ın ise kusursuz olduğu bildirilmiş; İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Öğretim üyesi bilirkişi tarafından 27/1/2021 tarihli düzenlenen raporda ise 3 şeritli otoyolun sağ şeridinde yüksek hızla takiben düz seyir halinde bulunan … plakalı araç sürücüsünün hızını güvenle sevk ve idare edebileceği şartlara uyarlamaması, uzaktan açıkça görülebilir durumdaki kamyonetin konumunu, kendi hızını ve mesafesini dikkate almadan tehlike bölgesine yaklaşması, zamanında ve etkili fren ve direksiyon manevra tedbirini uygulayıp seyir şeridine yönelmemesi, kontrolsüz, dalgın, özensiz, önlemsiz ve dikkatsiz davranan davalı sürücü …’in %100 oranında asli kusurlu olduğu, ölen sürücü …’ın ise olayın zarara gelmesinde, zararın doğmasında ve artmasında kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı 27/1/2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı sürücü …’in yönetimindeki araç ile davacıların desteği ölen …’ın yönetimindeki aracın kaza sırasındaki konumları ve adları geçen sürücülerin davranışları irdelenerek, davalı sürücünün olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında bulunması gereken nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığı anlaşılmış; davaya konu trafik kazası nedeniyle oluşan zarardan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren davalı sürücü …’in, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 85’inci maddesinin 1’inci ve son fıkrası ile aynı Kanunun 90’ıncı maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1409’uncu maddesi uyarınca rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan sorumlu olan ZMSS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ile birlikte KTK’nin 88’inci maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamış, davalı … tarafından davacılar … ve …’a ödenen tazminatların güncellenerek hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından mahsup edilerek, davalı … yönünden limitle sınırlı biçimde bakiye tazminata karar verilmesi yerinde görülmüştür. TBK’nin 56’ncı maddesinin 2’nci fıkrasına göre hâkim, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görenin veya ölenin yakınlarına uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ve özgün bir nitelik taşıyan hükmedilecek bu para, bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacılar ile davalılar … ve …’in dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, bilirkişi raporundan anlaşılan kusur oranına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacılar lehine hükmolunan manevi tazminatların miktarında isabetsizlik görülmemiştir. Olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, haksız fiil faili veya işleten yönünden, maddi tazminata ilişkin faiz başlangıcının kaza tarihinden itibaren olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta ise dava dilekçesinde manevi tazminat davası bakımından kazanın meydana geldiği 12/7/2018 gününden itibaren avans faizi talebinde bulunan davacılar lehine hükmolunan manevi tazminatlara, faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir. Diğer yandan davacılar vekili bedel arttırım dilekçesi ile davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını 104.485,19 TL’ye, davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını 76.574,46 TL’ye yükseltmiş, ilk derece mahkemesi ise beyan edilen bu tutarların tümünü kabul ederek karar vermiştir. Başka bir anlatımla davacılar … ve … yönünden kısmen reddine karar verilen maddi tazminat davası bulunmamaktadır. Bu nedenle davacılar … ile … aleyhine maddi tazminat davası yönünden vekâlet ücretine hükmolunması isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine,B-Davacılar …, …, … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Davacılar … ve … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davalarının ayrı ayrı reddine, 2-Davacı … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulüne, 30.360,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 20/3/2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kazanın meydana geldiği 12/7/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, 3-Davacı … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulüne, 22.250,19 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 3/7/2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kazanın meydana geldiği 12/7/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, 4-Davacılar … ve … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulüne, 128.449,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, kazanın meydana geldiği 12/7/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılar … ve …’a verilmesine, 5-Davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne, davacı … için 70.000,00 TL, davacı … için 55.000,00 TL, davacı … için 55.000,00 TL, davacı … için de 55.000,00 TL olmak üzere toplam 235.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kazanın meydana geldiği 12/7/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, adları geçen davacılara verilmesine, 6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 28.421,02 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan karar ve ilam harcı 872,32 TL, ıslah harcı olarak alınan 617,73 TL olmak üzere toplam 1.490,05‬ TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26.930,97‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, tahsilde tekerrüre neden olmamak koşuluyla davalı … AŞ’nin 2.103,76 TL karar ve ilam harcından sorumlu tutulmasına, 7-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmemesi nedeniyle, istinaf kanun yolu incelemesi dışında kalan ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca hesapladığı vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek;a) Kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre hesaplanan 24.900,00 TL nispi vekâlet ücretinin davalılar … ve …’den tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacılar tarafına verilmesine,b) Reddine karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine,c) Reddine karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine,d) Kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 21.124,16 TL nispi vekâlet ücretinin davalılardan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacılar … ve …’a verilmesine, tahsilde tekerrüre neden olmamak koşuluyla davalı … AŞ’nin 7.639,35 TL vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasına, e) Reddine karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 100,00 TL vekâlet ücretinin davacılar … ve …’tan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine,f) Reddine karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 100,00 TL vekâlet ücretinin davacılar … ve …’tan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine,g) Reddine karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 100,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’tan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı … AŞ’ye verilmesine,ğ) Reddine karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 100,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’tan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı … AŞ’ye verilmesine,8-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmemesi nedeniyle, istinaf kanun yolu incelemesi dışında kalan ilk derece mahkemesinin yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek;a) Karar ve ilam harcı olarak peşin yatırılan 872,32 TL, ıslah harcı olarak yatırılan 617,73 TL olmak üzere toplam 1.490,05‬ TL’nin davalılardan tahsil edilerek davacılara verilmesine, tahsilde tekerrüre neden olmamak koşuluyla davalı … AŞ’nin 466,10 TL harç bedelinden sorumlu tutulmasına, b) Maddi tazminat davası yönünden, davacılar … ve … tarafından sarf edilen 1.605,75 TL yargılama giderinden, ilk derece mahkemesince hesaplanan davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.603,95 TL yargılama giderinin davalılardan tahsil edilerek davacılar … ve …’a verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına, c) Manevi tazminat davası nedeniyle sarf edilen 27,00 TL müzekkere giderinden, ilk derece mahkemesince hesaplanan davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 24,88 TL yargılama giderinin, davalılar … ve …’den tahsil edilerek, davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, d) Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, e) Arabuluculuk ücreti 1.258,85 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına, tahsilde tekerrüre neden olmamak koşuluyla davalı … AŞ’nin 158,85 TL arabuluculuk ücretinden sorumlu tutulmasına, f) Arabuluculuk ücreti 61,15 TL’nin ise davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına, 9-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, B-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davacılar …, …, … ve … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 24.827,20 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 7.105,26 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 17.721,94‬ TL istinaf karar ve ilam harcının davalı …’den tahsil edilerek, Hazineye verilmesine, 3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılar tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 87,00 TL, istinaf başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 249,10 TL yargılama giderinin, davalılar …, … ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacılara verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar … ve … tarafından açılan manevi tazminat davalarında verilen hükümler yönünden HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin; davacılar … ve … tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davalarında verilen hükümler yönünden ise HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/10/2022