Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/492 E. 2023/793 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/492
KARAR NO: 2023/793
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/11/2021
NUMARASI: 2015/325 (E) – 2021/957 (K)
İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2020/685 ESAS – 2021/268 KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, asıl dava dosyası ve birleşen dava dosyasında, 24/01/2014 tarihinde plakası tespit edilemeyen ve bu nedenle davalı …nın sorumluluğunda olan bir araç ile davalı sigorta şirketine trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında yaya konumunda bulunan müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını belirterek maddi tazminat ile bakıcı gideri talebinde bulunmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekili davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, asıl ve birleşen davanın kabulü ile 204.565,36 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 2.400,62 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 5.000 TL bakıcı giderinin sigortalıların kusur oranı nispetinde ve teminat limitleri dahilinde olmak üzere kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek temlik alan davacı …’ya ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili, davacı … tarafından talep edilen tazminatın 40.000 TL’lik kısmı …’ye temlik edilmiş olmasına rağmen bu kısım yönünden de karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsü %20 oranında kusurlu olmasına rağmen tazminatın tamamından sorumlu tutulmuş olmasının doğru olmadığını, SGK tarafından geçici iş göremezlik tazminatı ödenmiş olmasına rağmen bu zararın hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, dava öncesinde temerrüt durumu olmamasına rağmen temerrüt tarihinin hatalı olarak alındığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … vekili, dava tarihinden önce gerekli belgelerle başvuruda bulunulmadığını, geçici iş göremezlik zararının SGK tarafından karşılandığını, kusurla sorumluluk ilkesi gereği gerekçeli kararda her bir davalının sorumlu olduğu miktarın açıkça belirtilmesi gerektiğini, kararın bu yönden tereddütü mucip olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, bakıcı giderine ilişkin tahkim komisyonu nezdinde verilmiş kesin bir karar bulunduğunu, geçici bakıcı giderinden sorumluluğun bulunmadığını, bakıcı gideri bakımından tek taraflı düzenlenen raporun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, kusur oranlarının çelişkili olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli ve geçici iş göremezlik ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.1-Davalılar vekillerinin bakıcı gideri davasına ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2 maddesindeki düzenlemeye göre miktar veya değeri 1.500,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 6763 sayılı kanunun 44. maddesi ile eklenen Ek1. maddesi uyarınca maddedeki parasal sınırın yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenen kesinlik sınırı karar tarihi olan 2020 itibarı ile 5.390 TL’dir. Somut olayda davalılar aleyhine hükmedilen miktar 5.000 TL olup; uyuşmazlığa ilişkin verilen karar istinaf kesinlik sınırının altında kalmaktadır.Bu durumda birleşen davaya yönelik istinaf dilekçelerinin usulden reddine karar vermek gerekmektedir. 2-Davalılar vekillerinin geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurularının değerlendirilmesi;Davacı … davaya konu tazminat alacağının bir kısmının … ve diğer bir kısmını da …’ye devrettiği, …’nin de bilahare Kahramanmaraş … Noterliğinin … yevmiye numaralı 23/07/2020 tarihli temliknamesi ile …’den temlik aldığı tazminat alacağının tamamını …’ya devrettiği görülmektedir. Bu durumda, davaya konu tazminat alacağının tamamını … temlik almış olup tazminat alacağının tamamı bakımından aktif husumet ehliyetinin bulunduğu görülmektedir. Davaya konu trafik kazası 24/01/2014 tarihinde gerçekleşmiş olup, eldeki dava ise, KTK’nın 109/2. maddesinin yollamasıyla TCK’nın 89/1. ve 66/1-e maddeleri uyarınca 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır. Davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olması ve dava açılmakla alacağın tamamı bakımından zamanaşımının kesilmiş olması ve yine, BK’nın 157/1. maddesi uyarınca hakimin her işleminden sonra kesilen zamanaşımı süresi yeniden başlayacağına göre dava ve ıslah tarihi itibarıyla zamanaşımı dolduğundan bahsedilemez.6098 sayılı TBK’nın 61 ve 62. maddelerinde düzenlenen müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Aynı yasanın 162 ve 163. maddelerine göre müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, borcun tamamından sorumludur. 163/1. maddesinde, “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir” demekle zarar göreninin, zararını nasıl ve ne miktarda talep edebileceği gösterilmiştir.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan, Yargıtay 12. CD’nin 2020/4166 Esas – 2022/660 Karar sayılı kararıyla onanarak kesinleşen Çorlu 1. ACM’nin 2014/295 Esas sayılı dava dosyasında kabul edilen maddi vakıa ile uyumlu 02/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı otomobilin, karşı yönden gelmekte olan ve sola dönüşle yol kenarındaki fabrikaya giriş yapmak isteyen plakası tespit edilemeyen otobüse çarpmamak için sağa manevra ile direksiyon hakimiyetini kaybederek seyrine göre yolun sağında yürümekte olan yayalara çarpması sonucu, yayalardan davacı (temlik eden) …’un yaralanması şeklinde meydana gelen trafik kazasında, araç sürücüsü dava dışı …’nın %20 tali, plakası tespit edilemeyen otobüs sürücüsünün ise %80 oranında asli kusurlu olduğu kanaatinde bulunulduğu, bilirkişi raporunun bu haliyle oluş, usul ve yasaya uygun olduğu, kusura yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmektedir. Davaya konu trafik kazasında davacı, zararın tamamını az yukarıda alıntılanan yasal düzenlemelere göre kusuru bulunan araç sürücülerinin sorumluluğunu üstlenen her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen talep etme hakkı olup, kendi sigortalılarına isabet eden kusurun üzerinde kalan zarar kısmından sorumlu olmadıklarına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesi mahsup edilmiş olup gerek bu yön ve gerekse teminat dışılığa ilişkin istinaf itirazlarında isabet bulunmamaktadır. Davacının dava öncesinde güvence hesabı ve sigorta şirketine başvurduğu, başvuruya ilişkin dava ön şartına ve temerrüt tarihine ilişkin mahkeme kabulünde usul ve yasaya aykırılık olmayıp; bu yöne ilişkin istinaf itirazlarında isabet bulunmamaktadır. Davacı taraf, ıslah dilekçesinde, toplam 206.965,98 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Buna göre, taleple bağlı kalınarak davalıların teminat limiti (kaza tarihi itibarıyla 268.000 TL) kapsamında bulunan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilip karar verilmesi gerekirken; davalılar hem müştereken sorumlu tutulup hem de hüküm fıkrasında “… ayrıca her iki davalı yönünden de kendi sigortalılarının kusur oranı nispetinde ve poliçe teminat limitleri dahilinde” denilmek suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı …nın, diğer davalıya da sirayet eder şekildeki bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olduğu görülmektedir. O halde, davalıların sair istinaf itirazlarının reddi ile birlikte az yukarıda gösterilen sebebe hasren kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasındaki “… ayrıca her iki davalı yönünden de kendi sigortalılarının kusur oranı nispetinde ve poliçe teminat limitleri dahilinde” tümcesinin çıkarılarak aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı … Sigorta AŞ vekili ve davalı … vekilinin birleşen davada hüküm altına alınan bakıcı gideri tazminatına ilişkin istinaf başvurularının HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca reddine, B)1-Davalı … ve davalı … Sigorta AŞ vekilinin asıl dava dosyasına yönelik istinaf başvurularının yukarıda açıklanan sebebe hasren kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Mahkemenin 2015/325 esas sayılı asıl dava dosyası yönünden açılan davanın kabulüne, 21/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi kanuna ve usule aykırı olduğundan dikkate alınmaksızın 204.565,36 TL sürekli iş görememezlik ve 2.400,62 TL geçici iş görememezlik tazminatının, davalı … Sigortası yönünden temerrüt tarihi olan 12/01/2015 tarihinden, davalı … yönünden dava tarihi olan 16/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, temlik alan davacıya verilmesine, 3-Kesinleşen hüküm aynen tekrar edilmek suretiyle; Birleşen İstanbul 11.ATM 2020/685 Esas – 2021/268 Karar sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne, 5.000 TL bakıcı giderinin davalı … Sigortası yönünden davalı … yönünden dava tarihi olan 10/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve ayrıca her iki davalı yönünden de kendi sigortalılarının kusur oranı nispetinde ve poliçe teminat limitleri dahilinde olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, temlik alan davacıya verilmesine, 4-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 14.137,85 TL nispi karar harcından peşin ve ıslah ile alınan 1.325-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.812,85-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Asıl dava yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 22.937,62 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Asıl dava yönünden Davacı tarafından yapılan toplam 3.951,85 TL (27,70 TL BVH, 4,10 TL VH, 27,70 TL Peşin Harç, 707 TL, 531 TL, 59,30 TL IH, 495,05 TL tebliğler, 2.100 TL bilirkişi ücreti. ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine 8-Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 341,55 TL nispi karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 287,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 9-Birleşen dava yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Birleşen dava yönünden davacı tarafından yapılan toplam 116,60-TL ( 54,40 TL BVH, 7,80 TL VH, 54,40 TL Peşin Harç ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf yargılama giderleri bakımından: 11-İstinafa başvuran davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine, 12-Davalılar tarafından yatırılan istinaf başvurma harçlarının talep halinde davalılara iadesine, 13-Kararın kaldırılması nedenine göre istinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 15-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda davalılar aleyhine hükmedilen miktarlar (asıl dava = 206.965,98 TL; birleşen dosya 5.000 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/05/2023