Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/345 E. 2022/685 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/345
KARAR NO: 2022/685
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
NUMARASI: 2015/808 Esas – 2021/1065 Karar
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince; HMK’nın 320/4. maddesi gereğince davanın basit yargılama usulüne tabi olduğundan ve yenilenmesinden sonra takipsiz bırakıldığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından düzenlenen tensip tutanağında, davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu belirtilerek, HMK’nın 118. ve 315. maddeleri gereğince yazalı yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmesine rağmen, daha sonra basit yargılama usulüne tabi olduğunun belirtildiğini ve bir kez işlemden kaldırılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın hatalı olduğunu, olayda HMK’nın 320/4. maddesinin değil, 150/6. maddesinin uygulanması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 26/03/2015 tarihinde, birden çok aracın karıştığı kaza neticesinde, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı; 10/08/2015 tarihinde açılan işbu davada davacı tarafça, kazaya karışan … plakalı aracın ZMS sigortacısı … Sigorta AŞ. ile … plakalı aracın ZMS sigortacısı … Sigorta AŞ. aleyhine güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu ve Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 150/6. maddesinde; “İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır…” denilmektedir. Anılan Kanun’un 320. maddesi ise basit yargılama usulüne tabi davalarda özel bir düzenlemeye yer vererek; “…(4) Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklindeki düzenlemeyle, basit yargılama usulüne tabi davalarda, davanın birden fazla takipsiz bırakılamayacağı öngörülmüş ve basit yargılama usulü uygulanan davalarda davanın birden fazla takipsiz bırakılamayacağı kabul edilmiştir. TTK’nın 4.maddesinde de ticari davalarda da deliller ile bunların sunulmasının 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabi olduğu; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanacağı düzenlenmiş, bu maddede yapılan ve 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle yazılı miktarın altında kalan ticari davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı belirtilmiştir. Açıklanan bu düzenlemeler bağlamında; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında her ne kadar, davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu gerekçesiyle HMK’nın 320/4. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/2. fıkrasında yer alan; “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklindeki düzenleme 28/02/2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Eldeki dava ise 10/08/2015 tarihinde, belirtilen düzenlemenin yürürlük tarihinden önce açılmıştır.HMK’nın 448. maddesinde bu Kanun hükümlerinin, “tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla” derhâl uygulanacağı öngörülmüştür. Yine, HGK’nın 29/05/2013 tarih E: 2012/21-1698 K: 2013/779 sayılı kararında da ifade edildiği üzere, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez. Somut olayda, tensip tutanağında davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu tespit edilmiş ve yargılama, karar tarihine kadar yazılı yargılama usulüne göre yürütülmüştür. TTK’nın 4/2. Maddesinde 28/02/2018 tarihinde yapılan düzenlemeden sondaki aşamalarda da mahkemece yargılamanın basit yargılama usulüne dair devam edeceğine dair ara kararı verilmiş değildir. Bu durumda davacının HMK’nın 150/6 maddesine göre ikinci kez takip etmediği dosyasını tekrar yenileme imkanı var iken HMK’nın 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi şeklinde bir sonuca ulaşılması usule uygun olmayacağı gibi varılacak sonucun hukuki güvenlik hakkına da aykırı olacağı değerlendirilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/5. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/04/2022