Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/281 E. 2022/1133 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/281
KARAR NO: 2022/1133
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/09/2021
NUMARASI: 2017/115 (E) – 2021/592 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı kamyonetin, davacının sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosiklete çarpmak suretiyle sebebiyet verdiği trafik kazasında yaralanarak malul kalan davacı için belirsiz alacak davası şeklinde maddi tazminat ile 100.000 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat davası ödeme nedeniyle konusuz kaldığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 35.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/03/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili, manevi tazminatın düşük takdir edildiği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalılar … ve … vekili, müvekkilinin kazanın gerçekleşmesinde kusuru olmamasına rağmen tali kusurlu görülmesinin hatalı olduğunu, dosyaya sunulan görüntülerden de anlaşılacağı üzere davacının kask takmadan ve ana yola bağlanırken hız limitlerine uymadan alkollü olarak kazaya sebebiyet verdiğini, tam ve asli kusurlu olan tarafın davacı taraf olduğunu, araç sahibi olan müvekkili bakımından zarardan müteselsilen sorumlu tutulmasının yasaya uygun olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın yüksek takdir edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık manevi tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşuyor ise hakkaniyete uygun takdir edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 24/06/2015 tarihli bilirkişi raporu ile dosya kapsamında bulunan delillere ilaveten kaza anı görüntüleri ve ana yol tali yol ayrımına ilişkin belediye yazı cevabı doğrultusunda hazırlanan ATK’nın 27/08/2016 tarihli raporunda, ilk geçiş hakkını sağ tarafından gelen davalı araç sürücüsüne vermeyerek kontrolsüz bir şekilde kavşağa giren davacı araç sürücüsüne %75 oranında; davalı araç sürücüsüne ise kavşak mahalline yaklaşırken hızını yeterince azaltarak tedbirli bir şekilde seyretmemesi nedeniyle tali oranda kusur izafe edildiği, kaza anına ilişkin görüntüler vs. dosya münderecatı kapsamında dairemizce yapılan değerlendirmede, mezkur bilirkişi raporlarının oluş, usul ve yasaya uygun olduğu, davalı …’un 2918 sayılı yasanın 85. maddesi uyarınca araç işleteni sıfatıyla zarardan müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu, davacı tarafın kaza nedeniyle gerçekleşen birden farklı maluliyete dayalı olarak Baltazard formülüne göre hesaplanan %70 oranındaki maluliyeti, kusur durumu, tarafların mali ve sosyal durumu, kaza tarihindeki paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurulduğunda koruyucu tertibat kullanılmamış olsa dahi takdir edilen manevi tazminatın uygun olduğu görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,3-Alınması gereken 2.390,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 597,72 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 1.793,13‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalılar … ve …’dan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 4-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 5-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kabul ve reddedilen miktarlar gözetilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14/06/2022