Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2710 E. 2023/62 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/2710
KARAR NO: 2023/62
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/10/2022 tarihli ara karar
NUMARASI: 2022/941 (E)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/01/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 14/07/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkillerinin desteği olan …’ın vefat etmiş olmasından dolayı 10.000 TL maddi tazminat ile 1.000.000 TL manevi tazminat istemiyle açmış olduğu işbu davada davalı …’nin kazaya karışan aracı ile malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir kararının ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, dava konusunu oluşturmayan hususların ihtiyati tedbire konu edilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, ihtiyati tedbir talebin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve hastane gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, her ne kadar ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de hukuki nitelendirme hakime ait bulunmaktadır. Davacı, davanın kabulü halinde alacağa kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak talepte bulunmuş olduğuna göre talebin, ihtiyati hacze yönelik olduğu değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; koruma tedbirine konu edilmek istenen malvarlığının, dava konusu teşkil etmediği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı halde talebin nitelendirilmesinde hataya düşülerek karar verilmiş olması doğru olmamıştır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 257. maddesinde, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği açıklanmıştır. Aynı yasanın, 264/3. fıkrasında ise, ihtiyati haciz, alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş ise ….. esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklının takip talebinde bulunmaya mecbur olduğu belirtilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için davacının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil göstermesi yeterli olup, alacağın tam olarak ispatı gerekmediğinden, ihtiyati haciz yargılamasının niteliği gereği çabuk ve seri hareket edilerek yaklaşık ispat ile yetinilmesi gerekmektedir.Aksi durumda, hükmedilecek alacağın tahsilinin imkansız olması veyahut oldukça zorlaşması durumu söz konusu olabilecektir. Dosya kapsamında bulunan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/47152 sayılı soruşturma evrakı içerisinde yer alan bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ve nüfus kayıtlarına göre tazminat istemine ilişkin yaklaşık haklılık durumunun mevcut olduğu ve haksız fiilin gerçekleşmesiyle birlikte alacağın da muaccel hale gelmiş olduğu sabit olduğuna göre ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu görülmektedir.HMK 353/1-b/2. maddesi uyarınca kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olması durumunda düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği açıklanmıştır. O halde, tedbir isteminin reddine dair ara kararın kaldırılarak davacı vekilinin geçici hukuki koruma tedbirine ilişkin talebinin ihtiyati haciz olarak kabulü ile adli yardımdan yararlanan davacılar bakımından teminat alınmaksızın davalı … yönünden adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ile muhafaza ve yakalama tedbirine başvurulmamak kaydıyla kazaya karışan aracın kaydına ihtiyati haciz konulmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 21/10/2022 tarihli ara kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, 2-Davacı vekilinin koruma tedbirine ilişkin isteminin adli yardım ara kararı gözetilerek teminatsız olarak kabulüne, dava değeri belirleninceye kadarki aşamada belirsiz alacak davasına konu edilen şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ve 1.000.000 TL manevi tazminat olmak üzere 1.010.000 TL alacakla sınırlı olarak davalı … adına sicilde kayıtlı araçlar ile gayrimenkul malları ve (ticari iştigale esas olan nitelikteki vadesiz mevduat hesabı vs. banka hesapları hariç) 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, sicile kayıtlı araçlar bakımından UYAP üzerinden, gayrimenkuller bakımından ise tapu siciline müzekkere yazılmak suretiyle ihtiyati haciz ara kararının Dairemizce infaz edilmesine, 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haciz işleminin davacı vekili tarafından icra müdürlüğü eliyle infaz ettirilmesine, sair malvarlığının ihtiyaten haczine ilişkin istemin ise reddine, 3-Adli yardım nedeniyle ileride haksız çıkacak taraftan mahkemesince alınmak üzere bu aşamada harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esastan verilecek kararda nazara alınmasına, 5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 6-Duruşma açılmadığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/01/2023