Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2676 E. 2023/97 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/2676
KARAR NO: 2023/97
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2022
NUMARASI: 2021/109 Esas – 2022/654 Karar
DAVANIN KONUSU: Bakıcı Gideri Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında, tek taraflı yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 04/10/2022 tarihli kararıyla; “1-Davanın kabulüne, 330.000,00-TL (poliçe limiti kadar) bakıcı gideri tazminatının 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TTK’nın 1420. maddesinde düzenlenen zamanaşımı süreleri dolduktan sonra davanın açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıya “kişi başı sakatlık ve ölüm” teminatı kapsamında daha önce 06/11/2018 tarihinde azami teminat limiti olarak 330.000 TL’nin ödendiğini, bakıcı gideri tazminatının da bu teminat kapsamında olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, kusur raporu alınmadan hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin dava tarihinden itibaren olması gerektiğini, Mahkemece, müvekkili Sigorta Şirketi’ne başvuru tarihi olan 19/12/2020 tarihinden 15 gün sonrası olan 24/12/2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, eksik evraklarla başvuru yapıldığını; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, prograsif rant formülüne göre hesaplama yapıldığını ancak hesaplamanın TRH2010 Hayat Tablosu ve %1,8 teknik faiz dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: İlk Derece Mahkemesince, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin verilen ilk karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 22/10/2020 tarihli ve 2020/2046 Esas – 2020/4095 Karar sayılı kararıyla; “… Her ne kadar yeni ZMSS Genel Şartlar’ın A.5.b. maddesinde, tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin, sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ve Mahkemece de, bu gerekçe ile davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de; 6111 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda, Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu, alt norm düzeyindeki Genel Şartlar ile genişletilemeyeceğinden, sözü geçen ilgili Genel Şartlar’daki hükmün uygulanması mümkün değildir. Başka bir deyişle davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerindedir. O halde, Mahkemece, dosyada bulunan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 02/10/2019 tarihli raporu da dikkate alınarak davacının bakıcıya muhtaç olup olmadığı yönünden ATK’dan ek rapor alınması, bakıcıya muhtaç olması halinde bakıcı gideri tazminatı yönünden aktüerya raporu alınması sonucunda, tarafların delillerinin değerlendirilerek bakıcı gideri tazminatı yönünden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince Dairemizin kararı doğrultusunda ATK’dan ve aktüer bilirkişisinden raporlar aldırılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 21/04/2021 tarihli raporunda; davacının 26/12/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin 15/a maddesi kapsamında başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu; 01/04/2022 tarihli aktüerya raporunda ise, davacının bakıcı gideri zararının 2.429.694,89 TL olduğu ancak davalıdan talep edebileceği tutarın poliçe üst limiti olan 330.000 TL olabileceği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporlarının yapılan incelenmesinde; raporların, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlediği, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalının bu yönlere ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Ayrıca, somut olayda, davalı tarafça düzenlene poliçede 330.000 TL sakatlanma ve ölüm, 330.000 TL sağlık gideri teminatı bulunmaktadır. Davacının talep ettiği sürekli bakıcı gideri tazminatı, ZMMS poliçesindeki sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Bir başka deyişle davalı tarafça daha önce yapılan ödeme sakatlık teminatı kapsamında güç kaybı tazminatına ilişkindir. Dava zamanaşımı dolmadan açılmıştır. Faiz başlangıç tarihinin, temerrüt tarihi olan 26/10/2018 tarihi olarak alınmasında herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu yönlere ilişkin itirazlar da kabul edilmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 22.542,30 TL harçtan, peşin alınan 5.635,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.906,72‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/01/2023