Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2420 E. 2023/78 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/2420
KARAR NO: 2023/78
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/07/2022
NUMARASI: 2022/551 (E) – 2022/669 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde kaskolu bulunan … plakalı aracın, davalıların sorumluluğunda bulunan yolda çalışma yapıldığı esnada uyarı ikaz levhası bulunmaması nedeniyle kaza yaparak hasara uğradığını belirterek sigortalıya ödenen 10.000 TL hasar bedelinin davalılardan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince “… davalı belediyenin yolun inşa, bakım ve onarımını yapmadığı yönündeki iddialar görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi anlamında hizmet kusuru teşkil etmektedir. İdarenin hizmet kusurundan kaynaklanan davaların ise Anayasa’nın 125. maddesi ve 2777 Sayılı İYUK m.2/2 kapsamında tam yargı davası olarak idari yargı yerlerinde açılması gerekir.” denilmek suretiyle davanın yargı yolu bakımından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili, uyuşmazlık mahkemesi kararlarını emsal göstermek suretiyle davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre, eldeki davada, davalıların sorumluluk alanında bulunan yolda yapılan çalışma sırasında herhangi bir işaretleme veya levha bulunmaması nedeniyle meydana gelen trafik kazasından kaynaklı oluşan zarar talebinde bulunulduğu görülmektedir. 2918 sayılı Kanun’un 6099 sayılı Kanun’un 14. maddesiyle değiştirilen 110. maddesi “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmünü amirdir.Anılan düzenlemenin gerekçesine bakıldığında, 2918 sayılı Kanun’un uygulanması gereken sorumluluk davalarında bir karmaşanın söz konusu olduğu, bu karmaşanın adli yargı yerlerinin görevli olduğu belirlenmek suretiyle giderilmek istendiği anlaşılmaktadır.Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar kazanmış kararlarında da açıklandığı üzere, 2918 sayılı Kanun’un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin kararları (26.12.2013 tarih ve E. 2013/68 K. 2013/165; 16.02.2012 tarih ve E.2011/35, K. 2012/23) gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, somut uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğuna ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. (Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin 2022/408 Esas – 2022/5163 Karar sayılı kararı aynı yöndedir) Bu durunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dair, 6100 sayılı HMK’nın 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 17/01/2023