Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2319 E. 2023/182 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/2319
KARAR NO: 2023/182
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/10/2021
NUMARASI: 2018/517 (E) – 2021/1064 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 10/09/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalıya trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plaka sayılı araçta bedensel zarara uğrayan davacılar … ve … için 6100 sayılı yasanın 107. maddesi uyarınca şimdilik 200 TL geçici işgöremezlik ve sürekli iş gücü kaybı tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalı vekili, zamanaşımı savunmasıyla birlikte ödeme itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama neticesinde “davacı …’nin uğradığı bedensel zararın tazmini için Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/544 Esas sayılı dosyası ile davacı …’nin uğradığı bedensel zararın tazmini için ise Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/871 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, her iki dosya davacıları vekilince verilen 19/06/2014 tarihli dilekçe ile sulh olunduğu bildirilerek anılan dava dosyalarından feragat edildiği ve görülmekte olan davanın ise 20/06/2017 tarihinde açıldığı nazara alındığında KTK 111. madde öngörülen hak düşürücü sürenin dolduğu, dosyamız içerisinde bulunan dekontlara göre de davacıların karşılanmamış maddi zararının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, ödeme itirazının cevap verme süresi içerisinde ileri sürülmemiş olması nedeniyle, sonradan ileri sürülen bu itirazın, savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında nazara alınmasının usulen mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte hangi zarardan kaynaklı ödeme yapıldığının belli olmadığını, ödeme dekontlarında davacıların adının geçmediğini, dolayısıyla adlarına yapılan bir ödemeden bahsedilemeyeceğini, davacı … bakımından kalıcı maluliyet bulunmadığına dair ATK raporunun kabulünün mümkün olmadığını, gündelik ihtiyaçlarını bile karşılayamayan adı geçen davacı bakımından kalıcı maluliyetin bulunmadığının kabulünün doğru olmadığını, kaldı ki yaşı küçük dahi olsa geçici iş göremezlik zararı hesaplanmamasının da hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. KTK’nın 111/2. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği, yasada belirtilen bu iki yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu ve mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği kabul edilmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7759 Esas 2018/1350 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararları)Davacılar vekili tarafından davaya konu trafik kazası nedeniyle açılan maluliyet tazminatına ilişkin Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/544 Esas sayılı dosyası ve bu dosyayla birleşen 2010/817 Esas sayılı dosyada, davacılar vekili tarafından 19/06/2014 tarihli dilekçe ile sulh olunduğu beyan olunarak davadan feragat edildiği ve davalı vekili tarafından sunulan ödeme dekontlarına göre sözü geçen dosya davacılar vekiline ödeme yapıldığı, eldeki davanın ise sulh işleminden itibaren 2 yıllık süre geçtikten sonra 20/06/2017 tarihinde açıldığı görülmektedir. O halde, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacılardan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/01/2023