Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/2239
KARAR NO: 2022/1877
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01/08/2022 tarihli ara karar
NUMARASI: 2022/471 (E)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları … plaka sayılı aracın hibrit kabin bilet verme ünitesine çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle açmış olduğu işbu maddi tazminat davasında aracın kaydına ihtiyati haciz konulması talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 257. maddesinde, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği açıklanmıştır. Aynı yasanın, 264/3. fıkrasında ise, ihtiyati haciz, alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş ise … esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklının takip talebinde bulunmaya mecbur olduğu belirtilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için davacının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil göstermesi yeterli olup, alacağın tam olarak ispatı gerekmediğinden, ihtiyati haciz yargılamasının niteliği gereği çabuk ve seri hareket edilerek yaklaşık ispat ile yetinilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafın uğramış olduğunu iddia ettiği zararının büyük bir kısmının davalıların trafik sigortacısı tarafından karşılandığı ve 18.838,42 TL talepli olarak açılan işbu davada, hurda tenzili, kusur vs. sebeple tazminattan indirim yapılabilme ihtimalinin bulunduğu, dolayısıyla bakiye bir zararın kalmayabileceği hususları göz önüne alındığında bakiye zarara ilişkin yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, zararın büyük bir kısmının davalının sigortacısı tarafından karşılanmış olması ve talep edilen miktar gözetildiğinde, lojistik sektöründe faaliyet gösteren davalı tarafın ticari iştigaline engel olacak şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesinin, tarafların hak ve menfaat dengesiyle bağdaşmadığı dikkate alınarak ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin, ihtiyati haciz isteminin reddine dair 01/08/2022 tarihli ara kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Alınması gereken harçlar peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/11/2022