Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2131 E. 2022/2076 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/2131
KARAR NO: 2022/2076
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/05/2022
NUMARASI: 2021/456 (E) – 2022/331 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakl dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkil şirkete kasko sigortalı … plaka sayılı aracın, yol üzerinde bulunan rögar kapağı üzerinden geçerken kapağın yerinden çıkarak aracın hasara uğramasına neden olduğunu ve oluşan hasar bedelinin dava dışı sigortalıya ödendiğini belirterek işbu 33.519,64 TL sigorta tazminatının rücuen davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun son dönem kararları emsal gösterilerek davanın hizmet kusuruna dayalı olarak açıldığından bahisle idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından görevli yargı kolunun adli yargı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava, TTK’nın 1472. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan aracın, yol yapım çalışması yapılan mahalde bulunan rögar kapağının üzerinden geçerken araç ağırlığının oluşturduğu sıkışma ile kapağın yerinden fırlayarak sigortalı aracın altına çarpması neticesinde hasar gördüğü iddiasıyla açılan eldeki davada, sigortalıya ödenen hasar tazminatının TTK’nın 1472. maddesi gereğince davalılardan rucuen tahsilinin talep edildiği görülmektedir. 2918 sayılı Kanun’un 6099 sayılı Kanun’un 14. maddesiyle değiştirilen 110. maddesi “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmünü amirdir. Anılan düzenlemenin gerekçesine bakıldığında, 2918 sayılı Kanun’un uygulanması gereken sorumluluk davalarında bir karmaşanın söz konusu olduğu, bu karmaşanın adli yargı yerlerinin görevli olduğu belirlenmek suretiyle giderilmek istendiği anlaşılmaktadır. Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar kazanmış kararlarında da açıklandığı üzere, 2918 sayılı Kanun’un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin kararları (26.12.2013 tarih ve E. 2013/68 K. 2013/165; 16.02.2012 tarih ve E.2011/35, K. 2012/23) gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, somut uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğuna ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. (Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin 2022/408 Esas – 2022/5163 Karar sayılı kararı aynı yöndedir) Bu durunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dair, 6100 sayılı HMK’nın 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi.29/11/2022