Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2073 E. 2022/2085 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/2073
KARAR NO: 2022/2085
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/06/2022
NUMARASI: 2021/144 (E) – 2022/426 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 15.08.2015 günü davacıların desteği olan …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile seyir halindeyken havanın yağışlı olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, adı geçen destek şahsının vefat ettiğini belirterek müvekkilleri için destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davaya konu tek taraflı trafik kazasında araç sürücüsü olan desteğin vefat etmiş olmasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının teminat dışı olduğundan bahisle 06/10/2017 tarih, 2017/47 Esas 2017/794 Karar sayılı karar ile davanın reddine dair verilen kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dairemizin, 03/12/2020 tarih, 2020/1821 Esas 2020/4310 Karar sayılı ilamı ile KTK’nın 92. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (i) bendinin, Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra ortaya çıkan hukuki durum nedeniyle ,rizikonun teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle verilen kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama neticesinde, sübut bulan davanın kabulü ile davacı … için 189.685,80 TL, davacı … için 17.626,20 TL, Davacı … için 15.412,63 TL, davacı … için 44.484,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 25/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta poliçesi ile sınırlı tutulmak kaydı ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, kaza tarihinin 15/08/2015, poliçenin de 12/05/2015 ila 27/08/2015 tarihlerini kapsadığını, kaza ve poliçe tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ve yargı kararları gereği tek taraflı meydana gelen trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün vefatından kaynaklı destekten yoksun kalma zararının teminat dışı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Eldeki davada, davalı … tarafından yeşil kart poliçesine dayalı olarak teminat altına alınan aracın sürücüsü …’nun vefatı nedeniyle kusuruna isabet eden destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmektedir. İstinafa konu uyuşmazlık rizikonun teminat kapsamında olup olmadığına ilişkindir. Davaya konu yeşil kart sigortalı yabancı plakalı aracın sebebiyet verdiği tek taraflı trafik kazası Türkiye’de gerçekleşmiş olup, 5718 sayılı Yasa’nın 34/1. maddesi uyarınca kaza ve vefat hadisesinin gerçekleştiği ülkemiz kanunlarının somut olaya uygulanacağı, gerek davacı vekili tarafından sunulan … Sigorta Şirketinin yazı cevabı ve gerekse istinaf aşamasında istinaf dilekçesinde beyan edildiği üzere poliçe başlangıç tarihinin 12/05/2015 tarihi olduğu, bu tarihin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni trafik sigortası genel şartlarından önceki bir tarih olduğu görülmektedir. Her ne kadar, Daire kaldırma kararında, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra ortaya çıkan hukuki durum nedeniyle rizikonun teminat kapsamında kaldığı kabul edilmiş ise de; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, iptal kararından sonraki süreçte verdiği müstekar kararlarında, iptal kararının sonuca etkili olmadığı, somut olaya konu rizikonun teminat dışında kalıp kalmadığı hususunda trafik sigortası genel şartlarının yürürlük tarihinin esas alınması gerektiği yönündeki kabul ve uygulaması uyarınca, daire kaldırma gerekçesinin yerinde olmadığı, ancak poliçe başlangıç tarihinin, trafik sigortası genel şartlardan önceki bir tarih oluşu ve trafik sigortası genel şartlarının C.11. maddesi uyarınca genel şartların, ancak yürürlük tarihinden sonraki olaylara uygulanabileceği göz önünde bulundurulduğunda, somut olaya konu kaza tarihi, trafik sigorta genel şartlarından sonraki bir tarih olsa da, poliçe başlangıç tarihindeki mevzuat ve Yargıtay içtihatları uyarınca uygulama yapılması gerektiği, bu kapsamda yapılan değerlendirmede ise; Destek zararının ölenin mirasçılarının (yakınlarının) zarara neden olanlardan talep ettikleri bir tazminat olduğu, işletenin (sürücünün) yakınlarının uğradıkları destek zararının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı konusunda açık bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi poliçe genel şartlarında da böyle bir kısıtlamanın olmadığı, bu nedenle işletenin ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların trafik sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri anlaşılmaktadır. (HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Kararı, HGK’nın 22.2.2012 gün, 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/12/2015 tarih, 2014/3061 Esas, 2015/13605 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir) Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken bakiye 18.253,05 TL nispi harçtan peşin olarak alınan 4.644,7‬0 TL harcın mahsubundan sonra kalan 13.608,35 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, davacılar Dilara, … ve … bakımından davalı aleyhine hükmedilen miktarlar ayrı ayrı gözetilmek suretiyle 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin; davacı … bakımından açılan davada ise kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 29/11/2022