Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2065 E. 2022/1768 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/2065
Karar No: 2022/1768
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 11/8/2022 tarihli ara karar
Numarası: 2022/559 Esas
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 25/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların malik, sürücü ve trafik sigortacısı olduğu … plakalı aracın 22/01/2022 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 250.000 TL iş göremezlik tazminatının tüm davalılardan ve 250.000 TL manevi tazminatın davalılar … Ltd Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsilini, sigorta şirketi yönünden başvuru tarihinden hesaplanacak son ödeme gününden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini, manevi tazminat alacakları yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulü ile … ve … Tic. Ltd. Şti.’nin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesince 11/8/2022 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili, dava dilekçesinin ekinde sunulan delillerin mahkemece dikkate alınmadığını, kaza tespit tutanağının davalı …’un asli kusurlu olduğunu ortaya koyduğunu, tazminat talebi haksız fiile dayandığından olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin dalak uzvunu kaybettiğini, böbrek ve kalbinde yaralanmaya bağlı kronik hasarlar oluştuğunu, dava dilekçesinin ekinde sunulan Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 17.05.2022 raporunda müvekkilinin dava konusu kazaya bağlı olarak %57 oranında iş göremezlik durumu olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla yaklaşık ispat gerçekleştiğinden ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.HMK’nın 355’inci maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan incelemede:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İİK 257. maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir.Somut olayda; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir.İhtiyati haciz talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır.Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde dosyanın yapılan incelemesinde; dosyada bulunan trafik kazası tespit tutanağı, İstanbul CBS’nın 2022/69809 sayılı soruşturma dosyasında alınan İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 26/04/2022 tarihli raporu, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 17/05/2022 sağlık kurulu raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek, İİK’nin 257/1. maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Bununla birlikte manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259’uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin 11/8/2022 tarihli ara kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2022