Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2057 E. 2022/2045 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/2057
Karar No: 2022/2045
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 16/05/2022
Numarası: 2021/221 (E) 2022/392 (K)
Dava Konusu:Maddi tazminat
Karar Tarihi: 22/11/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/03/2016 günü, davalı nezdinde ZMS sigorta poliçesi ile sigortalı, müvekkilinin eşi …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin desteği …’in vefat ettiğini belirterek, müvekkilinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 07/12/2017 tarihinde sunduğu talep artırım dilekçesi ile dava değerini 258.061,81 TL’ye artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının sürücü müteveffanın tamamen kusurlu olması nedeniyle meydana geldiğini, dava konusu talebin trafik poliçesi teminatına girmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, 182.992,79 TL’nin 02/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, müteveffa sürücünün dava konusu kazada tam kusurlu olduğunu, davacının taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi teminatı dışında olduğunu, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, davacı aynı zamanda zarar sorumlusu olduğundan alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleştiğini, ayrıca dava konusu olayda yansıma zararın şartlarının gerçekleşmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı nezdinde ZMS sigorta poliçesi ile sigortalı, desteğin sürücüsü olduğu … plakalı araç ile seyri sırasında 20/03/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada kendi kusuru sonucunda vefat ettiği anlaşılmıştır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Yeni Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni genel şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut olayda poliçenin düzenlenme tarihi 22/04/2015 olup, davacının talebinin doğrudan kendisi üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması, bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacıya yansıtılamamasına göre mahkemece rizikonun teminat kapsamında olduğuna ilişkin kabul şeklinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 12.500,23 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.130,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.370,23‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/11/2022