Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2023 E. 2022/2032 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/2023
KARAR NO: 2022/2032
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2022
NUMARASI: 2021/20 Esas – 2022/402 Karar
DAVANIN KONUSU:Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “A)Maddi tazminat yönünden; 1-Davanın kısmen kabulü ile, Davalı … Sigorta (… Sigorta A.Ş.) aleyhine açılan davanın reddine, Diğer davalılar yönünden; davalı … Sigorta (… Sigorta A.Ş.) 95.484,18 TL’si ile sorumlu olmak kaydıyla, 165.984,18 TL maddi tazminatın 11/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Sigorta (… Sigorta A.Ş.), … Tic. A.Ş. ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, B)Manevi tazminat yönünden; 1-Davanın kısmen kabulü ile, 50.000 TL manevi tazminatın 11/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Tic. A.Ş. ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Davalı … Tic. AŞ. vekili bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: İlk Derece Mahkemesinin 21/11/2017 tarih ve 2014/523 Esas – 2017/1013 Karar sayılı; “Davacının maddi tazminat istemine ilişkin davasının kısmen kabulü ile, davalılardan Karayolları Zorunlu Taşımacılık Ferdi Koltuk sigortacısı … (…) Sigorta borcun 70.500 TL’sinden, davalılardan … Tic. A.Ş. ve davalılardan … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olması, bakiye 95.484,18 TL’den ise davalılar Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısı … Sigorta A.Ş. İle … Tic. A.Ş. Ve …’ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla, (davalılar … Sigorta A.Ş. Borcun 70.500 TL’sinden, davalı … sigorta A.Ş. İse borcun 95.484,18 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) 165.984,18 TL’nin 11/02/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı yanın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, takdiren 50.000 TL manevi tazminatın davalı … Tic. A.Ş. İle davalı …’dan 11/02/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklindeki gerekçeli kararına karşı davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine; Dairemizin 05/10/2020 tarih ve 2019/1059 Esas – 2020/3949 Karar sayılı kararıyla; “Somut uyuşmazlıkta, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 05/10/2015 tarihli raporunda, davacının kaza nedeniyle %47 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. 04/04/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da; kazanın meydana gelmesinde davalı (sürücü) …’ın %100 kusurlu ve davacının %47.0 oranındaki yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararının toplam 157.180,38 TL, bakıcı giderinin 8.803,80 TL olduğu, %47.0 maluliyet oranı nedeniyle davacının karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi nedeniyle talep edebileceği alacak miktarının 70.500,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Yine 16/09/2016 tarihli bilirkişi raporu, 10/10/2016 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu ile 28/09/2017 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda, kaza tarihindeki karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçe limitinin 150.000,00 TL olduğu dikkate alınarak, davacının, bu poliçe nedeniyle talep edebileceği tazminat miktarının 70.500,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Mahkemece de, kaza tarihindeki (karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası) poliçe limiti olan 150.000,00 TL’lik teminatın %47.0 maluliyete oranlaması yapılarak 70.500,00 TL yönünden davalı … Sigorta AŞ ile aracın işleteni ve sürücüsü olan davalıların müteselsil sorumluluğuna; geri kalan miktar yönünden de Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı … Sigorta AŞ ile aracın işleteni ve sürücüsü olan davalıların sorumluluğuna hükmedilmiştir. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nda bu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren iki sene zarfında daimi surette malûliyetine sebebiyet verdiği takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve daimi sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, daimi sakatlık sigorta bedelinin, maddede belirtilen oranları dâhilinde ödenmesi gerektiği öngörülmüştür. Zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bir tutar (meblâğ) sigortası olup bu niteliği gereği geçici ve kalıcı iş göremezlik zararlarını teminat altına alan bir sigorta türü değildir. Somut uyuşmazlıkta geçici ve kalıcı iş göremezlik zararlarından sorumluluk, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı … Sigorta AŞ (teminat limiti 225.000 TL) ile davalı … Sigorta dışındaki diğer davalılardadır. Bu nedenle, zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun, diğer davalılardan farklı ve ayrı olduğu gözetilerek, davacının maluliyeti nedeniyle hak edebileceği sigorta bedelinin belirlenebilmesi için öncelikle uzman bilirkişi tarafından Genel Şartlar’a ekli cetvellere göre maluliyet oranı belirlendikten sonra meblağın hesaplanması gerekirken, anılan hususlar nazara alınmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince tespit edilen %47.0 maluliyet oranının poliçe teminat limitine oranlanması suretiyle yapılan hesaplama esas alınarak ve davalı … Sigorta’nın diğer davalılarla müteselsil sorumluluğuna karar verildiği, bu yönüyle karara karşı davalı … (…) Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince tespit edilen maluliyetine esas olan kısıtlılığının, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’ndaki (A.3.2. maddesi) maluliyet cetveline göre karşılığı varsa bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilmek ve buna göre hak edebileceği sigorta bedeli belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin bu davalı bakımından maddi tazminata ilişkin kurulan hükmünün kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak (ve istinaf başvurusunda bulunmayan taraflar yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmek) üzere Mahkemesine gönderilmesine,” şeklinde karar verilmiştir. Dairemizin kararından sonra İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılamada, Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılmış ve ATK’dan rapor aldırılmıştır. Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 26/11/2021 tarihli raporunda; davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza sigortası Genel Şartları A.3.2. maddesinin klinik olarak maluliyet oranı tespitine ilişkin bir barem olmadığı, sigorta teminatı içinde tazminatın yüzde (%) olarak ne kadarının kazalıya ödeneceğine ilişkin bir sigorta sözleşmesi listesi olup tıbbi maluliyet oranı ile ilgili olmadığı, Mahkemece sorulması nedeniyle kişinin maluliyetine neden olan kısıtlılığın söz konusu sözleşmede karşılığının bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Dosyanın yapılan incelenmesinde; İlk Derece Mahkemesince de ATK raporu ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verildiği, kararda herhangi bir hatanın bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, ilk karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmayan davalı … Tic. AŞ. vekilinin istinaf iddia ve itirazları kabul edilmemiştir. Yakarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Tic. AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 14.753,88‬ TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.688,46‬ TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 11.065,42‬ TL karar ve ilam harcının davalı … Tic. AŞ.’den tahsili ile Hazine’ye verilmesine, 3-Davalı … Tic. AŞ. istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, maddi tazminat yönünden, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık; manevi tazminat yönünden ise, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/11/2022